HAKAN ŞAŞMAZ


BİR DEVRİN BATTIĞI YER: ÇANAKKALE

BEŞİ BİR YERDE (Başöğretmen, Mühendis, Şair, Yazar, Müzisyen)


Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 81 ilden 81 Öğretmen Çanakkale de etkinliği kapsamında Öğretmenler Günü Genelgesi doğrultusunda Ordu ilini temsilen görevlendirilen gazetemiz yazarı Başöğretmen Hakan Şaşmaz,  Çanakkale Savaşlarında oluşan hassasiyetin ve yaşananların yakın çevrede paylaşılması konusunda görev almıştı. Bu izlenimlerini büyük bir beğeni ile aktarmıştı.(bkz ilgili fotoğraflar)

Bu hassasiyetin devamı olarakta aşağıda verilen, yeni ve etkili tarzda destansı Epik Şiiri  “ÇANAKKALE NASIL GEÇİLİR! “ŞANLI 57.  ALAY” VARKEN” ile taçlandırmıştır.      

 

Bir devrin battığı yer(Şiirle ilgili bilgilendirme)

Çanakkale’ de şanlı bir 57. Alay

 

Dünyanın gelmiş geçmiş en kanlı savaşlarından biri olarak literatüre girmiştir. Savaşların arkasının kesilmediği bir dönemde milletimiz fakr -u zaruret (yoksulluk) içinde ve bitaptı. (yorgundu) Savaş o kadar çetindi ki ölüleri toplamak için bile ateşkes oluyordu. Cephede bir metre kareye altı bin mermi düşüyordu. On milyonda bir,  havada mermilerin çarpışması defalarca meydana geliyordu. Siperden diğer sipere geçmek için 3 dakika mevcuttu. Bu ne demektir? Arkadaki siperden öndekine geçecek Mehmetçik, üç dakika sonra şehit olacak demektir. Mehmetçik Kur’an’ını okuyor şahadet getiriyor ve şehit olmak için diğer sipere koşuyordu. 57. alayın tümü bu şekilde şahadet şerbetini içmiştir. Son nefer şehit olurken dahi şanlı sancağımızı düşmana teslim etmemiştir. O kadar çok destan yazan Mehmetçik vardı ki bunlardan biri de Bombacı Mehmet Çavuş’ tu İngilizlerin attığı el bombalarını alıyor tekrar onlara atıyordu. Bu uğurda bir kolunu kaybetti ve sonrasında dillerden dillere dolaşan mertebeye yükseldi diğer şehitler gibi. Eğitimli büyük bir kesimle birlikte yurdun dört bir yanından yüz binlerce şehit verilmiştir.

 

Ruhları şad olsun!

 

 

“ÇANAKKALE NASIL GEÇİLİR! “ŞANLI 57.  ALAY” VARKEN”

 

Trablusgarp, Balkan Savaşları derken,

Bin kahr saldırdı her yerden.

Kudurmuş canavarlar gibiydiler,

Böyle bir saldırı görmedi yedi düvel.

 

 

18 Mart 1915,

Çanakkale önlerine geldi gemiler,

Dev cüsseleriyle birer birer.

Demirden zırh giymiş,

Kapkara bulut gibiydiler.

 

Dünyanın en büyük armadası,*

Dev savaş gemilerinin on altısı.

  ** Ocean, Queen Elizabeth zırhlısı,

 *** Prince, Suffren bir başkası.

 

 

Onlar çok kuvvetli, her şeyleri vardı amma,

Benim de Nusret’im vardı, hoyrat dalgaların arasında,

Döşedi yirmi altı mayını, boğazın karanlık sularına.

Dünya armadası, gördü mahşeri o anda.

 

 

Onlar hasta adam görüyordu milletimi,

Sanki beş çayına gelmişler gibi.

Nasıl düşünemezlerdi!

Bu millet, tarihinde her zaman, 

Küllerinden doğup, yeniden yükselirdi.

 

Mehmet’imin yoktu postalı, yanında azığı,

Kum torbasından yapmıştı, çorabını, çarığı.

O şehit olurken bile, olmuştu kefeni, urbası,

Biliyordu söz konusu vatansa, gerisi teferruattı.

 

 

Onlar bilmiyorlardı, Seddülbahir, Conkbayırı,

Bilmiyorlardı orada bir yiğit vardı.

Bombacı Mehmet Çavuş’tu onun adı,

Bombaların üstüne tereddütsüz atlardı.

El bombaları alsa da, onun bir parçasını,

Hiçbir güç alamazdı onun vatanını.

Sonunda Mehmet çavuş diyordu, 

“Tek kollu, çolak kalsam da, 

 Diğer kolum da başımla, vatanıma feda.”

 

Onlar bilmiyorlardı, Mehmet’imin cesaretini.

Mermiler,  onun göğsündeki nişanları gibi.

Muhtaç olduğu kuvvet kanındaki asalette gizli.

Bu ise, herkese nasip değildi.

Bir düşman subay yaralanmış inliyordu.

Dayanamadı Mehmet’im aldı sırtına onu.

O bakmadı,  bilmem nereli, Hintli mi, Yerli mi?

Övün milletim! “İşte Senin Asaletin bu denli.”

 

 

Onlar bilmiyorlardı, Müstecip onbaşıyı,

Vurdu o, hain denizaltı Turkuaz’ı.

Ya Seyit Onbaşı, bu nasıl bir imandı.

İki yüz yetmiş altı kiloyu aldı sırtına,

Ya Allah diyerek, gömdü Ocean’ı,

 Çanakkale’nin soğuk sularına.

 

Onlar bilmiyorlardı, Anafartalar kahramanı,

Mustafa’yı, Kemali,Mustafa Kemal’i.

Onlar bilmiyorlardı 57. alayı,

Bu vatan için. Kendilerini ölüme adayanları.

 

57. alaya, düşman çok dediler,

Yeneriz dediler.

Onlara cephane yok, dediler,

Süngümüz var, dediler.

Onlara, bu uğurda şehit olmak var, dediler,

Hepsi birden gözünü kırpmadan “Şehit oluruz” dediler.

 

 

57. alay bu vatan uğruna, bırakmadı sancağı,

Son nefer şehit olduğunda dahi, elindeydi bayrağı.

Tarih yazdı altın harflerle, Hüseyin Avni yarbayı.

Yazdı, Müftü Hasan Fehmi’yi ve bütün kahramanları.

57. alaydan geriye kaldı ‘Ruhları şad olsun.’  nidası.

 

Çanakkale bir türküdür, herkesin diline dolanan.

Çanakkale bir sevdadır, gönüllere ilmik ilmik işlenen.

Çanakkale bir destandır, kınalı kuzuların yazdığı.

Çanakkale yedi düvelin battığı yerdir, tarihe ibret olan.

Çanakkale nasıl geçilir! “Şanlı 57. Alay”   varken.

 

            Ruhları şad olsun!                      18 MART 2024 

                                                                  Hakan Şaşmaz

        Başğretmen

 

 

 

 *Armada: Çok büyük savaş gemileri topluluğu, büyük donanma

**İngiliz filosuna ait bazı savaş gemilerinin adları 

*** Fransız filosuna ait bazı savaş gemilerinin adları

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593