DUT SESI- DUTLARIN OLDU MU ÜNYE?
Para sesi, su sesi, kadin sesi, en güzel sesler olarak söylenegelmis bugüne kadar.
Bu üçlüye, güzel bir ses de ben ekleyecegim; 'DUT' sesi! Diyeceksiniz ki, “dutun sesi mi olur?” Anlatayim o zaman;
Ergenlik yaslardayim. Ünye Hamidiye mahallesinde, evlerden çok, bahçe mevcut. Bu bahçelerde envai çesit meyveler.. Hele ki dutlar bir içim su.
Haziran ayinda dutlar olgunlastiginda, bahçesinde dut agaci olan komsular beni bulurdu. Rençber çocuguyuz ya, agaça çikmada üstüme yok!
Mahallenin çocuklari toplanir. Ellerine büyükçe bir branda sergi verilir. Dört bir ucundan tutup gerdikleri branda artik benim emrimdedir. Çünki dut agacina çoktan çikmis olan ben, altimdaki brandanin hazir olmasini bekliyorum.
Hangi dala çikarsam, asagimda brandayi tutan çocuklari çiktigim dalin altina yönlendiriyorum. Bütün kuvvetimle dala ayagimla vurarak, daldaki dutlari silkelemek suretiyle, asagidaki brandanin üzerine düsmesini sagliyorum. (Ne havali ismis ama..)
Yüzlerce dut; “pati, pati, pati, pati!” diye, sanki bir koro halinde, ahenkli bir sekilde brandayla bulusuyordu. Iste ben bu sesin hastasiydim.
Brandanin üzerine biriken dutlari, kadinlar, ellerindeki tepsilere doldurarak konu-komsuya dagitirlardi. Brandanin içinde biriken dutlarin tadina ilk önce, brandanin kenarlarini tutan çocuklar bakardi.
Brandanin üzerine düsen dut sesleri halen kulaklarimda.
Ben simdi Istanbul sokaklarinda meczup gibi dut agaci pesindeyim. Dutlarin oldu mu Ünye?
MAHMUT AMCA’YA KENDI EVININ IÇINDE “HOS GELDIN!” DEMISTIM…
(MAHMUT AMCA VE MEYVE BAHÇESI – 3.Bölüm)
Mahallemizin efsanesi, agaç sever, alçak gönüllü, kibar insan Mahmut Sabitsan amcanin muhtesem meyve bahçesinde çocukluk halimizle ne filimler çevirdigimizi anlatmaya devam…
Aslinda çocuklari da en az meyve agaçlari kadar seven Mahmut amcamiz bir gün, erik yemek maksadiyla kaçak olarak can erigi agacina çikan Mustafa Güdek’i, uzun, “çangal” dedigimiz bir sopayla asagidan yukari dürterek indirmeye çalismis, korkan Mustafa asagi inmemekte bayagi bir direnmisti… (Belki de erikler henüz olgunlasmadigi ve izin almadigimiz için olsa gerek. Güngörmüs, prensipli ve samimi insandi Mahmut amca.) Bu israrli ve komik çekismenin sonu nasil bitti bilmiyorum…
Mahmut amcanin bahçe girisinin saginda, ahsaptan bir gecekonduvari tek katli bir ev vardi.
Ilkokul arkadasim “Kara Isiin” (Hüseyin)de bu evde ailesiyle birlikte kiraci olarak oturmuslardir. Bu evde daha sonra hamal arabasiyla rizkini kazanmaya çalisan Abdurrahman amca oturmustu…
Mahmut amcalar Yalikahvesi’ne tasindiktan sonra da evi ve bahçeyi kontrol için haftada bir gün, Hamidiye Mahallesine geliyorlardi. Ama artik bahçe bize kalmisti. Her sey serbest idi! Bahçenin bilmedigimiz yerlerini kesfediyor, terk edilen evin içinde ne gibi esyalar var, acayip merak ediyorduk.
Bahçenin girisindeki gecekondunun bir odasinda da epey bir zaman bir tane inege baktik arkadaslarla… O da sundan dolayi; “Yariya baktigimiz” findiklik bahçelerinin otu ziyan olmasin hesabi.
En seyürlü kisma geldik simdi bakin; Evine girdigimiz bir gün Mahmut amcaya yakalanmistik!! Daha dogrusu Islam'la Mustafa kaçmis (vay hainlerr!), ben yakalanmistim.
Ve o panikle Mahmut amcaya kendi evinin içinde “hos geldin!” demistim…
Bu olaydan sonrami önce mi hatirlamiyorum; Cepte kurus harçlik yok! Yanimda çok degerli bir dostumla, terkedilmis bu eve girip, bakirdan eski bir lüküs altligi bulmus, bu altligi “Bakircilar Arastasi”nda satip, Adnan’la (Yayla) beraber Turan amcanin firinina çökelekli pide (Ünye Yavlusu) yaptirmis ve iki paket de “Birinci Cigarasi” almistik. Mahmut amcanin evinin arka tarafindaki,üstü kapali korunakli özel yerimizde, pideleri mideye indirip, üstüne de cigaralari “gel keyfim gel” tüttürmüstük… (Not: Millet! Sigara kanser yapar, korona virüs de onu çok sever. Biz u zaman cahillik yapmisiz. Sakin haa!)
(Meyve Bahçesindeki Acaip Maceralarimiz DEVAM EDECEK)
GENÇLER DE ÇÖZMÜS ISI...
(Fotograf: “Dünkü Ünye'den Insan Manzaralari” Hulusi Saglam Facebook Sayfasi)
Eski fotolardan gördügüm su; Bütün Ünye burada fotograf çektirmis, hakikaten bir tek ben burada poz vermemisim. Bu duruma iyice kanaat getirdim.
Ünye meydan yine bir bayrama ev sahipligi yapiyor. Çelenklerin oldugu Hükümet’in önündeki Atatürk Büstü’ne bes genç çoktan konuslanmis.
Ama ne poz vermisler kardesim öyle. Tam bir profesyonel hepsi sanki. Birinin pozu digerine benzemiyor. Her pozun kendine özgü bir agirligi var.
Birinci genç iki eli ile arkadasinin omzunu kavrayarak 'elim daima dostlarimin üzerinde' mesaji vermis.
Ikinci genç biraz derbeder yapiya sahip. 'Arkadaslarinin kendine sahip çikmasi gerektigi' mesajini veriyor.
Üçüncü genç biraz artistik yapiya sahip. Ellerini cebine sokarak 'kimseye eyvallahim olmaz' mesaji vermis.
Dördüncü genç biraz asik gibi. Sevgilisinin elini tutar gibi kendi elini kavrayarak, çoktaaan ufuklara dalmis; 'Kendisine sahip çikilmasi gerektigi' mesaji veriyor.
Besinci gencin isi daha zor; “Fola birakilan yumurtalara yatacak tavuk” bulunamamis, bu genç arkadas bu göreve talip olmus. “En iyi civcivler benim folumdan çikar' mesajini rahatlikla veriyor.
Dedigim gibi tüm Ünye burada fotograf çekilmis Vallahi.
Bi Iksan Abiniz hariç!
9520,22%-1,71
39,35% 0,48
45,63% 1,41
4281,76% 1,38
6870,40% 1,67
Ordu
13.06.2025