
- 10:00 Akkuş Belediyespor finallerde
- 17:12 Aşı yaptırmayana para cezası!
- 17:08 Dolmuşlarda yüzde 50 sınırlama!
- 16:52 İş Merkezi ihalesi 19 Nisan’da sonlanacak
- 16:48 Ünye Kızılay’ın Gençlik Kolları kuruldu
- 16:44 Müze Ev bağışçısı Prof. Dr. Melih Aktan vefat etti
- 14:35 Karavanda Ramazan’a ilgi büyük
- 14:23 Avrupa 3. sünden Borsa’ya teşekkür ziyareti
- 14:18 Tabip Odası doktora şiddeti kınadı
- 14:05 Gündoğdu ve Kıran’dan anlamlı ziyaret!
- 13:57 Vaka sayısında kendi rekorumuzu kırıyoruz!
- 13:53 21 lira asla fındığın değeri değil
- 13:47 Vali Sonel’den Korgan’a ziyaret
- 11:10 Kayalıklardan düşen vatandaşı itfaiye kurtardı
- 10:56 Akkuş Belediyespor Efelerligine adım adım
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

Fındık Fiyatı
Osmanlı’da Alkol
Özellikle üzüm ve başka meyvelerden yapılan şarap ve sarhoş edici alkollü içkiler Milattan Önce 4000 yıllarında yapılmıştır..
Alkol, sağlığa zararlı verici maddedir. Osmanlı asırlar boyunca içki tüketimini yasaklamıştı. Osmanlı padişahları da genelde, İslâm’ın getirdiği içki yasağına uymuşlardır.
Bu günlerde gündemde olan bu yasak acaba geçmişte nasıl uygulanmış Osmanlı Padişahları ve halk buna nasıl bakmıştır.
Bugün bu konuda yazılmış kaynaklardan derlediğimiz bir dosyayı sunuyoruz.
Dinimizce yasak olduğu için Osmanlı içindeki Müslüman halklar alkole ve içkiye yaklaşmazlardı. İmparatorluğun bazı bölgelerinde ve İstanbul’da Müslüman olmayanların içki içmesine ve bu gibi yerleri açmasına izin verilmişti.
İstanbul’un bir liman şehri olması nedeniyle içki konusunda çok yasakçı davranılmamıştır. Müslümanların şarap ticareti ve meyhane işletmeciliğiyle uğraşması yasaktı. İçki ticareti Yahudilerin ve Rumların elindeydi.
Meyhanelerin İslam mahallelerinde açılmasına izin verilmezdi, gayrimüslimlerin yerleşim yerlerinde izin vardı. Bazı Müslümanlar da buralara giderek bu isteklerini gideriyorlardı. Özet olarak Osmanlı alkol ve içki yasağına uymuş ama bir şekilde içenlere de mani olunamamıştır. Bazı padişahların sıkı yasaklar koyduğu dönemler dışında isteyen bir şekilde içmenin yolunu bulmuştur.
Bütün bunların dışında aynı zamanda bir halife sayılan Osmanlı Padişahlarının içki içip içmediği konusu hep merak edilmiştir. Bu konuda yapılmış ve yazılmış birçok inceleme araştırma vardır. İçeni de olmuştur, içmeyeni de, bunu saklamanın bir anlamı yoktur. Padişahlar içinde çok katı kuralları olanlar olduğu gibi hamamda sarhoş iken cariye kovalarken düşen ve ölenlerde vardır.
Bu konuda en ilginç araştırma Soner Yalçın’ın araştırmasıdır.
Yazının bundan sonraki kısmı Soner Yalçın’ın araştırmasından alıntı yapılarak ve yararlanılarak hazırlanmıştır.
İslam içkiye izin vermiyordu. (Maide Suresi 90-91 ) bir damlası bile haramdı.
“Ey inananlar şarap, kumar, (tapınmak için konulan) dikili taşlar putlar ve fal okları, şeytanın işlerinden pis şeylerdir. Artık bunlardan kaçının. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz. Maide 90
Şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı zikretmekten ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Siz artık bunlara son verdiniz mi? Maide 91
"Hadikatu’l-muluk" adlı eserinde; Sultan Birinci Osman’dan İkinci Mustafa’ya kadar 22 padişahın hayatını anlatır.
Bizim yararlandığımız kitabının adı ise "Telhisü Mehasini l-adab".
Bu eserin 3 üncü bölümünde, İslam halifeleri ve Osmanlı padişahlarının özel hayatlarına ilişkin bilgiler vardır..
Osmanlı’nın ilk sultanları ağızlarına içki koymamışlardı. İlk padişah Osman Gazi, dini bütün Şeyh Edebali’nin damadı olduğundan buna rağbet etmemişti.
Ancak, bazı tarihçilere göre, Osman Gazi Bizanslı Tekfurlarla şarap içmişti. Osman Gazi’nin oğlu Orhan da içkiden uzaktı.
Her iki padişah da içmiyordu ama toplantılarında komutanlarına iltifat etmek maksadıyla içki sunmuşlardı. Bu adet, Yıldırım Beyazıt, Çelebi Sultan Mehmet ve Sultan I ci ve II ci Murat döneminde de devam etmişti.
Taib Ahmed’e göre: Fatih Sultan Mehmet ve Sultan Beyazıt, komutanları ve vezirleriyle arada sırada içki içerlerdi.
Yine bir iddiaya göre, Yıldırım Beyazıt içki içiyordu. Padişahın içkiye düşkünlüğünün sebebi, eşi Sırp prensesi Maria Despina idi.
Yavuz Sultan Selim içkiye iltifat etmez, ancak ara sıra içer, çabuk sarhoş olup şiir okurdu.
Kanuni Sultan Süleyman’ın, ilk zamanlarında musiki dinlerken içki içmişliği vardı, ancak daha sonra içkiyi yasakladı.
Padişahlar arasında içkiye en düşkün isim II ci Selim’di. Lakabı "Sarhoş" tu. Bu dönemde sınırsız içki serbestliği vardı. İkinci Selim içkiye düşkün olmasına rağmen, beş vakit namazını da kaçırmazdı. Sonra, içki içmeye tövbe etti. Hatta bir gün hastalandığında hekimlerin iyileşmesi için verdiği ilacı, içinde içki vardır diye içmedi.
İçkiye karşı olan padişahlardan biri de III. Murat’tı. İçki içmediği gibi huzurunda lafının edilmesinden bile hoşlanmazdı. Bunun altında yatan sebep ise şuydu: Şehzadeliği sırasında babası II. Selim bir gün kendisini içki sofrasına çağırdı. İçki içmesine izin verdi. Ama padişah daha önce şarap kadehinin içine baş ağrısına neden olacak bazı maddeler koydurmuştu. Şehzade bu oyundan habersiz şarap kadehini ardı ardına içince birkaç gün baş ağrısından duramadı ve içkiye tövbe etti.
Bir diğer padişah, III. Mehmet’ de babasının yolundan gitti, içki içmedi. Ama onun döneminde Osmanlı tütün ile tanıştı.
Osmanlı padişahlarının içkiyle ilişkileri hep inişli çıkışlı oldu. İçki yasağı bazen şiddetle uygulandı, bazen ise görmezden gelindi. Bu uygulamalarda, padişahların kişisel yaşamlarının etkisi vardı: Örneğin, Birinci Ahmet çok dindardı ve onun döneminde içki yasağı çok etkiliydi.
Osmanlı Devleti için 17ci yüzyıl, "duraklama" dönemiydi. Osmanlı savaş kaybettikçe içki yasakları bu dönemde arttı, tüm kötülüklerin sebebi bu uğursuz içkiydi sayıldı.
Dördüncü Murat kendisi içmesine rağmen halka alkol, sigara ve kahve kullanılmasını yasakladı.
Sultan İbrahim döneminde yeni keyif verici maddeler ortaya çıktı: Bunların başında, burundan çekilen enfiye (burun otu) vardı. Bir tür uyuşturucu olan enfiyeyi zamanla padişahlar ve sadrazamlar kullanacaktı.
Ve 17. yüzyıldaki içki yasağı, Osmanlı’yı yeni bir alkol çeşidiyle tanıştırdı:
Osmanlı Sarayı tarih boyunca ne trajedilere tanıklık etti. Üçüncü Mustafa, yemeğine zehir konularak öldürüleceği korkusu nedeniyle hep panzehirler kullandı ve bunun sonucu uyuşturucu bağımlısı oldu.
Osmanlı’da içkiye savaş açan son padişah, Üçüncü Selim oldu. Musikiye olan ilgisiyle bilinen bestekár padişah, ne kadar meyhane varsa hepsini kapattı ve
yasağa rağmen içki içmekte ısrar edenleri astırdı.
Sonra ne oldu:
Son dönem Osmanlı padişahları arasında içkiye en düşkün kişi İkinci Mahmut yasakları deliverdi. Tarihçi Necdet Sakaoğlu’na göre, Abdülmecid içki bağımlısıydı, bazı geceler körkütük sarhoş arabasına konulup saraya götürülürdü.
İkinci Abdülhamit’in anılarına göre, kardeşi padişah Beşinci Murad’ı içkiye alıştıran, geceleri sık sık buluştuğu şair Namık Kemal’di. II. Abdülhamit ise, ne rakı, ne şarap içiyordu o Rum içiyordu.
"Batıcı İttihadcıların Padişahı Mehmet Reşad, ağzına içki koymazdı. Son padişah Sultan Vahdettin de içki kullanmayanlar arasındaydı.
Hoca’nın Yorumu
Prof. Dr. İlber Ortaylı, bu konuda isim vermenin ayıp olacağını, ancak sarayda içki içen ve içmeyen padişahların olduğunu söyledi. Hatta içmeyi yasaklayıp özel hayatında içen padişahlar olduğunu ifade etti.
İlber Ortaylı: "Kendisine dokunan ve hasta olan padişahlar da var. İçenler var, genç yaşta ölenler de var. Ama içmeyenler de var, yarı yarıya olabilir, belki fazla da olabilir, tek tek sayamam. Bazılarının ne yaptıklarını hiç bilmiyorum. Cemiyetteki, dışarıdaki insan neyse sarayın içindeki de o. Bir sofra, meze kültürü var, balık ve bazı deniz mahsulleri sevenler var. Onlar daha çok içki ile tüketilen şeyler. Kendisi içki içenlerin içkiye karşı çıkarttıkları yasaklayıcı kanunları var, kendisi içiyor ama cemiyette yasaklıyor. İçki imalatını yasaklayanlar var. İmalatı yasaklamayıp meyhaneleri yıktıranlar var.
Soner Yalçın
Murat BARDAKÇI
Prof. Dr. İlber Ortaylı
Prof. Dr. Erhan Afyoncu