Bu tür facialarla büyük şehirlerde sık karşılaşılırken, Ordu'da ya da Ünye ‘de olabileceği hiç aklınızın ucundan geçmiyordu değil mi? Ordu da zaten epey zamandır vardı. Buyurun görün bakalım, artık Ünye'de de balici ve tinerci var. Hem de bir hayli zamandır var! Ünye, artık o şirin küçük Ünye değil!! Şehrimiz çok büyüdü, artık vilayet hüviyetinde görüntü sergiliyor. Ülkemizde üçyüzbin sokak çocuğu, ya da sokakta yaşayan çocuk mevcut.. Bu çocukların ne zaman, kimin hayatını karartacağı belli değil. Bir bakmışsınız, bu çocuklardan biriyle burun buruna gelmişsiniz günün birinde!! Ummadığınız zaman kabusunuz olurlar. Taksim'de emekli sas komandosu bir subayı bile bıçakladı bu baliciler. Evet, yakın boğuşmada uzman olan birini bile bıçakladılar. Çünkü, bu çocukların mantıklı düşünmeye pek zamanları olmaz. Siz ona merhametle yaklaşayım, derken, o size birden saldırıverir. Tiner çekmiş birine durup, nasihat vermeye falan kalkışmayın!! Çünkü, hem boşuna uğraşmış, hem de kendinizi riske atmış olursunuz .
Şimdi bir düşünelim!! Neden son onbeş sene içinde çoğaldı bu çocukların sayısı? Çünkü köylerde geçim acizliği çekiliyor, yeterli derecede tarım politikası ortaya koyamamak, miras yoluyla toprakların küçülmesi, söz konusu bu yerlerin tarım şirketleri kurularak değerlendirilememesi nedeni ile büyük şehirlere göç edilmesi, madde bağımlısı gençlerin çoğalmasına sebep olmuştur ..
Büyük şehirde ekonomik sıkıntılar içerisinde bunalan ailede yaşanan sorunlar ve buna paralel şiddet baş gösterince, ‘'sevgi eksikliği‘' içerisinde bunalan ve yeterli ilgi gösterilmeyen çocuk, ilgiyi sokakta aradı ve sokak çocuğu oldu ..
Peki, ekonomik durumu iyi olan ailelerin çocukları da madde bağımlısı olmazlar mı? Olurlar tabi! Yoksulun çocuğu evdeki şiddetten, dırdırdan sokağa düşer, varlıklının ki ise, sevgi eksikliği, varsa arkadaş kurbanı olur, uyuşturucunun pençesine düşer …Gençlerin uyuşturucu batağına düşmesine sebep olan en büyük etken , ‘'SEVGİSİZLİKTİR …
Aslında öncelikle eğitilmesi gerekenler, anne-babalardır. Hatta, anne-baba olmak için kursa gidip sertifika alma zorunluluğu getirmek lazım diye düşünüyorum . Tam da bu konuyla ilgili bir tiyatro getirdim .O kadar davetiye dağıttım ki, buyurun gelin, ücretsiz, dedim. Üstelik Belediyeden ilan da verdirttim. Maalesef çok az kişi geldi izlemeye.
Davetiyenin üzerinde Kaymakamımızın ve Belediye Başkanımızın isimleri yazmasına rağmen, zira organizeyi müşterek yaptık, iki kişi hariç, kurum amirleri bile gelmedi tiyatroya..
Başınıza, madde bağımlılığından kaynaklanan bir bela geldiğinde ‘'Yandım Allah ‘'diye bağırırsınız, ama…
Efendiler… Gelin, testi kırılmadan gerekli hassasiyetlere duyarlı olalım. Saygılarımla…