
- 17:40 Hastane camına çarpan ebabil kuşuna şefkat eli!
- 15:48 Belediye’den, 3 bin kişiye iftar yemeği
- 15:42 Biontech aşısı randevusu alanlar; dikkat…
- 15:35 Kızılay Ramazan çadırlarını kurdu
- 15:26 ÜDH'de göz doktoru hasta kabulüne başladı
- 15:22 19 ilçe trafiğinde yeni düzenlemeleri yapılacak
- 15:15 Adıgüzel’den köy kütüphanesi…
- 14:16 Kazım Tikence, Türkiye Şampiyonu oldu
- 13:28 Atatürk Parkı sezona hazırlanıyor
- 13:13 Tepe, İç Anadolu Belediyeler Birliği’nde
- 13:05 Ordulu ikizler finalde karşı karşıya geldi!
- 13:02 Ordu ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’na katılsın
- 12:55 Ünye’de 61 koronavirüs cezası
- 12:21 Afet ve acil durumlarda toplanma alanları belirlendi
- 12:15 Bal Ligi’nin ertelenmesi kınandı
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

Fındık Fiyatı
Osmanlıda Haremin Gizemi

Hakkında hayali çok şey yazılan ve bugüne kadar gizemi çözülemeyen Harem aslında padişahın evidir.
Osmanlı bu eve “Haremi Hümayun” veya “Darüssaade” derdi.Haremde Valide sultanlar, kadınlar, şehzadeler, ustalar, kalfalar ve cariyelerin daireleri yer alırdı.
Osmanlı sarayı üç bölümden meydana geliyordu. Birun, Enderun ve Harem.
Enderun, Osmanlı devletinin erkek yöneticilerinin yetiştiği üst düzey bir okulken, Harem de kadın yöneticilerin yetiştiği bir okuldu.
Akkadça'dan Arapça'ya geçmiş bir kelime olan harem, "Korunan, mukaddes, yasak şey ve yer" anlamına gelmektedir..
Tek idarecisinin Valide Sultan olduğu ( padişahın annesi) padişahın bile bozamadığı çok kesin ve katı kuralları bulunan yüzlerce genç kızın, dönemin ilim anlayışına göre en iyi eğitimi aldığı, bir bayanlar okuldur
Saraya çeşitli yollarla (esir alınarak veya satın alınarak) alınan kadın köleler yani cariyeler "Acemi" statüsü ile girerler. Bunların padişahla görüşebilmesi mümkün değildir. Öncelikle padişahla karşılaşabilecek, konuşabilecek bir eğitime tabi tutulmaları gerekmektedir..
Araştırmacı yazar İbrahim Yılmaz bize Harem konusunda şu bilgileri verir:
İslamiyet’te kadın köleye rakîke, memlûke ve cariye gibi isimler verilmiştir. Cariye hakkında genel kanı padişahların cinsel münasebette bulundukları kadınlar anlaşılmaktadır.
Genel olarak cariyeler 3 kısma ayrılırdı. Bunlar; hizmet için alınan cariyeler genelde yaşları büyük ve yüzüne bakılacak güzellikte olanlardı.
Bu kişiler 9 yıl hizmet gördükten sonra kalfa ve ustalar gibi isterlerse saraydan ayrılabilirler, yani azat edilirdi. İkinci olarak satılmak için alınan cariyeler vardı. Bunlar 5–7 yaşları arasındayken büyüdükçe güzelleşeceği tahmin edilen kız çocuklarıydı. Bunlar yaşları ilerledikçe güzelleşiyorlarsa bir müzik aleti çalması, güzel konuşma yöntemleri öğretilirdi.
Genç kadınlar cariyeler aynı zamanda askerî/idarî hiyerarşinin tepesine yakın erkekler için uygun eş sağlama amacıyla eğitilirlerdi.
Üçüncü grubu ise odalık adını verdiğimiz cariyeler oluşturuyordu ki bu cariyeler saraya kontrol edilerek alınırlardı. Uykusu ağır olan, ayağı kokan, horlayan kızlar hareme giremezdi.
Hareme alınan cariyelere ilk olarak yeni isimler verilirdi. İsimler padişah tarafından verilir ve bu isimlerin herkes tarafından akılda tutulması için iğne ile göğüslerine iliştirilirdi.
Hareme hizmetçi statüsünde alınan cariyeler ve görevleri :
Kalfalar, Vazifeleri ve Çırak Edilmeleri
Kalfa, hizmet veren cariyeler için kullanılan bir tabirdir. Bunlar acemiliklerini atlatmış deneyimli kimselerdir. Güzelliklerine ve iş bilirliklerine göre hünkâr, valide sultan, ikbal, haseki ve şehzade dairelerine hizmetçi olarak verilirlerdi..
Acemilikten yetişmiş kalfalar çıkmak ve evlenmek isterlerse, bayramlarda veya kandillerde bir kağıda “Kulun istediği murâd, ihsân efendimizindir” diye yazar, altını imzalayıp görünecek bir yere koyarlardı. Bunun üzerine efendisi çeyizini yaptırır, gerekli akçeyi verir ve uygun bir kısmeti çıkınca da evlendirirdi.
Valide Sultan
Haremin yöneticisi daima padişahın annesi olan valide sultandı. Haremde padişah ailesinin en önemli ve en güçlü kadını olan valide sultan Osmanlı Devlet tarihinde en yüksek maaşlı kişiydi.
Osmanlı padişahlarının kızlarına, ilk zamanlarda Hatun denilmekteydi. Fatih döneminden itibaren Sultan, ismi bilinmeyenlere ise Devlet Hatun ve Sultan Hatun deniliyordu.
Doğumları özel bir törenle olur ve bu vesileyle 3-5 tane hayvan kurban edilirdi. Kendilerine bir daire hizmetine kalfalar ve cariyeler verilirdi. Fakat sultanların haremde statüleri pek fazla değildi.
Padişahın Eşleri,
Gözdeler, Peykler ve Has Odalıklar
Genellikle kadın efendilerin yani hasekilerin seçildiği ikballer, has odalık, peyk veya gözde adı ile anılan cariyeler arasından seçilirlerdi. II. Mustafa döneminden önce hasekiler direk olarak bu cariyeler arasından seçilirlerdi. Padişahın odalıklarını yani cinsel münasebette bulunmak için cariye seçimi konusunda birçok görüş vardır. Ancak bu görüşler bazı tarihçiler tarafından oldukça abartılmıştır.
Haremin Erkek Personeli
Haremin erkek personeli de mevcut idi ve bunların ortak özellikleri hadım edilmiş olmalarıydı. Hadım etmek cinsel karakterlerin ortaya çıkması engellemekti. Hadım etme usullerinden birisi cinsel organın kesilmesi, diğeri ise cinsellik bezlerinin kesilmesidir. Fakat erkeklik organı kesilenlerin bir kısmında, sonradan erkeklik uzvunun yeniden geliştiği tarihi olayların ortaya koyduğu bir gerçektir.
Osmanlı haremine alınan hadım erkek hizmetçiler iki gruba ayrılırdı.
Ak hadımlardır.
İslam hukukunda hadımlık yasak olduğu için bunlar başka milletlerden alınan hadım esirlerden sağlanıyordu.
İkicisi; Kara hadımlardır. Ak hadımların bulunmasındaki zorluk ve bunların kara hadımlara göre daha dayanıksız olmasından dolayı kara hadımlar daha fazla tercih edilmişlerdir. Bu yüzden kara hadımlar için hareme bir ocak kurulmuş ve kara ağalar ocağı adı verilmiştir.
Kaynakça
AFYONCU Erhan, “Harem”, National Geographic, Ağustos 2006.
Araştırmacı İbrahim Yılmaz
ATASOY Nurhan, Harem, Promete Kültür Yayınları, İstanbul 2001.
EREN Mehmet Ali, “Fanteziden Gerçeğe Harem”, Aksiyon Dergisi 42. Sayı., 23 Eylül 1995