HABER ARAMA
-
İBRAHİM HAKAN GÜNKoronavirüs ve Tarım
-
FATMA CANBULAT ERDEMEski Ağza Yeni Tat
-
ARİF TAKICIBir Zamanlar Kıbrıs – 2
-
İSMAİL SARIÜnye - Niksar Yolu ve Ünye Siyasetçileri
-
MUSA Ö. KIROĞLUHilmi Güler Ünyelilerle gurur duymalı!
-
TURGAY GÜVENTanrı Narkissos, Nergis Çiçeği ve Narsizim
-
TEMEL OVALI2021 Yılı Liselere Giriş Sınavı
-
İNCİ ÇETİRYeşermeli Yaşamlar!
-
İSMAİL CANBULATALLAH’IN BOYASI! VE RAMAZAN AYI…
-
YAŞAR KARADUMANPrenses Cemile Ve Ünye’deki Hüzünlü Hikâyesi
-
MUSTAFA UĞUR ALANŞehri Ramazan
-
AHMET DERYA VARİLCİİnsanlık Durumu
-
YAHYA CUMHUR TAPÇIKIRMIZI ÇİZGİ
-
HAKAN KORKMAZBüyükşehir olduk.. Ama bütün şehir olamadık.
-
ERCAN ARSLANAnapa Kalesi ve Ünye
-
RECEP ÖZCANBana Değer Vermiyorsun!
-
MUHAMMED SIDDIK ÖZZİNA, LGBT, vb. Suç mu? Günah mı? Serbest mi?!!!
-
MUSA KIRANLINasırlı ellerin hakkı verilmelidir…
-
MİSAFİR KALEMAyşe Ümmühan Fidan Argan / Yüksek Mimar / ÜNYE, TARİHİ BİR LİMAN KENTİDİR
-
UZM. DR. ALİ COŞKUNİŞ YERİNDE PSİKO-TERÖR, YILDIRMA, BEZDİRME : MOBBİNG :
-
MUHAMMET KIŞLAPopülizmin Çarpan Etkisi
-
ELİF MİRAY KÜÇÜKKışın Habercisi
-
AYNUR ZEREN TANYılbaşı
-
CEMAL UYSALEğitim ve Uzaktan Eğitim
-
VEYSEL İLHAN“Seri katil aranıyor.”
-
AV. İRFAN YILDIZ BEŞLİOĞLUKorona Kaygıları, Dünyayı Yönetenlerin Zırvaları (6. Bölüm)
-
EREN TOKGÖZÜnye Limanı
-
PROF. DR. SAİT KAPICIOĞLUBİSİKLET YOLU ÇAĞDAŞLIKTIR
-
MELAHAT SABANCI YÜCELBayram neydi?
-
METİN TAMTÜRKSpor Sorunsalı
-
UZM. PSK. DAN. M. ZEKİ SAKAKARŞI KARŞIYA KALMAK AMA KENDİYLE
-
DİLARA ATEŞSiz Yeter ki Evde Kalın
-
O. İRFAN IŞIKEski Paralar ve Ölçüler
-
A. DERYA VARİLCİSorular…
-
HAKAN ŞAŞMAZ23 Nisan ve Egemenlik
-
PROF. DR. AYŞE YALINÇocuk Terör ve Savaş (1)
-
HACER ÖZTÜRKParmaklıklar ardından ikinci şansa altın bilezikle merhaba...
-
ALİ ÖZTÜRKwww.unyekent.com
-
DOÇ. DR. GÜROL ÖZCÜREManipülasyonlarla Fiyatı Serbest Piyasada Sürekli Dalgalanan Fındığı Yazmak
-
MEHMET KARAYALMANTEKKİRAZLI HÜSEYİN REMZİi( TİMAÇ) HOCA EFENDİ

SON DAKİKA HABERLER
- 17:20 Fatsa’ya bölgenin en büyük pazaryeri…
- 17:05 Dikkat; kuvvetli fırtına uyarısı!
- 16:47 Gece 24’e kadar aşılamaya devam…
- 15:48 Belediye yeni çöp kamyonu aldı
- 15:45 Ünye’nin vizyonuna yakışır bir İş Merkezi…
- 15:40 Korgan Belediyesi’ne 'Gri pasaport' soruşturması
- 15:32 Büyükşehir’den çocuklara 23 Nisan sürprizi!
- 15:30 Altınordu’da trafik rahatlıyor
- 15:22 Motosiklet kazası; 1 yaralı
- 15:19 Kur’ana geçen küçük Salih’e Müftü hediyesi
- 13:57 FINVER Projesi tam gaz devam
- 13:24 Şükürler olsun, görevimize başladık!
- 13:15 İş Merkezi ihalesini Volkan İnşaat kazandı
- 13:11 Tarihi Çayır Camisi restorasyonu tamamlandı
- 12:45 İş Merkezi ihalesi açıklanıyor ;Volkan İnşaat sonuca daha Yakın ..
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
FINDIK BORSASI
20 Nisan 2021 Salı
Fındık Fiyatı
Fındık Fiyatı
PUAN DURUMU
NAMAZ VAKİTLERİ
YAŞAR KARADUMAN

Yonga Hüseyin
23 Şubat 2021 Salı Saat: 15:04
Uzun yıllar yurt dışında yaşayınca bir sürü anısı birikiyor insanın. Biz üç beş yıllığına gitmiştik İstanbul’da bir ev alıp dönmekti planımız, öyle olmadı, insanın gözü doymuyor bir ev derken üç beş ev oldu biz hala oradaydık. Böylece otuz beş yıl geçti, artık gidelim dedik, gencecik bir delikanlı olarak gittiğim Almanya’dan saçları ağarmış biri olarak döndüm.
Yonga Hüseyin
Yukarıdaki hikaye Norveç’in başşehri Oslo’da geçmektedir. Hikayenin kahramanın asıl adı “Odun Hüseyin”dir. Fakat Hüseyin odun sözüne kızdığı için arkadaşları kelimeyi biraz hafifletmişler “Yonga” demişlerdir.
Almanya’ daki firmamız bizi çoğu zaman başka ülkelerdeki işyerine geçici göreve gönderdi. Yine böyle geçici bir görevde Norveç’in Oslo şehrinde idim. Çocuklar Almanya’da idiler ben hafta sonlar eve gider pazartesi sabahı dönerdim. Bir an önce çok para biriktirmek için bu görevi kabul etmiştim. Çift maaş, çift ikramiye, çift izin ve her haftasonu Oslo’dan Almanya’ya gidiş dönüş uçak bileti verirlerdi. Böylece Avrupa’nın birkaç ülkesinde yaşamak fırsatı bulmuştum.
Norveç te iğki Türk kadını
Almanya’dan Oslo’ya döndüğümde çok soğuktu hasta oldum, bir gece hasteneye yatırdılar, hastane deniz kenarındaydı deniz bazen donuyordu denizin donmasını buz halihe gelirken çıkardığı seslerden anlıyordum.
Norveç bize göre çok soğuk bir ülkeydi, üşütmüştüm oralarda hastahnelerde insanı tam iyi olmadan bırakmıyorlar. Bizim burada ayakta geçirdiğimiz soğuk algınlığı ve grip onlar için büyük hastalık.
İşyerleri de iyileşmeden gelmeyin diyor, hastalık başkalarna geçiyor sonra bütün işyeri hasta oluyor daha fazla kayıplara sebep oluyurdu. Gripten hasta olan biri en az dört hafta evde yatmak zorundaydı.
Çocuklar Almanya’da ben burada yalnız kalıyordum, hafta sonları eve gidiyodum. Norveç-Almanya arası birbuçuk saat sürüyordu uçakla, Cuma günü öğleden sonra geliyor Pazartesi ilk uçakla dönüyordum.
Norveç dünyanın en zengin ülkesiydi Türkler de burada yaygın olarak yaşıyorlardı. Norveç halkı Türkleri seviyor diğer ülkeler gibi dışlamıyordu. Biz millet olarak Avrupa ülkelerine uyum sorunu yaşıyorduk Norveç halkı bu uyumsuzluğu kolay absorbe ediyordu, bizim yabancı bir ülkede yabancı bir kültürün içinde yaşamakta bazı sounlar yaşıyacağımızı kabul ediyorlar bunları normal karşılıyorlardı. Diğer Avrupa ülklerinde durumdeğişikti, tepkileri biz yabancılara sert oluyurdu. Zaten komşularını bile sevmeyen bu ülklerden bizi sevmelerini bekleyemezdik. Ne Almanlar Fransızları severler ne Fransızlar Amanları
Fazla Uzun Sürmez
Alman ve İngilizler, birbirlerinin dillerini bildikleri halde kasten konuşmazlar ve yardımcı olmazlar. Fransızlar kendilerini Avrupanınen asil ırkı olarak kabul eder, Almanlar onlarda geri kalmaz hele İngilizlerle hiç konuşulmaz, tarihte ve hepsinin birbirlerine bir kuyruk acısı vardır. Ne Fransızlar Waterlo yenilgisni unutabilmiş ne de Fransa ve İngiltere İkinci Dünya savaşını. Bu düşman kardeşlerin Avrupa Birliği adı altında bir araya gelmelerini hep hayretle karşılamışımdır, fazla uzun sürmez dağalırlar.
Biz lafı fazla uzatmadan Tekrar Norveçe Osloya hastaneye dönelim, burada size iki Giresunlu bayandan bahsedeceğim.
Hastaneye her sabah iki bayan geliyordu, çarşafları değiştiriyorlar temizlik yapıp gidiyorlardı Türkçe konuşuyorlardı ama onlar beni çözememişlerdi herşeyi uluorta konuşuyorlardı gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
“Galiba bu adam bizi anlıyor”
B ir gün güldüğümü farkedince:
“ Kız, dedi mavi gözlü olanı bu adam bizi anlıyor. Biz konuştuça güldüğünü fark ettim bu Türk.
Öteki yok gız sana öyle gelmiştir Türklerde böyle aklı başında yakışıklı adam nerde, buraya gelenler hep odun, bu Alman.
-Almanlarda böyle siyah saç var mı , hepsi sıçan gibi sarı bu ya İtalyan ya Yunanlı.. Çok yakışklı adam, bizimki akşam eve gelince hep balık kokuyor, adamı yıkasan da balık kokusu gitmiyor burnumdan.
Hemşürem bizim adamda balıkta çalışıyr ama o paketlemede, biz yine de dikkatli olalım bana bizi anlıyor gibi geldi.
Senin kocanq neden yonga Hüsyein demişler kız?
Onun asıl adı Odun Hüseyindir, odun denmesine çok kızdığı için Yonga Hüseyin diyorlar.
Ben o zaman otuz ya var ya yokum. Uzun saç modasının olduğu yıllar, saçlarım uzun, Norveçli kızlar yolda yürürken bunlar gerçek saç mı diye arkadan dokunuyorlar.
Ertesi sabah ateşim biraz çıkmıştı serum bağlayıp gitmişlerdi.
-Naber mösyö dedi mavi gözlüsü.. Mavi gözlü, kocası balık kokan bana takmıştı kafayı, Almanca anlamadım dedim
-Biraz kalkta çarşafları değiştirelim dedi işaretle. Ben yine anlamadım dedim. Elindeki çarşafları gösterdi ben kalktım yataktan
Tertemiz çarşafları serdi ve arkadaşına dönerek. Kız Ayşe ben bu adama bir çorba yapsam ertesi günü ayağa dikerim. Öbür arkadaşı biraz çekingen davranıyordu
Elin Gavuru
-Töğbe de kız Elin gavuruna bir de çorbamı yapacaksın tövbe töbe sen de kafayı taktın bu adama koynuna gir bari
-Sevaptır kız , girerim ne olnuş
-Kudurmuşun sen hemşürem, başkaları duymasın
-Ben yarın buna bir çorba yapayım gız Asiye sevaptır.
Ertesi günü geldiklerinde çorbayı getirmişti,
-Müsyö sana çorba yaptım, bunu iç hemen yorganı çek yat dedi, eliyle işaretler yaparak anlattı bana bozuk bir Norveç’çe ile. Tamam anlamında başımı salladım. Çorba gerçekten harikaydı içti ve yattım.
Akşam giderken kapları almaya geldiler
-Möyö Nasıl güzel miydi dedi
-Hayatımda bu kadar güzel bir çorba içmedim dedim Türkçe.
Önce anlamadılar sonra düşüp bayılıyorlardı az daha
-Çekingen olanı “Ben sana dememiş miydim” dedi.
Ayşe eliyle yüzünü kapatmıştı “Çok utanıyorm” dedi.
Kalktım onu kucakladım, olsun Ayşe sen benim kardeşimsin insanlığına teşekkür ederim, olur böyle şeyler ben zaten bir şey duymadım duyduklarımı da unuttum dedim.
-Abi cahilliğime ver dedi.
-O çorbadan kaldı mı
-Getirim abi, çok insan bir adammışsın
-Siz nerelisiniz Asiye, bizizm oralardaki gibi konuşuyorsunuz?
-Espiyenin köylerindeniz abi ,Giresun Espiye
-Bende o taraftanım, yalnız sizden biraz önce
-Ordu mu abi?
-Hayır Ünye
-Yazın izinden dönerken anneme uğrayın Ünye’de size bir sepet Balcan İnciri toplasın alın getirin en çok inciri özledim..
Bu haber toplam 1.257 defa okunmuştur
Yazı Yorumları ( 0 Adet)
Bu Yazıya Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Ünye Kent Gazetesi
| İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Yazılım: Doğru Ajans