
- 16:04 Baba ocağına ateş düştü..
- 17:29 "Bir yumak mutluluk" tebesssüme dönüştü
- 16:00 Pandemi sürecinde Fatsa ve Ünye Devlet Hastanesi büyük bir yük üstlendi
- 13:06 CHP Kadın Kolları ‘Yaşam Hak’ projesini anlatıyor
- 12:50 Özel Hareket Polisinin hazin ölümü!
- 12:43 Kırsal Kalkınma Yatırım destekleri anlatıldı
- 12:18 CHP’den ‘Yaşam Hak’ Projesi..
- 12:12 Yasaktan muaf tutulacaklara yenileri eklendi
- 12:07 Kıranlı, enerji tasarrufuna dikkat çekti
- 11:58 Hamsi avı yasak süresi uzatıldı
- 11:53 Sayman: Eğitim-İş Olarak Uyarıyoruz
- 11:38 Cumhuriyet Mahallesinde 1600 metre sıcak asfalt..
- 11:33 Adıgüzel, Büyükşehir Belediyesi’ni Meclis’e taşıdı
- 17:55 Belediyeler için örnek çalışma!
- 17:34 Ünye Port’a uzanan çalışmalar başladı
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

Fındık Fiyatı
İSTANBUL ADAMI ÇİĞ ÇİĞ YER!..-U ZAMAN SEN DE ÜNYELÜSÜN, HEM DE ESKİLERDEN! / TIRLATMAYA AZ KALDI! DOKTORUM NERDE!?

İSTANBUL ADAMI ÇİĞ ÇİĞ YER! / “İKSAN ABİNİZ KİMDİR?” BÖLÜM-4
- 1985 yılı... 16 yaşındayım... İstanbul Beyoğlu-Tarlabaşı’ndaki lokantada sabahlara kadar süren tabak yıkama işine sekiz ay sabretmişim. Sabah yedi buçuk, gece onikilere kadar çalışmışım. Ama değerim bilinmemiş!
Bir gün sudan sebepten patron benimle tartışmış. Ben de zaten bir manaya bakıyorum. Ama gasp etmek istediği 2 aylık maaşımı da “eylem koyarak” (adamı inadımla bıktırarak) sonuna kadar almışım ve arkama bile bakmadan çıkmışım!
Koca İstanbul’da iş mi tükenmiş yaa!?
- Oradan ayrılıp Cihangir'de bir kadın kuaförüne çırak olarak girmişim. Orada çalışan diğer çırak arkadaşlarla anlaşamayınca, iki hafta sonra kuaför işini bırakmışım... Aynı muhitte olan Zümrüt Fotoğraf Stüdyosu'na çırak olarak girmişim.
- Bu dönemde ilk mizah dergisinde karikatürüm Çarşaf Mizah Dergisi’nde yayınlanmıştır. Yine bunun da mimarı, derginin mizah yönetmeni rahmetli hocam Semih Balcıoğlu'dur…
- Arada Gümüşsuyu'nda bulunan Alfa Yayınları’nı keşfetmiş, oraya da elden çizdiğim karikatürleri götürmüşüm. O sıralar Salata mizah dergisini çıkarmakta idi Alfa Yayınları. Bu dergide birçok karikatürüm yayınlandı.
- Sekiz ay sonra, Zümrüt Fotoğraf Stüdyosu'ndaki çıraklık işinden ayrıldım. Alfa Yayınları’na giderek iş istedim. Salata’nın mizah yönetmeni Hayri Önder abi işe aldı beni. Conan, RedSonya gibi yabancı yayınların yanı sıra, Keloğlan ve Yüzbaşı Volkan’ın çizimi de orada yapılıyordu.
- Bir süre Keloğlan çizgi romanı renklendirme işinde çalıştım. Oradan da Yüzbaşı Volkan’ı bir ekiple birlikte çizen Ali Recan'ın çizim ekibine geçtim. Bir sene sonra Ali Recan şirketten ayrıldı. Ben hariç diğer ekip arkadaşlarım da işten ayrılmak zorunda kaldılar. Ben yabancı yayınların pikaj bölümüne geçip işe devam ettim.
- Alfa Yayınları’nda uzun boylu olan Sertuğ'a arkadaşlar “minik!” demişler. Bana da kısa boyumdan dolayı “iri!” demişler. Bu ‘ironik’ lakap da Alfa Yayınları’nın içinde kalıp, dışarıya sızmamıştır.
- Bu arada hafta sonu Çarşaf mizah dergisinin karikatür okuluna da cumartesileri uğramaya başladım. Semih Balcıoğlu ve yardımcısı Raşit Yakalı hocamla da tanışmış oldum. Limon mizah dergisine de dışarıdan karikatür çizip götürdüm. O zamanlar Gani Müjde'ye bırakırdık karikatürleri. Limon Mizah Dergisi’nde de birçok karikatürüm yayınlandı.

- Gırgır ve Fırt mizah dergisine giderek, Oğuz Aral ve Tekin Aral kardeşleri de görmüştüm. Her pazartesi altı-yedi gibi Gırgır’ın amatör toplantılarına gidip karikatür bırakmış ve Oğuz Aral Ustamızdan feyz alma şansını yakalamıştım. Gırgır’ın arka sayfasında ve Fırt'ta bir çok karikatürüm yayınlandı...
- Alfa Yayınları'nda tam iki buçuk sene çalıştım. 1989 Mart başında askere gittim. Diyarbakır/Silvan'da acemi birliği ve Urfa/Suruç'ta usta askerlik görevimi 18 ayda tamamlayıp, sivil hayata mecburen uyum sağlamaya çalıştım.
- 1990 yılının Ağustos ayında teskere alıp Ünye'ye geldim. İki ay fındık işine yardım ederek, tekrar İstanbul'a döndüm.
- Ertuğrul Akbay'ın çıkardığı mizah dergisine, Eflatun Nuri tarafından alındım. Üç ay sonra dergiyi bıraktım. Bir matbaa işine girdim. Sadece bir gün çalışıp işten ayrıldım. O ara Körfez Savaşı patlak verdi.
- Sağlam bir iş arayış maceram yine hüsranla sonuçlanmış, “İstanbul beni çiğ çiğ yer mi acaba”diye düşünmeye başlamıştım...
DEVAM EDER GİBİ...
“U ZAMAN SEN DE ÜNYELÜSÜN, HEM DE ESKİLERDEN!”
Ünye Kara Lastik Fabrikalarının kokusunu ciğerlerinde taşıyanlar!
Ünye Köprüsünde istavrite, Aynikola’da, Dikilitaş’ta levreğe olta sallayanlar!
Mayıs Yedisinde soluğu Kiraztepe’de alanlar!
Hamidiye rampasını kışın buz pistine çevirenler!
Çöremezlerde meyve avına çıkanlar!
“Akşam çağmasında”, Horoz Deresi’nde nöbet tutanlar!
Ünye Köprüsünün kumluğunda donsuz denize giren tıfıllar!
Seyyar köftecilerin acı salçalı suyuna ekmek bandıranlar!
Konak Sineması’nın “ÜÇ FİLM BİRDEN!”müptelaları!
Konak Sineması’nda film aralarında bangır bangır çalan Orhan Babayı dinleyenler!
Ünye Çataltepe Ve Çamlık Gazozu’na leblebi-nohut atıp içenler!
Mahallecek fındık yevmiyesine gidenler!
Gece yarısı elinde lüküs lambaları ile sahilde bılducun peşinde koşanlar!
Fazla ‘pıtıkları’ ile öğünenler!
Sokakta ‘bokuç’ oynayanlar!
Uzun süre dönen tendürüklerini baş taçı edenler! Her ayına en az beş oyun sığdıranlar!
“AAA BU SAYDUKLARUMU HATURLİİSAAN, U ZAMAN SEN DE ÜNYELÜSÜN GAYMAAM, HEM DE ACUK ESKİLERDEN!”
TIRLATMAYA AZ KALDI! DOKTORUM NERDE!?
HUNİ...
HUNİ KARDEŞLİĞİ ÖNEMLÜDÜÜÜR!
İŞ YERİNİN YEMEĞİ BİR ŞAMAN BÜYÜCÜSÜ GİBİYDİ SANKİ... (Bilim İlaç. Kasım 2016)
OYNATMAYA AZ KALDI, DOKTORUM NERDE???
DOKTORUM BURDA!
2011 yılındaki katarakt ameliyatımdan sonra, Doktorum Alp beye bu karikatürü çizmiştim.O da duvarına asmıştı!
ÜNYE’DEN HURMA GELDİİİ!!(Gültepe. 19 Kasım 2020)
En güzel bi dayanışma bu! Bu dayanışmaya tüm kalbimle destek veriyorum.
Yaşasın Ünye’nin bütün hurmaları!
Biriniz hepinize, hepiniz İksan abinize!!