BERÂAT GECESİ…

Cumartesiyi pazara bağlayan gece; Ramazanın müjdecisi… Şaban ayının yarısı gecesi dostlar! Hepinizin “Kurtuluş Gecesi” mübarek olsun.

Berâat… Üzerimizdeki yük ve borçtan kurtulma, hastalıktan, suç ve cezadan beraat etme, kurtulma… Her türlü şer, kötülük, zulüm, haksızlık ve adaletsizlikten uzak kalma, günahlardan arınma, temize çıkma, rahmete nâil olma demek.

Berâat; kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma günü… İlâhi Aff'a erebilmek için, “yaradılanı” affetme günüdür.

Tüm dostlarımın bu mübarek geceden faydalanmasını dilerim.

Bütün gece bol bol dua etsinler. Duanın ne zaman kabul olacağı belli mi olur?

******************************************

27 MART DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ

Bütün temâşâcıların, komik-i şehirlerin, tiyatrocuların bu özel gününü; kendisi mühendis olsa da, üzerinde senarist, hikâye anlatıcısı ve tiyatrocu “hırkaları” da bulunan ve “Tiyatro Zihni Açar!” diyen editörüm üzerinden kutlayayım dedim…

………

YANI BAŞINDA SUMRU YAVRUCUK GİBİ BİR HOCA OLURSA...

Benim Editör, yaptığı işin heyecanını yaşayan bir insan.

Amma, İlkokulun başlangıç yıllarında sessiz, sakin ve çook çekingen bir çocukmuş. Bunu fark eden babası olaya el atmış, İlkokul öğretmenine durumu anlatmış.

Öğretmeni de sınıfta yapılacak işler, postaneye gitme-ünite dergisi alma, bayramlarda kürsüye çıkıp şiir okuma gibi işler için onu görevlendirmeye başlamış.

Ay gidi ay! Sonraki yıllarda abimiz bir açılmış pir açılmış vallahi! Ortaokul’da korolara, yarışmalara katılmış! Ünye lisesinde tiyatro sahnesinin tozunu attırmış. Folklor ekibinin başını çekmiş. Müsamerelerde boy göstermiş.

Sonra, Yıldız Teknik Üniversitesini kazanmış. Öğrencilik yıllarında sadece okumamış tabi. Birçok sosyal faaliyetlerin başını çekmiş. Hamdi Alkan ve Canan Hoşgör’le orada amatör tiyatro yapmış… Birçok oyunda rol almış, dışarda yönetmenlik yapmış… TV dizilerinde oynamış.

ÜNLÜ OYUNCU, DUAYEN TİYATRO SANATÇIMIZ SUMRU YUVRUCUK’TAN OYUNCULUK DERSİ BİLE ALMIŞ.

Okuldan sonra da hocalarının oyunlarını hiç kaçırmamış… Bir gün, onun bir oyunu sonrasında da bir araya gelmişler…

Hocasının hemen yanı başında yer aldığı bir enstantaneyi benimle paylaşmıştı editörüm.

Baraj isimli bir diziyi takip ettiydim uzun süre. Bu dizide bir kadın oyuncu var; Arkadaş! Rol yapmıyor da adeta o rolü yaşıyor. Usta bir oyuncu olduğu belli. Adını çıkaramamıştım…

Bir gün jenerikte ismini gördüm. Tahmin ettiğiniz gibi bu oyuncu Sumru Yavrucuk’tu!

Tevekkeli, bizim editörün boş yere “senarist, hikâye anlatıcısı, tiyatrocu” gibi hırkaları yokmuş yani… Sumru Yavrucuk gibi büyük hocaları olmuş hayatında…

Bütün tiyatrocuların 27 MART DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜNÜ kutlarım…

Sahnelerden ve seyirciden uzak kaldıkları bu zor pandemi günlerinde hepsine “canlı” seyircili ve hem maddî hem manevî anlamda sağlıklı günler dilerim!

******************************************

BARDAK ÜSTÜ GÜZELLİĞİN, ‘BARDAKTAN ÇIKMA’ HİKÂYESİ...

(İstanbul, Kanyon. 24 Mart 2021)

Geçen haftalarda kafelerin açıldığı ilk cumartesi Kanyon Alışveriş Merkezi’nde bulunan kafeme çökmüştüm. Üç aylık yasaktan sonra bir kahve molası vermek iyi olmuştu.

Haliyle bu yasağın kalkması ile bardak üstüne bir karikatür çizmiştim. Ama bu sefer bardağı atmaya kıyamadım. Çıkarken çalışan arkadaşlardan birine hediye ettim bu bardağı.

Bu gün saat on bir gibi dışarıya çıktım. Baktım o biçim kar yağıyor. “Tam kahve içme havası” diyerek Kanyon’daki kafede soluğu aldım.

Kahvemi içerken, yedek olarak aldığım bardağa da soğuk hava ile ilgili bir karikatür çizmeye başladım.

BİRDEN YANIBAŞIMDA DUYDUĞUM BİR SESLE İRKİLDİM!

"GEÇEN ÇİZDİĞİNİZ ‘BARDAKÜSTÜ KARİKATÜR’ ÇOK İLGİ ÇEKTİ" DEDİ O SES!

Kafenin çalışan bayanlarından, muhtemelen şeflerinden biriydi bu arkadaş. Bu enstantaneyi çekilirken isminin Seda olduğunu öğrendim bu güzel kardeşimin.

Meğerse çizimi çok beğenmiş ve o gün kafenin bir köşesinde, “seyircilere” sergilemişler o bardağı!

Hayli ilgi odağı olmuş bizim bardak efendi!

Sonradan yanıma gelen genç erkek çalışanlardan bir kardeşim bardağı eline alarak biraz inceledi.  Sonra da bana dönerek "Bardak siyah-beyaz olduğu için çoğu kişi, bardağın üzerine ‘orijinal baskı’ sandı bu karikatürü" dedi.

Bu günkü bardağı da Seda kardeşim kendi eli ile teslim aldı benden.

Bu olayın hikâyesi için bir de “özçekim” fotoğraf ile taçlandırdık bu anı.

ASLINDA OLAYIN BENİM BİLMEDİĞİM İÇ YÜZÜNÜ SONRADAN ÖĞRENDİM;

İlk çizdiğim bardaküstü çizimi Seda kardeşim çok beğenmiş. Arkadaşlarına, "misafirimiz bir daha gelirse haberim olsun "demiş.

Ben masaya oturup kahvemi yudumlama anında, çizimimi tam yaparken yanı başıma gelmesi tesadüfi değilmiş yani. Arkadaşları geldiğimin haberini hemen uçurmuşlar Seda kardeşime.

Hayatta halen güzel şeyler olmaya devam ediyor. Ben bu durumdan gayet memnunum. Bu naif olaylar, yaşama gücümü kuvvetlendiriyor.

Buradan kafedeki tüm çalışan o güzel yürekli kardeşlerime kolaylıklar diliyorum.

İksan abilerine gösterdikleri ilgiye çok teşekkür ediyorum.

HE(A)BEDEN KARİKATÜRLER!

OY OOY! YAŞASIN!

MARTIN YİRMİ DÖRDÜNDE BEYAZA BÜRÜNMEK...

(Levent. 24 Mart 2021)

***************************************

PANTOMİM...

***************************************

SIRTIMIZDAN DÜNYA YÜKÜ EKSİK OLMAZDI.

BİR DE “ŞÜPHELİ” KORONA YÜKÜ EKLENDİ...

***************************************

TOPRAK...