Osmanli Sarayinda ve Osmanli Mutfaginda 1500 yilina kadar domates, patates biber patlican, kabak, misir bilinmiyordu. Fatih Sultan Mehmet hayati boyunda bir tek domates ve bir kere bile menemen yiyemedi.
Bu sebzeler ve bir sürü meyve Kristof Kolomb’un 1499 yilinda Amerika kitasini bulmasi ile Amerika’dan Avrupa’ya getirildi. Kolomb’un gemisi Avrupa'ya sadece kakao, domates, tütün ve muz degil daha bir sürü bilinmeyen sey getiriyordu
Aztek dilinde tomati, 'siskin ve yuvarlak sey' anlamina gelir.
Bugün sofralarin vazgeçilmezi olan sebze ve meyvelerin birçogunu insanlik 1499 dan sonra Amerika'nin kesfinden sonra tanidi ve yiyebildi.
Azteklerin tomoti dedikleri domatesin ana vatani Amerika kitasidir.
Kristof Kolomb'un Amerikayi kesfinden sonra, Ispanyol gemileriyle Avrupaya gönderilen domatesi tüketmek, ilk baslarda zehirli sanildigi için yasaklanmis.
1500'lü yillarda zehirsiz oldugu anlasilsa da, pisirilerek ve ya kizartilarak tüketilmis ama tadi pek begenilmemis, bu sebepten yayginlasmamis.
Fransa ve Ingiltere'de süs bitkisi olarak saksilarda yetistirilmis, Italya'da ise ilaç olarak hastalarin vücuduna sürülmüs.
Domatesin kaderi ise Fiorentinali bir asçinin domatesi çig olarak salatasinda kullaninca domatesin önlenemez yükselisi baslamistir.
Domatesin Türk mutfagi ile tanismasi ise geç olmus ancak Anadolu’ya gelen bu domatesler, bugün bildigimiz boyutlardaki domatesler degil, kiraz domates dedigimiz küçük domateslerdi.
Bu domateslerin dolmasi, çorbasi zeytinyaglisi yapilir, rengi kirmizi olunca bozuldu diye çöpe atilirmis.
Patates Önceleri hayvan yemiydi!
Ilk Olarak Karadeniz’de yetistirildi
Amerika'nin kesfinden yüzyil sonra Patatesin farkina varilmis iki yüz yil sonrasina Fransiz ihtilali döneminde mutfaklara girmistir.. Anavatani, Peru olan patates önceleri hayvan yemi olarak kullanilmistir. Fransiz ihtilali döneminde Avrupalilar açliktan hayvan yemlerini yemek zorunda kalmislar ve patatesin yenildigini görmüslerdir. Anadolu'ya ise Kafkaslar üzerinden, Rusya'dan gelmis ve ilk olarak Karadeniz Bölgesi'nde yetistirilmistir.
Domates ise önceleri Avrupa'ya, saraylarda saksilara süs bitkisi olarak gelmis ve yenilebilir oldugu sonradan fark edilmistir..
Anayurdu Güney Amerika olan Patlicangiller ailesine mensup domatesle Türklerin tanismasi 18 ci yüzyilin sonlarina rastlar.
Sivri ve dolmalik biberin de anayurdu Güney Amerika’dir, yedi yüzü askin çesidi olan biberin tohumlari Amerika'nin kesfinden bir yil sonra ilk olarak Ispanya'ya getirilmis.
Patlican en çok Çin, Japonya ve Osmanli’da taninmis. Avrupalinin sofrasina ise ancak yaklasik elli yil önce girmis. O da gurbetçiler vasitasiyla olmus. Zira Avrupalilar yüzyillarca patlican yiyenlerin delirecegini düsünmüs ve deli elmasi adini vermis. Ben Almanya’da bulundugum yillarda Almanlar patlicani halen tanimiyorlardi biz patlican aldigimiz zaman nasil pisirdigimizi soruyorlardi.
Anavatani Amerika olan ve Amerika'nin kesfinden elli yil sonra Kuzey Afrika, Misir ve Suriye'de ilk olarak ekimi yapilan misiri Avrupalilar Türk Bugdayi olarak biliyordu. Çünkü Misir o dönemde Osmanli sinirlari içinde idi ve misir Avrupa'ya buralardan geliyordu. Anadolu'ya da Misir'dan geldigi için misir olarak adlandirilmis. Biz de Misir’dan geldigi için ona misir ve yetistigi ülkeye de Misir demisiz. Bitki olarak misir bitkisinin adi Avrupa dillerinde Meis, Mays, Corn ülke olarak Misir’in adi Egyptn veya Egyptien’dir
Çarliston, dolmalik ve kirmizi biber, domates, yerfistigi, fasulye, kabak, misir, patates, yer elmasi, ayçiçegi, Güney Amerika kökenli sebzelerdir. Patatesin anavatani ise Peru’dur.
Patatesin Amerika’dan getirilip dünyaya yayilisi çok ilginçtir
Bu sebze Avrupa’da yayilirken, ayni zamanda cüzzam hastaligi da hizla yayilmaya baslar. Cüzzam hastaligi ile patates arasinda bir ilgi kurulur ve patates yiyenlerin cüzam oldugu söylentisi yayilir.
Patates böylece halk arasinda “zehirli” sayildi, Veba hastaligina da yol açtigi söyleniyordu, o zamanlari veba salgini da vardi, binlerce insan vebadan ölüyordu. Hangi hastalik salgin yapsa, patates ondan sorumlu tutuluyordu, Orta Çag kilisesi patatesi lânetlemisti.
Veba, kolera cüzzam gibi bulasici hastaliklardan kirilan Almanlar, patatesi bu hastaliklarin sebebi olarak görmüsler ve sadece domuz yemi olarak kullanmislardir. Fransizlar ise bunu savas esirlerine yedirmislerdir..
Almanlar da, “Kartoffel” diye adlandirdiklari ve sadece domuzlara yedirdikleri patatesi savas esirlerine de yedirmekte bir sakinca görmemislerdi.
Ispanyollar 1532 de Peru’yu ele geçirip yagmalamaya baslamislardi. Isgalciler yerlileri katledip altinlari, gümüsleri yagmalarken, merak için bir çuval da patates Amerika’dan Avrupa’ya yüklerin arasina koyup getirdiler.
Iskoçya’da patatesin Incil’de yazili olmadigi ileri sürülerek ülkeye sokulmasi yasaklanmis. Bütün peygamberler gibi, Hz. Isa da patatesi görmemisti.
Patates kimi köylerimizde gartol, kartopu, kimi yerlerde kümpür, adi ile anilir.
Hindi, tütün, misir, domates, fasulye, biber ve patates 1500 yilinda yeni bulunan Amerika kitasindan getirilmistir.
Kristof Kolomb’un Amerika’yi kesfiyle çesitli baharatlarla birlikte, ilk kez Avrupa’ya gelen meyve ve sebzeler sunlardir:
Hindistan Cevizi, kinin, kauçuk, çilek, yer fistigi, kina agaci, papatya, avakodo, kakao ananas, hindi, patates, tütün, misir, domates, fasulye, biber Avrupalilar ve Türkler Kolomb’un Amerika’yi kesfine kadar bunlarin hiçbirini tanimamislar, bu meyveleri hiç tatmamislardir.
Kolomb’un Amerika’dan getirdigi cevizin adinin, bu gün de Hindistan Cevizi olarak söylenmesinin tek nedeni, Kolomb’un buldugu ülkeyi önceleri Hindistan ve o cevizi Hindistan’dan getirdigini sanmasindandir. Oysa Hindistan Cevizi Hindistan da yetismez
Kabak tatlisi, biber dolmasi, domates saklatasi, menemen, patates kizartmasi, közlemis misir, muz, taze fasulye, kuru fasulye, çilek, kakao,fistik..
http://www.harranova.com/domTar.
http://www.tomato.cages.com
Metin Üskes
Ruhan Odabas,
Alinti yapilmistir
9394,75%0,89
39,37% 0,39
45,69% 0,94
4294,30% -0,78
6934,05% -1,15
Ordu
17.06.2025