ARİF TAKICI

Tarih: 09.08.2025 09:00

İNSANLIK CAN ÇEKİŞİYOR

Facebook Twitter Linked-in

Geçtiğimiz günlerde İsrailli Haham Ronen Shaulov bu kadar da olmaz dedirten skandal laflar etti, ‘’tüm Gazze ve Gazze’deki her çocuk açlıktan ölmeli’’ dedi.

  Bu sözleri bir din adamının söylemiş olması skandaldan öte ‘’insanlığın can çekiştiğine’’ delalettir.

 Eskiden insanlar savaşlarda can korkusu yaşadıklarında camilere, kiliselere mabetlere sığınıyorlardı. Nitekim Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde Bizans halkı daha çok Ayasofya olmak üzere kiliselere sığındılar. Yaptığı fetihle bir çağı kapatıp bir çağ açan Fatih Fetih’in hemen ardından Ayasofya’ya girdiğinde titreşen Bizans halkını teskin etti. Mal ve can güvenliklerinin kendi hükmü ve koruması altında olduğunu söyledi.

   Ancak o büyük ruh ve asaletin sadece tarih sayfalarında kaldığını görüyoruz.

   1974 öncesi Kıbrıs Türk halkı da yıllarca bir papazın zulüm siyasetine maruz kalmadı mı?

   16 Ağustos 1960 senesinde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin İlk Cumhurbaşkanı Kimdi?

     Din adamı Başpiskopos Makarios’tu! Bu katil Enosis hayalleriyle Türk halkının katledilerek adada azınlığa düşmesi ve teslim olması için katliam planları yapan, bunun için emirler veren eli kanlı bir katildir.

Yunanistan Türkiye’ye karşı kendini güvence altına almak için her ne kadar ülkesini parsel persel Amerika birliklerine verip kurulan üstlerle ülkesini adeta bir uçak gemisi haline getirmenin şımarıklığını sergilese de ‘’Türkiye’nin caydırıcı gücünü görüp’’ çark etmek zorunda kaldı. 

Ama şeytan şeytanlığını yapacaktır, görevi odur… Nitekim Yunanistan da öyle yaptı.

 Amerika’ya rağmen Türkiye’nin gücü karşısında ezikliğini İsrail ile yedek iş birliği yaparak pekiştirmeyi yeğledi.

 Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi Türkiye ye karşı İsrail ile iş birliği yaparak çok tehlikeli işlerle iştigal ediyorlar. 

Rum yönetimi hamisi gördüğü Yunanistan’ı örnek alarak öteden beri var olan İngiliz üstlerinin yanı sıra Amerika ve İsrail’ le de üst vermek suretiyle topraklarını kullandırıyor.

 Devletimiz bu duruma karşı tabi ki önlemler aylıyor. Ancak telafisi zorlaşan bir sıkıntı var!

  Şöyle ki: İsrail çeşitli adlar ve taşeron şirketleri kullanarak Kıbrıs Türk kesiminden de bir hayli zamandır arsalar alma planını adım adım uyguluyor. Bu sorun ile ilgili tedbir almakta biraz geç kalındığı için fazla miktarda arazinin İsrail kökenli şirketlere satılmasına mani olunamamıştır. Adamlar bir sürü yerde siteler ve iş merkezleri kurmuşlar… Unutulmamalıdır ki, İsrail’in Arz-ı mev-ud ideallerinin içerisinde Kıbrıs’ta vardır.

  İnanıyorum ki, Türkiye ile uyumlu siyaset izleyen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin tatar bu konu ile ilgili olarak gerekli tedbirlerin hukuki olarak alınmasını sağlayacak düzenlemeleri en kısa zamanda geçerli kılar. Aksi takdirde geç kalındığı durumda telafisi zor bir sonuç ile karşılaşmak sürpriz olmayacaktır.

İsrail Yunanistan ve Rum kesiminin telkinleriyle Türkiye Kıbrıs’tan askerini çekmelidir velvelesini dillendiriyor ama Kıbrıs Türk kesimi kanla alınmıştır… Türkiye’de eski Türkiye değildir. 

Dolayısıyla öyle kimsenin sözüyle Kıbrıs’ta taviz verecek bir ülke değildir. Sıkıysa gelip çıkarırsınız.

Kıbrıs harekâtında birliklerimizin aldığı bir Rum kışlasının dışında şu yazı asıllıydı: Cesursan gel al! Türk askeri o birliği aldı, birliğin komutanı Rum kışlasının önünde şu cümleleri söyledi: Cesurum, geldim, aldım!

 Velhasıl, İslam ülkeleri İsrail karşısında birlik sergilemek zorundadır.

 8 milyonluk İsrail için, 1,5 milyar Müslüman ebabil bekliyorsa, ebabiller gelse İsrail’i değil bizi taşlar. Merhum Prof Dr  Necmettin Erbakan. 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —