Canik adinin geçtigi ilk Türkçe metin 1244-45'te kaleme alinan Dânismendname’ dir. Eserde Canik’in sinirlari; Kuzey’inde Karadeniz, batisinda Samsun, Güney’inde Karakus (Akkus), Dogu’sunda Trabzon ve Bulgar Daglarina kadar olan kisimla gösterilir. Canik adiyla anilan daglar, Samsun’un Dogu’sunda baslar, Ordu Melet Irmaginda son bulur
Ahsap, haseb sözcügünün çoguludur, Arapça’dan dilimize geçmistir. Yakacak amaçli olmayip, yapi malzemesi olarak kullanilan agaç yahut keresteye denir. Türklerin ahsapla tanisikligi çok eskiye dayanir. Orta Asya kazilarinda Türklere ait oldugu bilinen çok sayida ahsap ürün bulunmustur. Pazirik kazilarinda ve Radloff'un 1865 yilinda Altaylar'daki kurganlarda bulunan ahsap esya ve yapi kalintilari bu konudaki ilk örneklerdir. Petersburg Müzesi'nde Hunlara ait agaç gövdesinden oyulmus islemeli bir lahit ve ahsap at kosumlari bulunmaktadir.
Türklerde Ahsap Isçiligi
Türklerin ahsapla yakindan ilgilenmeleri, içinde bulunduklari göçebe yasam tarziyla baglantilidir. Yerlesik toplumlarin ve kent yasaminin aksine; tas malzeme degil, tasinma ve kullanimi daha kolay olan ahsap tercih edilmistir. Tas malzeme kadar uzun ömürlü olmamasina karsin, göçebe tarzi yasam süren Türkler, konakladiklari yaylaklarda ve kislaklarda barinma ihtiyaçlarini ahsap malzemeden saglamislardir. Kil çadirlarinin yaninda ahsap yapilar kurmuslar; hayvan barinaklari için ahir, yiyecekleri muhafaza için ahsap semenderler insa etmislerdir.
Anadolu’da ahsap yapilar için çanti deyisi kullanilir.
Çanti teknigi denilen ve günümüze kadar ulasan ahsap yapi tarzi söyledir:
Yontulmamis agaç gövdeleri yahut 15 – 20 santimetre çapindaki tomruklar alt ve üstleri düzlenerek birbirinin üzerine yerlestirilir. Köseler geçmelerle birbirine kenetlenir. Ortaya dikilmis bir ahsap direk ve bu direge kirislenerek iki tarafli çatilmis tavandan olusan bu yapilar çanti adiyla bilinir. Yapim asamasinda çiviye gereksinim duyulmaz. Zamanla yerlesik hayata geçilerek, kütükler daha ince tesviye edilir ve tahta haline getirilir.
“Ahsap camilerin topraktan yukaridaki ilk kismini olusturan kiris/kalaslar dört tanedir ve kalin agaçlarin yonulmasi ile elde edilir. Alt kiris /kalaslar taslarin üzerine yerlestirilir ve uçlari bogaz açma suretiyle çivi kullanilmadan kare veya dikdörtgen biçiminde birbirine baglanir. Bu baglama isleminde kesinlikle demir çivi kullanilmaz. Kirislerin birlestigi yerlerde egedemiri adi verilen demir keskilerle dört köseli derin birer delik açilir. Agaç uçlari kertilip çatma basi geçme/taraklama usulü ile birbirine baglanir. Böylece her bir kiris/kalasin ucu, birbiri içerisine yerlestirilir ve açilan deliklere kara agu/komar agacindan yapilan agaç çivi çakilir.” [N. Demir, Trabzon ve Yöresinde Ahsap Camiler, s.7]
Böylece agaç yapi dengeye getirilerek insa edilir..
Bu teknik. sadece baraka, ahsap cami, mescit ve semender yapiminda degil, sivil mimaride de kullanilarak, yalilar, konaklar ve hatta iç yüzü alçiyla sivanan bagdadi köskler yapilmistir.
Çanti teknigine benzer bir baska yapi tarzi izba’dir. Rusça ev anlamina gelen izba; dilimizde los, nemli ve kuytu yer anlamina gelen izbe sözcügünün kaynagidir. Dogu Avrupa ve Kuzey Asya köylerinde çam agacindan yapilmis konutlara izba denir. Geleneksel olarak, iç yüzleri çaplanmis kütüklerin yatay olarak dizilmesi ve iki sagrili dik bisr damdan olusur.
XII. Yüzyil, Türklerin Anadolu'ya geldikleri, Islamiyeti benimseyerek yerlesik yasama geçmeye basladiklari bir dönemdir. Bu dönemde geleneksel ahsap yapi isçiligini, özellikle ormani bol bölgelerde uygulamislardir. Tas isçiligi Türkler’e, daha çok Romalilardan (Rumlar), Iranlilardan, Arap ve Ermenilerden geçmistir. Türklerin Anadolu'ya ayak basmalariyla insa ettikleri barinaklar, haliyle ahsap yapilardi. Göçebe yasam tarzina uygun semenderler, sadece hayvan barinagi, konut ve yiyecek ambari degil, ibadet amaçli camilerin ve mescitlerin de ayni tarzda yapilmasini zorunlu kiliyordu.
'Ahsap camilerin ilk örnekleri XIII. yüzyilin ikinci yarisinda Anadolu'da ortaya çikmistir.' [Islam Ansiklopedisi, Cilt 2, Sayfa 183]
Canik Bölgesinde Çanti Camiler
Canik adinin geçtigi ilk Türkçe metin 1244-45'te kaleme alinan Dânismendname’ dir. Eserde Canik’in sinirlari; Kuzey’inde Karadeniz, batisinda Samsun, Güney’inde Karakus (Akkus), Dogu’sunda Trabzon ve Bulgar Daglarina kadar olan kisimla gösterilir. Canik adiyla anilan daglar, Samsun’un Dogu’sunda baslar, Ordu Melet Irmaginda son bulur.
1870 Tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesi’nde Canik Sancagi Samsun merkez olmak üzere; Bafra, Çarsamba, Ünye ve Niksar kazalari ile Kavak, Alaçam, Terme, Fatsa, Bolaman ve Karakus nahiyelerini kapsamaktadir.
Ahsap camilerini verecegimiz Canik Bölgesi; Terme, Ikizce, Çaybasi, Ünye, Akkus, Aybasti,Kumru ve Fatsa ilçeleriyle sinirlidir.
“Cuma Camisi” olarak insa edilen bu tür camilerin, birden fazla köyün kontak noktasinda kurulmus olmalari sosyal açidan dikkat çekicidir. Hemen hepsi için anlatilan öykü, köyler arasinda itilaf çikmamasi için kuruldugu yere malzemelerin bilinmeyen güçlerce tasindigidir. Hiçbirinde minare yoktur.
Bölgemizdeki ahsap camilerin çogu, günümüzde de Cuma Camisi olarak kullanilmaktadir. Içlerinden en eskileri, çivi kullanilmadan, çanti teknigiyle insa edilmistir. Türk yapi sanatinin günümüze ulasan en eski örnekleri oldugu bilinmektedir. Ciddi onarimlardan geçen bu camilerin çogu orijinal konumundan uzaklastiklari gibi, bazilari kullanim disi kalarak yikilacagi günü beklemektedir.
Belirttigimiz bölgede tespit ettigimiz ve bizzat görme imkani buldugumuz 15 ahsap cami mevcuttur:
1- Terme Sögütlü Cami
2- Terme Merkez Pazar Camii
3- Ikizce Laleli Cami
4- Çaybasi Çayir Cami
5- Çaybasi Yeni Cuma Cami
6- Çaybasi Kargali Cami
7- Çaybasi Eski Asak Cami
8- Ünye Tekkiraz Kabadirek (Yayci) Cami
9- Ünye Yeniköy Merkez Cami
10- Ünye Dereköy (Ortaköy) Merkez Cami
11- Ünye Çatak Balcili Cami
12- Akkus Çaldere Köyü Cami
13- Aybasti Uzundere Melik Gazi Cami
14- Kumru Senyurt Eski Cami
15- Fatsa Asagi Yavas Cami (Geyikçeli, Salihli)
Tekkiraz Yayci Köyü'nde bulunan Kabadirek Camii, Tekkiraz Çaybasi arasinda kalan Yeni Cuma Camisi, Çaybasi Ikizce arasinda Çayir Camii ve Ikizce'de bulunan Laleli Camisi Ünye çevresi'nde ayakta kalan ve günümüzde kullanilmakta olan en eski ahsap camilerdir.
Kabadirek Camisi’nin insa tarihi Selçuklu dönemine kadar rivayet edilse de, elimizde yeterli veri yoktur. Zamanla onarim görüp dis duvarlari sivanmis olmasina ragmen, iç mahfil donanimi ve iç mekân duvarlari çanti tarzinin eski örneklerinden oldugu anlasilmaktadir.
Cornell Üniversitesi (ABD) Dendrokronoloji Bölümü Baskani Peter Ian Kuniholm’ün agaç halkalarindan tayin ettigi yas tayini sonucu; Miladi 1211 yilina tarihlenen Çarsamba Yaycilar Camisi, 1206’ya tarihlenen Çarsamba Mezarlik Camisi bölgenin en eski ahsap camilerdir. Bu tarihe yakin Sivas, Afyon, Aksehir ve Beysehir’de ahsap medreseler mevcuttur. Kuniholm’un Laleli Camisi ahsap aksaminda yaptigi yas tayininde ise, 450 - 500 yasinda oldugu tespit edilmistir.
1701 Tarihinde insa edildigi kitabesinden anlasilan Terme Sögütlü Cami, Kabadirek ve Laleli camisinden sonra listemizdeki camilerin en eskisidir. Eski ahsap camiler kategorisinde Yeni Cuma, Çayir Cami, Kargali, Asak, Çaldere, Uzundere, Senyurt ve Asagi Yavas camileri XIX. Yüzyil camileri olarak sirayi alirlar. Yeniköy ve Dereköy camileri ayni yüzyilin sonu ile XX. Yüzyilin basinda insa edilmislerdir.
Çatak Balcili Camisi’nin insaat tarihi 1929’dur. Listemizdeki en genç cami olmasina karsin, yapim teknigi ve görünümü tamamen eski çanti camilere benzemektedir.
Kaynaklar:
Prof. Dr. Necati Demir, Ordu Yöresi Tarihinin Kaynaklari IX. TTK Yay. 2006
Doç. Dr. Ahmet Ali BAYHAN Uluslararasi Sosyal Arastirmalar Dergisi, C. 2/7, 2009
Danismendname (Haz.: Necati Demir), Niksar, 1999.
Islam Ansiklopedisi
Oktay Aslanapa, Türk Sanati II, Basbakanlik Kültür Müs. K. Yay, 1973
Prof. Dr. Peter Ian Kuniholm, Dendrokronoloji, Cornell Üniversitesi Yay. (ABD)
Yasar Yücel, Anadolu Beylikleri Hakkinda Arastirmalar, Ankara, 1991.
Prof. Dr. Mehmet Özsait, Ark. Verilerin Isigi Altinda Ünye, 25. Arastirma Sonuçlari Toplantisi, c.2, Kocaeli 2007
14155,46%0,76
42,69% 0,23
50,15% 0,06
5897,70% 0,71
9533,17% 2,62
Ordu
14.12.2025