Tarih: 31.01.2020 09:11

GDO Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar

Facebook Twitter Linked-in

 Nur içinde yatsin rahmetli Babam her aksam Cinbasin mis kokulu kahvesini keyifle yudumlarken fincanin tabagindan bir yudumcuk içmek istedigimde, büyükler ' içme arap olursun 'diye itiraz ederlerdi. Ama nedense kahve içerek arap olani hiç duymadim.

 

Son yillardaki GDO tartismalarini duydukça hep bu çocukluk anim aklima geliyor. Medyadaki haber kusaginda GDO'lu ürünlerin sakincalari anlatiliyor. Hemen ardindaki reklam kusaginda GDO'lu ürünlerden üretilmis hazir çorbalarin,dondurmalarin, pastalarin istah kabartan reklamlari yayinlaniyor.

 Dogal olarak da su soruyu soruyoruz.' GDO cici mi, öcü mü ? ' Gelin hep birlikte bu soruyu cevaplamadan GDO ile ilgili bilgilerimizi tazeliyelim.

Dogal yollarla olusmayan ve gen dizilimi üzerinde degisiklik yapilarak elde edilen yeni yapidakicanlilara'GenetigiDegistirilmisOrganizmalar'kisaca'GDO'denilmektedir. Böylece biyoteknolojik yöntemlerle kendi türü disindaki bir türden GEN aktarilarak belirli özellikleri degistirilmis bitki, hayvan ya da mikroorganizmalar yaratilmaktadir. Bunlara "transgenetik ürünler" de denilmektedir.

 

    Neden GDO' lara ihtiyaç duyuldu?

    Bunlari insanligin gelecegini bekleyen açlik problemine karsi yüksek verimli, hastalik ve haserelere dayanikli ve çevre sartlarindan en az olumsuz etkilenen tohumlar olarak sundular. Hatta buna 'Yesil Devrim' adini da verdiler.            

    Ancak bu tohumlar çok yeni oldugundan bilim insanlarinin büyük süpheleri bulunmaktadir. Genetigi degistirilmis organizmalarla beslenen büyük bas hayvanlarin da olumsuz etkilenecegi görüsü savunulmaktadirlar. Keza bu hayvanlarin sütüyle, etiyle veya yumurtasiyla beslenen insanlarda etkilenecek mi? Bunlar henüz arastirilmadigindan süpheler çogalmaktadir.

    Saglik alanindaki bir olumsuzlugun kaynagi olarak ilk GDO'yu suçluyoruz ama, yasam tarzimizdan ve damak tadimizdan fedakarlik yapmayi asla düsünmüyoruz.

    Konunun diger en önemli boyutu ise, bu tohumlari kullanan ülkelerin disa bagimli olmasidir. Bu tohumlari devamli yurt disindan almak zorundasiniz. Keza bu tohumlar ayni zamanda 'geri dönüsü' olmayan kisir tohumlardir. GDO'lu tohumu topraga ektiginiz zaman misiri aliyorsunuz fakat koçanin üzerindeki misiri tekrar topraga ektiginizde ayni kalitede ürünü maalesef alamiyorsunuz. Tohumu tekrar yurt disindan almaniz gerekiyor ki bu da disa bagimliliktan baska bir sey degildir.

     Diger bir boyutu ise genleriyle oynanmis veya gen ilave edilen tohumu topraga ektiginiz zaman topraktaki mikroorganizmalari, bakteri popülasyonunu bozmasi yani ekolojik dengeyi bozma olasiligidir.

     Ne Zamandir Bunlarla Çalisiliyor?

     Transgenetik bitkilerin tarla denemelerine 1985 yilinda baslanmis olup üretime geçilmesi 1996 li yillari bulmus. Dünyada halen yapilmakta olan tarimin çok büyük miktari ABD, Kanada, Arjantin ve Çin'de gerçeklestirilmektedir. GDO'lu ürünlerin basinda misir, patates, soya, bugday, pamuk, domates, pirinç ve bazi balik türleri gelmektedir. Dünyada ekili alanlarin 67 milyon hektardan fazlasinda GDO'lu tarim yapildigi bildirilmektedir.

    GDO'larin Zararlari Nelerdir?

    Genetigi degistirilmis organizmalar konusunda en yogun tartismalardan biri de genetik teknoloji ile üretilen gidalarin, insan sagligi üzerindeki etkilerinin ne olacagidir.Üretici firmalar bu konuda çok net konusmasalar da, GDO karsitlari GDO'larin insan sagligini tehdit ettigine dair üç temel tez ileri sürmektedirler.

 

   Birinci olarak; GDO'lu gidalarin antibiyotige karsi dirençli olarak gelistirilmis olmasini ileri sürmektedirler. Gen teknolojisi sürecinde, herhangi bir canli organizmanin içine bir baska canlinin gen yapisina yerlestirilmesi isleminde o genin korunmasi için antibiyotik kullaniliyor. Dolayisiyla insan, bunu yedigi zaman ister istemez antibiyotik almis oluyor ki sonradan bir hastalikla karsilasan bünye antibiyotige karsi bagisiklik kazanmis oluyor.

  Ikinci olarak; farkli organizmalarin genlerinin birbirine eklendigi süreçte, alerjik etkiler de ortaya çikabiliyor. Örnegin, findiga karsi alerjisi olan bir metabolizma farkinda olmadan findik geni aktarilmis patates yedigi zaman bünye alerjik reaksiyon gösterebiliyor.

   Üçüncü olarak; GDO'lu ürünlerin hemen hemen % 70'ine yakininin, kurakliga ve böcege dayaniklilik saglanmasi amaciyla böcek ilaci içerdigini belirten GDO karsitlari, böcek zehiri aktarilmis bir misiri yiyen bünyede toksik etkiler ortaya çikabilecegini belirtiyorlar.

   Bu iddialara karsilik GDO savunuculari, GDO'nun insan sagligina yaptigi olumsuz etkileri kabul etmiyorlar ancak kesinlikle zararsizdir gibi net bir ifade kullanmaktan da kaçiniyorlar.

   Basliktaki soruyu tekrarliyorum; 'Frankestayn Gida' Olarak da isimlendirilen GDO'lu ürünler ve bunlardan üretilmis yiyecekler için 'cici' mi diyelim 'öcü' mü?

 Gelecek sayilardaki sohbetlerimizde sizlerinde katkilari ile dogru cevaplari bulmak umudu ile . 

Not: Çalismalarindan ve yorumlarindan yararlandigim ,alinti yaptigim degerli hocalarima ve meslektaslarima tesekkür ederim.

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —