Aslında bir Devlet de değildir, şirkettir… Amerika Birleşik Şirketleri… Küresel şirketlerin, Siyonizm’in, silah şirketlerinin, Yahudi ve Yunan lobisinin hegemonyasında, Amerika Başkanlarının da bu hegemonyanın dümen suyunda mecburen hareket ettiği karmaşık bir devlet.
Başkanlarında genellikle devlet terbiyesi, ciddiyeti, diploması nezaketi ve kültürü yoktur.
Bu şekliyle beyaz adamın kurduğu, daha önce akıl hocalığını ve dünyayı sömürme metotlarını ona öğreten İngiltere’yi de baypas eden eşkıya bir yapılanma… Ve onun orta doğuda şımarık çocuğu İsrail.
Her ikisi dünya Barışını tehdit eden musibet sözde devletlerdir.
İsmet İnönü gibi zeki bir devlet adamı bile 12 Temmuz 1947 yılında bu devlete güvenmiş ve çeşitli antlaşmalar yaparak ülkemizin istikbali ve gelişmesini Amerika’nın vesayeti altına teslim etmiştir.
Ancak İnönü Amerika ya güvenerek hata yaptığını 1964 yılında Kıbrıs’ta Rumların Türkleri katliama girişmelerine karşı müdahale etmeye hazırlandığımız sırada… Amerika Başkanı Johnson’dan gelen ‘’Orduyu geri çek, benim silahlarımı Kıbrıs’ta kullanamasın’’ ihtarı hatta tehdidini içeren, terbiye, nezaket ve devlet ciddiyetinden uzak mektubunu okuduktan sonra anlamış, Amerika’ya güvenmekle hata ettiğini üzülerek itiraf etmiştir.
Bırakalım eski dengesiz Amerika başkanlarını, Trump’a bakalım. Gazeteci Ercan Tutar’ın,
Trump aslında İsrail Başbakanını sevmiyor. Ancak Yahudi lobisinin baskısı sebebiyle ona katlanmak ve destek vermek zorunda kalıyor. Ancak ne olursa olsun, orta doğu da barışı kendisinin sağlayacağını, Suriye’den Amerika askerini çekeceğini, Ukrayna Rusya savaşını bitireceğini, İran ile Nükleer anlaşması müzakerelerini sürdürüp bu olayı çözüme kavuşturacağını söylemesine rağmen, hiç birini gerçekleştiremedi. Karısı ile bile uyum sağlayamadı, bir yürüyüşte karısının elini tutma isteğine karşı karısı karşılık vermemişti, açıklaması, Trump ‘un karakterinin gel git oluşuna işaret ediyor..
Gazeteci Ercan tutar Turump’u en iyi çözebilenlerden.2016 – 202020 yılları arasındaki ilk döneminde Turmp, ABD’deki en etkili Yahudi lobisi olan JINSA ‘NIN beş aşamalı projesini harfiyen uyguladı.
İlk aşamada 6 Aralık 2017’de Kudüs’ü İsraillin başkenti ilan etti.2018 ‘ Washington’daki Filistin Temsilciliğini Kapattı ve 2019’da da Galon tepelerini İsrail toprağı saydı.
İkinci aşamada İran ile 2019’da imzalanan nükleer anlaşmayı iptal etti ve yaptırımları yeniden başlattı. Üçüncü aşamada İran’ın bölgedeki Şii milis ağını örgütleyen Kasım Süleymaniye’ye 3 Ocak 2020’de suikast emrini verdi. İbrahim anlaşmalarını başlattı.
Ancak hakkını teslim edelim, Erdoğan’a karşı olan saygısını gizlemiyor, Netanyahu’ya da Erdoğan ile iyi geçin, Suriye’nin anahtarı onda diyor. Açıkçası Siyonistlere, bu adam çetin ceviz, onunla uzlaşın ve ‘’ona makul olun’’ şeklinde telkinde bulunuyor.
Birleşmiş Milletler toplantısı sonrası Beyaz sarayda gerçekleşsen Turp Erdoğan görüşmesinde de Trup yine Suriye de Erdoğan’ın etkisini teyit eder nitelikte konuştu.
Trump Beyaz Saray’ın kapısında karşıladığı Erdoğan için, Çok saygın biri. Ülkesinde, Avrupa’da, tüm dünyada çok saygı görüyor. Onu ağırlamak bir onur’’ ifadelerini kullandı.
Trump ’un Müslüman Ülkelerin liderleriyle yaptığı toplantıda Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı halkanın başında yanına oturtması da Sayın Erdoğan’a verdiği önemin açık göstergesi olmuştur.
Trump Erdoğan’ın orta doğuda ki etkisini takdir ediyor, ancak Yahudi lobisinin üzerindeki etkisini de minilimize edememenin cenderesinde sıkıntılı haller yaşıyor.
Bu arada Avrupa birliği Amerika’nın üzerlerine yaptığı abilik baskısından bunaldığını artık açıkça belli ediyor. Zira özellikle İsraillin Filistin’de yaptığı soykırıma verdikleri desteğe vatandaşlarının tepkisinin çığ gibi büyümekte oluşu, Avrupa Birliği hükümetlerini İsrail’e olan aşırı desteğinin tersine evirilmesine yol açtı.
Bunun yanı sıra Amerika Başkanının Avrupa Birliği hükmet ye da Devlet Başkanlarını sık olarak paylaması ve küçük düşürmesi, Amerika dünya abiliğinin artık abartılı ve can sıkıcı bir hal aldığının açıkça dile getirilmesine yol açtı.