Tarih: 01.11.2019 08:51

ÜNYE’DE SİNEMA YILLARI

Facebook Twitter Linked-in

Sene: 1948, Ünye'nin sinema ile tanismasi:

Ünye'de modern anlamda ilk sinema Tan Sinemasi adiyla 1948'de açilir. Samsun'dan gelen Yusuf Bulut, karakolun yanina (simdiki Akbank'in oldugu yer), Ünye'nin ilk sinemasini açar.

Daha önceki yillarda, modern anlamda bir sinema salonu yoktur. Ancak Batili toplumlarda oldugu gibi, gezici ekiplerin, bir kaç seans için kiraladiklari mekânlar, portatif makinelerle gösterilen filmlerden söz etmek mümkündür.

Sinema, Ünye'de radyolu yillarin adindan yasanan en büyük sosyal aktivitedir, ahalinin dünyaya açilan penceresidir. Ünyeliler bu salonda Afrika'nin balta girmemis ormanlariyla tanisir, fillerle, aslanlarla arkadas olur. Tarzan'la birlikte macera yasar. Yahut "Vahsi Bati" da at kosturan bir kovboydur, Kizilderilidir, yahut tarihi dekorlar içinde bir gladyatör olur. 

Tan Sinemasi açildiktan birkaç ay sonra, bu defa Ünyelilerin kendisi Yalikahvesi'nde Belediye'nin depo olarak kullandigi binayi sinema olarak kullanima açarlar. Zaten bu bina geçmis yillarda, bando ve musiki kuruluslarinin konser verdigi, zaman zaman sinema gösteriminin yapildigi eski bir binadir. Bir tarafiyla denizin içinde kalan, yali kaziklariyla desteklenen binada çok eski zamanlarda sinema izlendigi söylenmektedir. Eski radyoculardan Fatalis Ahmet (Akbulut) ve tüccar Mustafa Kalemen ortakliginda modernize edilen ve hizmete açilan bu sinemanin adi Yeni Sinema olur.

Tan Sinemasi, yeni açilan sinema ile rekabete dayanamaz, kapanir. Yusuf Bulut Samsun'a döner. Tan'dan bosalan yere, Yalikahvesi'ndeki Yeni Sinema tasinir. Yil: 1950

Bir sonraki yilin yazinda, Yeni Sinema'yi kuranlar, Cumhuriyet Meydani sahilinde yazlik Park Sinemasi'ni açar.  1951 – 1954 Yillari arasinda hizmet veren bu sinema, yerini Pasabahçe Melek sinemasina birakir.

Uzun yillar hizmet veren yazlik Pasabahçe Melek Sinemasi (1954 – 1972), Ünye'de uzun yaz gecelerinin vazgeçilmez mekânlarindan biridir. Çoluk çocuk, neredeyse Ünye'nin bütün aileleri akin akin sinema sandalyelerini doldurur.

 

Sene: 1954, Ünye'de Pasabahçe Melek Sinemasi'nin açilisi.

 

Meydandaki Park Sinemasi karayolu ihalesi alanina girince, yeni bir yazlik sinema projesine girisilir. Nahit Heper, Aptullah Haznedar, Mahir Kocoglu ve Ahmet Akbulut'un katilimiyla Saray Hamami yaninda, Pasabahçe'de yazlik Melek Sinemasi kurulur. Gösterime ilk giren film, Italyan yapimi Merhamet'tir. Filmi 10 günde 7.500 kisi izler. 1954 Yazinda Ünye nüfusu 10.000 kisi civarindadir. (Demek ki, filmi üst üste birkaç defa izleyenler olmus. Çevre ilçelerden ve köylerden gelenler de izlemis.)

Yazlik yahut kislik, sinemalar sadece film gösterilen mekânlar degil, ayni zamanda tiyatro, konser, dügün salonudur. Siyasi parti yahut dernek toplantilarinin yapildigi yerlerdir.

 

Sene: 1960, Ünye'de sinemanin altin yillari.

 

Çocukluk ve ilk gençlik yillarimiza damgasini vuran 60'li yillarda sinemanin çok özel bir yeri vardi. Topluca izlenen bir gösteri olmaktan öte, her birimiz için sinema bir sölendi. Birlikte kosup oynadigimiz, Teksas-Tommiks çizgi romanlari takas ettigimiz, "makinist isik!" yahut "Makinist ses!" nidalari atigimiz, heyecandan titredigimiz, hüzünlendigimiz, kahkaha attigimiz yerlerdi.

Televizyon, bilgisayar, atari gibi daha çok bireysel kullanima açik araçlarin olmadigi dönemde sinema, çocuklar için vazgeçilmez bir etkinlikti. Sadece çocuklar için degil, Ünye'nin ileri gelen tüm bireyleri, maaile sinemalari doldururdu. Hatta her film degistiginde, sinemanin daimi müsterileri vardi. Abone sistemiyle çalisildigi bu dönemde, bazi koltuklar, bazi isimlere tahsis edilmisti. ( Örnegin rahmetli Yasar Kemal Tokaç, Konak Sinemasi abonesi idi.)

 

 

Sene: 1960, Ünye'de bir sinema efsanesi, Konak Sinemasi.

 

Kadilar Yokusu'nun eteginde % 50 hissesi Firinci Mahmut Arin'a ait arsada, Mimar Feyyaz Efendi'nin insa ettirdigi sinemanin 1000 kisilik kapasitesi vardir. Koltuk dizilisi, egim ve akustigi her yerden izleyicilerin perdeyi görmesine ve sahnedeki sesleri duymasina elverislidir. Enis Özgün, Ahmet Akbulut, Zekayi Sinanoglu ve Mahmut Arin'in katilimlariyla 1960 yilinda hizmete giren sinemanin ilk filmi halka bedava oynatilan "Denizler Altinda 20.000 Fersah" tir. (Richard Fleischer'in yönettigi, Kirk Douglas ve James Mason'un oynadigi, Jules Verne uyarlamasi, 1954 yapimi "20.000 Leagues Under the Sea" filmi.)

Ömer Agabey gibi, ismi sinema ile özdeslesmis baska isimler de vardi:

Öztürk Serengil sapkasi ve biyiklariyla, gisede bilet satan Yilmaz Okumus.

Dik durusu ve delikanli yaniyla "Miki" lakapli Necdet Demir.

Makinist Hüsnü Yayan, Mehmet Ibis, akla gelen diger isimlerdir.

(32 Milimetrelik filmler 5-6 makara halinde Samsun'dan getirtilir.)

1980'li yillarda sinema isletmeciligini sürdüren isimlerden biri de Mehmet Çiloglu'dur.

Rabbum Yasar (Aydinlik), Arap Yasar (Darahta), adi sinema ile anilan diger isimlerdendir.

Yeni Sinema ve Melek'in makinisti, kalin camli gözlükleriyle hatirladigimiz Mehmet Karakaya'dir.

Kisin soguk günlerinde Yeni Sinema ve Konak'i isitan iri sobalari imal eden Erol Varilci'dir. Bir dönem 1948–50 arasinda Park sinemasinin Duhuliye kapisinda giris görevlisidir.

 

Sene: 1967 – 1972 Rüya'li yillar ve Belediye Sinemasi:

 

1967'de Çifte Hamam yanina yazlik Rüya Sinemasi açilir. Rahmetli Ismet Koçkan'in isletmeye açtigi Rüya Sinemasi'nin açilis filmi Göklerdeki Sevgili'dir.

1967' de açilan Rüya Sinemasi 1969'da kapanir.

1972'de Belediye Sinemasi açilir, ancak Pasabahçe Melek sinemasi kapanir.

1981'e kadar Ünye Belediyesi'nin islettigi sinemanin müdürlügünü rahmetli Ayhan Güney (Kuzu Ayhan) yapar. Oynatilan ilk film, Poseydon Macerasi'dir.

 

Sene: 1970 Sinemanin çöküsü.

60'li yillar, özgürlük ve gelisme yillariydi. Ancak fazla uzun sürmedi. Tüm dünyada oldugu gibi, ülkemizde ve Ünye'de 70'li yillar, ekonomide, kültürde ve sanatta dagilma sürecinin basladigi yillar oldu, bu yillarda ucuz karate filmleri tüm ülkeyi ve Ünye sinemalarini esir almisti. Seks filmi furyasini arabesk film piyasasi izledi. Kaliteli film izleyicisi gitmis, sinema salonlari bu tür filmlerle seyirci toplama çabasina girmisti. Henüz televizyon yayginlasmamisti. Ortada bilgisayar yoktu, ama bu dönem Ünye sinemalari için sonun baslangici oldu.

 

Sene: 1980 Ve elveda sinema!

 

Her karanlik dönem kendi "kaos"unu yaratir. 80'li yillarda sadece Türkiye'de degil, Ünye'de de sinemanin yok olus tarihidir. Kültürel yapi erozyona ugramakla kalmamis; görsel araçlarin; televizyon, video-kaset ve video-cd, dvd'lerle yogunlasmasi, sinemaya büyük darbe vurmustur.

Buna ragmen, 90'li yillarin ikinci yarisinda, büyük kentlerde sinemalarin yeniden dogusuna tanik olduk. Seyirci kapasiteleri sinirlanmis, çogunlukla "cep sinemasi" biçiminde ortaya çikan, daha teknik donanima sahip sinemaciklar türemistir. Büyük alisveris merkezlerinde, çok katli plazalarin üst katlarinda fast food reyonlariyla yan yana dizilen sinemalarin koltuklarinda, arkamiza yaslanarak sinemanin eski büyüsünü aramaktayiz.

 

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —