HATIRLAYALIM VE BİTİRELİM II
ÇOCUĞUN EĞİTİMİNDE NELERİ BİLMELİYİZ? VE NELER YAPMALIYIZ?
“ÇOCUK İÇİN KALİTELİ BİR HAYAT, ÇOK YÖNLÜ BİR EĞİTİME BAĞLIDIR.
KALİTELİ BİR EĞİTİM İSE ÇOCUĞUN, DUYGUSAL, FİZİKSEL, SOSYAL, PSİKOLOJİK VE PSİKOMOTOR UYARILMALARININ GÜCÜNE VE KALİTESİNE BAĞLIDIR.”
ÖYLEYSE:
*Önce aile ortamında güven gereksinimi kazanması gerekir. Bu güveni kazanması kayıtsız ve şartsız, sevgi ile olacaktır.
*Çocuğa öz güven (aşırı olamamak kaydıyla) verilmelidir.
Sorumluluk ve onu taşıma bilinci verilmelidir. (Bu sorumluluk bilinci kapasitesinin üzerinde olmamalıdır.)
*Çevresindeki muhtemel tehdit ve tehlikelerden haberdar edilmelidir. Ona göre önlem alma yolları gösterilmelidir. Her yaşantı bir öğrenme ortamı olarak düşünülerek o deneyimden sonuç çıkarılmalı ve çıkarımlar paylaşılmalıdır.
*Çocuğun gelişim basamağına uygun oyun ve oyuncaklar seçilmelidir. Özellikle anne baba başlangıçta oyuna dahil olmalıdır. Oyunlar çocuğun kişilik gelişimine, enerjisinin doyurulmasına, kas gelişimini, algılama kapasitesine… uygun olmalıdır. Oyun, sorumluluk alma, paylaşma, işbirliği yapma, problem çözme becerilerini geliştirme imkânı tanır. Resimler arasındaki farklılıkları bulma, hikâye tamamlama gibi bilişsel becerilerini geliştirecek oyunlar oynayın. Çocuğun zihinsel yapısı ve öğrenme biçimine uygun aktiviteler ve hedefler belirlenmelidir.
*Bir oyunda duyu organları oyunun içine ne kadar çok katılırsa çocuğun duyuşsal, bilişsel, kinestetik –psikomotor sosyal becerisi de o kadar çok gelişecektir. Bu gelişme merkezi sinir sistemi ile beynin eş güdümü ile sağlanmaktadır. Daha önce bahsettiğim gibi çocuk eğiten herkes, çocuğun, beyninin her iki bölümünü de uyaracak faaliyetlerde bulunmasını sağlamalıdır. Bu ise çocuğun zekasının farklı yönlerinin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. İşte çocuk eğitiminde istenen, çocuğun doğuştan getirdiği zeka potansiyelinin ve gizil yeteneklerinin ortaya çıkarılmasını sağlamak, bunları doyurmak, çocuğun çevreye uyumunu sağlamaktır.
*Çocuklarımıza beynin, dolayısıyla zekanın gelişimi için özellikle ceviz, fındık ve balık yedirelim. Doğada hiçbir şey tesadüfi değildir.
Hepsinin bir yaratılış amacı vardır. Hepimiz “ceviz” yemişizdir ve belki şu anda da yiyiyoruzdur. Belki fark etmişsinizdir belki de fark etmemişsinizdir. Ceviz neye benzemektedir? Aynı beynin bir kopyasıdır değil mi? Başta da söylemiştik, bu tesadüf olabilir mi? Yoksa bize bir ip ucu mu vermektedir. Evet “ceviz” Allah(cc)’ın bir mucizesidir. İçinde beynin temel ihtiyacı olan doymamış yağ asitleri; Omega 3 vardır. İçinde fosfor vardır. En önemlilerinden biri Gümüş vardır. Gümüş ise beyin kıvrımlarında gelişen algılamaların hızını ve kalitesini belirlemektedir. Bu ne demektir? Böylesine beynimiz için faydalı bir besini her zaman evimizde bulundurmalıyız. Sabah kahvaltısında çocuğumuza mutlaka vermeliyiz.”
*Çocukları televizyonlardan, internetten olabildiğince uzak tutalım.
