Hasan Öz, Türkiye Yemen İlişkileri Çalıştayında…

Hasan Öz: “Yemen’in durumu içler acısı, dünya oraya da sağır. Türkiye’den beklentiler var” dedi.

20. Dönem Ordu Milletvekili Hasan Öz katıldığı Türkiye-Yemen İlişkileri Çalıştayında tespit ettiği önemli, çarpıcı ve dehşet verici gelişmeleri, değerlendirmeleri ve talepleri gazetemize açıkladı. 

M. Hasan Öz’ün üyesi olduğu Milletlerarası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi (MID) ile Yeni Yemen Medya Merkezi’nin Yemen Ankara Büyükelçiliğinin katkıları ile düzenlediği Bölgesel ve Uluslararası Gelişmeler Işığında “Türkiye-Yemen İlişkileri” Çalıştayı İstanbul’da yapıldı.

Hasan Öz katıldığı çalıştayda birinci elden insanlar, akademisyenler ve sivil kuruluş temsilcilerin açıkladığı bilgiler, ortaya konulan görüşler ve talepler ile ilgili yaptığı değerlendirmede Osmanlı toprağı Yemen’in bu günkü durumunun çok vahim olduğunu ve acilen üçe bölünmüş, kaos yaşayan Yemen’e de el atılması gerektiğini ifade etti.

Programda MID Başkanı, Yeni Yemen Medya Merkezi Başkanı, Yemen Ankara Büyükelçiliği yetkilisi açış konuşmaları yaparak programa ilgi gösterenlere teşekkür etti.

Programa Yemen’den bakan, milletvekili, gazeteci, sivil kuruluş temsilcileri, MID yöneticileri, İslam ülkelerinden temsilciler, Türkiye’den akademisyenler, bürokratlar, sivil kuruluş temsilcileri ve bir çok ilgi gösteren şahıslar katıldı.

İki oturum halinde yapılan müzakerelerde Hasan Öz’ün gazetemize aktardığına göre konuşmacılar şu bilgileri aktardılar.

Yemen üç bölgede üç ayrı yönetim ile kaos yaşıyor

Yemen önceden ikiye bölünmüş haldeydi, birleşerek yeni istikrarlı döneme girmişti. Ancak ne yazık ki Arap Baharı süreci ile 2014’te büyük kaos dönemine girdi. Uluslararası müdahaleler oldu. Körfez ülkelerinin müdahaleleri oldu.

 İran’ın müdahaleleri oldu ve desteklediği Şii Husiler ayaklandı önemli bölgeleri ele geçirdi ve Sana’da kendi hükümetlerini kurdu. BM’nin tanıdığı meşru hükümet Yemen’in bir kısmına hükmedebilen bir ikinci zayıf hükümet devam ediyor. Üçüncü olarak da Güney Geçiş Konseyi hükümeti. Bu da Güney Afrika Cumhuriyetinin desteklediği işgal güçlerinin ayrılıkçı hareketidir. Bunlar da Güney Yemen olarak bölünmek isteyen Yemen’i bölmek isteyen grup. Bunlar da bir kısım bölgede hâkimdirler. Yemen’de Zeydiler de bir takım kargaşalar oluşturmaktadırlar.

BM: Yemen’de durum dünyanın en vahim durumu

Üç bölgenin askeri ve siyasi güçleri diğerlerini yok edecek güçte değil, kavga, kargaşa, kaos devam ediyor ve ülkede açlık, sefalet had safhada.

Ülke insani yardımlarla ayakta durmaya çalışıyor, % 80’i gıda, su, temel ihtiyaçlardan yoksun. 

Bir konsey oluşturuldu, müzakereler başlatıldı, istikrar arayışları var ama dış güçler birliğin sağlanmasına mani olmaya çalışıyorlar sürekli. 

BM Yemen’in durumunu dünyanın en vahim durumu olarak ilan etti.

Yemen aslında Arap Baharı öncesinde tam da istikrarlı bir yönetim ve bölgenin en etkili konumu planlarını yaparken bu vahim gelişmeler yaşandı ve uzun vadede bile düzelmesi zor bir duruma geldi.

Türkiye ve Türk Yemen ilişkileri

Türkiye’nin yıllar içerisinde Somali, Libya, Azerbaycan üzerinde tesirli olduğu ortadadır. Balkanlarda da çeşitli tesirleri oldu ve bazı kargaşaları önleyerek Arnavutlu’un toprak bütünlüğünü korumasına katkı sağladı. Kosova’da Sırpların bertaraf edilmesine katkı sağladı. Zamanında Kıbrıs’ta katliamı durdurarak iki tarafa da barışı getirdi.  

Türkiye askeri aktivizmi ile birçok yerde doğru yerlere desteklerle egemenliklerin korunması, saldırıların bertaraf edilmesini mümkün kılabiliyor, barışa ve diyaloga yol açabiliyor. 

Yemen güçlü bir ortağa ihtiyaç duyuyor. Türkiye-Yemen ilişkisinin ileride güçlü bir duruma gelme ihtimali var. Yemen ile tarihi bağları güçlü olan, kriz tarafı olmayan, kabulü güçlü olabilecek tek ülke Türkiye’dir. 

Tabi Türkiye’nin başınsa PKK ve sınırlarımızdaki uzantılarının belaları var. Dış güçlerin oyunları ve tuzakları var. Tam bağımsız ve çok güçlü bir dünya devleti halinde değil. Bu yüzden öncelikleri başka konular olabiliyor.

Daha güçlü ve bağımsız olma mücadelesi devam ederken biraz uzak bölgelere müdahaleleri çeşitli zorluklar yaşatabilir. Ancak bu süreçte istikrarlı bir politika ve iyi bir strateji ile çalışmalar yapılabilir, yapılmalıdır.