2013 yılında ülkemiz, milletimiz, Ünye'miz ve Ünye'lilerimiz, dünyamız ve bütün insanlık için hayırlara, huzura ve mutluluğa vesile olması dileklerimle yeni yıldaki yazılarıma başlıyorum.
*** *** ***
Yeni bir yıla girdiğimiz için sevinecek miyiz yoksa üzülecek miyiz; bir muamma. Her iki şekli ile savunanlar var. Büyük çoğunluk; yeni yılı sevinçle, eğlenerek, hoplaya-zıplaya karşılarsak bütün yıl öğle geçer diye düşünüyor ve inanıyorlar. Öylece de yapmak için emek sarfediyorlar. Bir kısım insanlarımız da var ki, geçmişin muhasebesini iyi yaparak, geleceğin ziyan olmaması için hazırlık yapmak arzu ve inancındadır. Ona gör de davranışlarını ayarlıyorlar ve hazırlık yapıyorlar.
Ben, bu muammanın çözümünü, kendime göre şöyle yorumluyorum ve yazımın başlığını da bu yorumuma uygun olsun diye “Yeni yılda yeni bir insan olmak.”şeklinde seçtim.
Bunun için:
1) Allah inancı olmayan birisi isek bu konuda bir araştırma yapmaya meyletmeli. İnanç yönünden bir yenilenmeğe ihtiyaç olup olmadığı noktasında araştırıcı olmalıdır. Kur'an'da Allah bir örnek olarak Hz. İbrahim'in tanrı arayışını anlatıyor. İnsan aklı ile, tanrı arayışı ve Allah'a varış, çok güzel örneklerle anlatılıyor. Ayrıca, Filozof İ. Kant'ın benzer bir tanrı inancına varışı anlatılır. Kısaca şöyledir: “ Ben insan olarak bütün canlı varlıklardan en üstünü olduğumu aklımla ispat edebiliyorum. Ancak, ölümsüzlüğümü sağlayamıyorum. Aczimi gideremiyorum. O halde aklım bana diyor ki, seni ölümlü ve aciz olarak var eden bir güç olması gerekir ve var olduğuna inanmama aklım beni zorluyor; İşte o büyük güç, Allah'tır. Hep var olmuştur, var olmağa devam edecektir.”İ.Kant, Hrıstıyan inancına bağlı ve çok akılcı bir filozoftur. Allah'a ve ahiret hayatının varlığı konusunda kendisi ile tartışan kişilere Hz. Ali şu soruyu sormuştur: “Bizler Müslüman olmak, Allah'a ve ahirete inanmakla kaybettiğimiz bir şey yoktur. Eğer sonuç, bizim inandığımız gibi ise- ki kesin öyledir – sizin haliniz ne olacak?” Sonsuz azap…
2) Allah inancı olduğu halde, inandığını yaşama noktasında zafiyeti olan birisi isek; yeni yılda yeni bir insan olmak için yaşama noksanlıklarını giderme çabasına yönelmelidir. Neresinden başlayacağını bilmeyenler, bir rehbere danışabilir. Mekke halkından Dıhye adında, halk tarafından sevilen ve sayılan, çevresi geniş birisi vardı. Peygamberimiz onun islama girmesini çok istiyordu. Çünkü onun İslam'a dahil olması çevresini de etkileyecek, geniş bir kitlenin müslüman olmasına öncülük etmiş olacaktı. Peygamberimizin duaları kabul oldu; Dıhye bir gün Peygamberimize geldi ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Niçin ağladığını soran Peygambere, geçmişinin çok kötü olduğunu ve cahiliye inançları uyarınca kızlarını öldürdüğünü söyledi. Peygamberimiz ona “Müslüman olanların, geçmişteki günahlarının yok hükmünde sayılacağını” söyleyince, sevinçle şahadet okuyarak müslüman oldu.
3) İnançlı olduğumuz halde kötü alışkanlıkları olan birisi isek, yeni yılda yeni bir insan olabilmek yoluna koyulup, nefsin istemlerine bir sınırlama getirmenin zamanının geldiğine karar vererek kötü alışkanlıkları terk etmelidir. Kişisel irade bu konuda her işi halleder. Sürekli olarak nefsimizin istekleri arkasından koşmak yerine, bir defa da ona “Dur artık, bu kadar yeter!” deme iradesini gösterebilmeliyiz. Filazof Eflatun şöyle diyor: “Nefsin arzuları arkasından koşup durmak, boş fıçıya kalburla(delikli buğday eleği) su taşımağa benzer; bir ömür boşa gider.”Bir noktada durmasını bilmelidir insan.
4) Eğer inandıklarını yaşayan birisi isek, yeni yılda yeni bir insan olmak için nafile ibadetlere ağırlık vermeliyiz.Bir hadis-i kutside(sözü Peygamberimize, manası Allah'a ait olan hadis) Allah, şöyle buyuruyor:”Kulum,asli görevlerini yapar ve nafile ibadetlerini de ilave ederek bana öyle yaklaşır ki; kulumun gören gözü, yürüyen ayağı, işiten kulağı, tutan eli olurum.”
*** *** ***
Değerli okuyucularım!...
Ben, ilahiyatçıyım. Yeni yıla inançlarla ilgili bir yazı yazarak başlamanın en uygun olacağını düşünerek yılın ilk yazısını böyle yorumladım. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Hayatınızı planlamak ve yorumlamak da sizlerin en doğal hakkıdır. Ancak, aklın yolu birdir; ortak akılda buluşalım.
Saygı, sevgi ve selamlarımla…