Hatipoğlu: "Madde ve dijital bağımlılık çağımızın görünmeyen tehditleri"

Türkiye’de madde kullanım yaşının 13’e kadar düştüğü, gençlerin dijital ekran başında geçirdiği sürenin ortalama 7 saati aştığını belirterek, bağımlılıkla mücadelede toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Ünye Eğitime Destek Platformu Başkanı Zübeyir  Hatipoğlu, yaptığı açıklamada madde ve dijital bağımlılıkla mücadelede ailelerin, öğretmenlerin ve toplumun tüm kesimlerinin el ele vererek bu tehditlerin önüne geçilmesi gerektiğini belirtti.

Hatipoğlu, özellikle gençler arasında madde kullanım yaşının giderek düştüğüne ve dijital bağımlılığın alarm verici düzeyde olduğuna dikkat çekti. 

-Madde kullanımı 13 yaşa kadar düştü-

Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM) verilerine göre madde kullanım yaşının 13’e kadar gerilediğini ifade eden Hatipoğlu, 13-18 yaş grubundaki gençlerin dijital ekran karşısında geçirdiği sürenin günlük ortalama 7 saati aştığını vurguladı.

“Bağımlılık iradeyi esir alıyor”

Açıklamasında bağımlılığın bireyin iradesini esir alarak toplum yapısını tehdit ettiğini belirten Hatipoğlu, şu ifadelere yer verdi:

“İdeal bir eğitim sistemi, huzurlu bir toplum ve güçlü bir devlet, ancak iradesi hür, sağlıklı bireylerle mümkündür. Ancak, iradeyi adeta esir alan bağımlılık, maalesef çağımızın en önemli toplumsal sorunlarından biri olarak her geçen gün etkisini artırmaktadır. 

-Gençler dijital dünyaya bağımlı hale geldi-

Gerek madde bağımlılığı, gerekse teknoloji ve dijital bağımlılık gibi modern çağın görünmeyen tehditleri, özellikle gençlerimizi ve çocuklarımızı hedef almaktadır. Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM) verilerine göre, ülkemizde madde kullanım yaşı 13'e kadar düşmüş; 13-18 yaş arası gençlerin dijital ekran başında geçirdiği süre ise günlük ortalama 7 saati aşmıştır. Dünya Sağlık Örgütü bu sürenin 2-3 saatle sınırlandırılması gerektiğini vurgulamaktadır. Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de gençlerin yaklaşık yüzde 70'i sosyal medya ve dijital oyunlara bağımlılık düzeyinde bağlılık göstermektedir. Akıllı telefon, tablet ve bilgisayar kullanımı günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş durumdadır.”

-Bağımlılığın kökenine inmek gerekiyor-

Hatipoğlu, bu bağımlılıkların yalnızca teknolojik alışkanlıklar değil, ciddi psikolojik ve sosyal sorunlara da yol açtığını belirterek, nedenlerin iyi analiz edilmesinin önemine değindi.

 “Ancak bu yoğun maruz kalma hali, bireylerde dikkat dağınıklığı, uyku problemleri, aileden ve toplumdan kopma, tembellik ve başarısızlık, gerçeklik algısını yitirme, mutsuzluk, duyarsızlaşma, hatta saldırganlık ve depresyon gibi birçok soruna neden olmaktadır. Bu sorunlar gerek toplumun huzur ve güvenliği açısından gerekse eğitim-öğretim süreçlerinin başarısı açısından büyük bir tehlike arz etmektedir. Sorunun çözümü için öncelikle bireyleri bağımlılığa sevk eden sebeplerin çok iyi araştırılması ve idrak edilmesi büyük önem taşımaktadır. Kişileri bağımlılığa sevk eden nedenlerin başında ailesinde ve çevresinde yeteri kadar ilgi ve değer görmeme, iç dünyasında anlam ve maneviyat boşluğu yaşama, yaratılış nedenini ve hayatın gayesini idrak edememe, öz denetim eksikliği, zorluklarla baş etme yöntemlerini bilmeme, aşırı şımartılma, özenti, dikkat çekme isteği, haz ve hız odaklı bir yaşam tarzı benimseme, davranışlarının sonunu düşünmeme ve yanlış arkadaş çevresi gibi nedenler gelmektedir.”

-Aile içi iletişim bağımlılığı önlemede kilit rol oynuyor-

Bağımlılıkla mücadelede ailelerin çocuklarıyla kuracağı sağlıklı iletişimin ve okul ortamlarında verilecek bilinçli teknoloji eğitiminin kritik öneme sahip olduğunu dile getiren Hatipoğlu, şunları söyledi:

 “Bu noktada çözüm olarak, aile içi iletişimin güçlendirilmesi, gençlerin ekran bağımlılığından uzaklaşmasında önemli bir rol oynar. Ailelerin çocuklarıyla birlikte kaliteli zaman geçirmesi, onları sorgulayan değil anlamaya çalışan bir yaklaşımla dinlemesi, teknolojiye olan duygusal bağı zayıflatır. Bu sayede çocuklar, dijital dünyadan aldıkları onayı değil, gerçek ilişkilerdeki değeri öncelik haline getirir. Hem aile ortamında hem de okullarda bilinçli teknoloji kullanımı eğitimi verilmesi büyük önem taşımaktadır. Gençlere yalnızca teknolojiden uzak durmaları gerektiği değil, aynı zamanda teknolojiyi üretken, bilinçli ve sınırlı bir şekilde nasıl kullanabilecekleri öğretilmelidir. Gençlerin dijital dünyadan uzaklaşabilmesi için onların ilgisini çekecek fiziksel, sosyal ve kültürel faaliyetler artırılmalıdır.”

-Toplumun tüm kesimleri el ele vermeli-

Ünye Eğitime Destek Platformu olarak bağımlılıkla mücadeleyi bir sorumluluk olarak gördüklerini ifade eden Hatipoğlu, toplumun tüm kesimlerini bu mücadeleye ortak olmaya davet etti:

“Yeşilay'ın 2023 raporuna göre, bağımlılıkla mücadelede erken farkındalık ve aile desteğiyle birlikte, manevi yönü güçlü bireyler yetiştirmek sürecin en etkili parçasıdır. Bu anlamda bizler, okullarımızla, camilerimizle, gençlik merkezlerimizle ve sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte hareket etmenin önemine inanıyoruz. Ünye Eğitime Destek Platformu olarak; gençlerimizin zihinsel, fiziksel ve manevi gelişimini önceleyen bir eğitim anlayışını benimsiyor; bağımlılıkla mücadelede siz değerli ailelerimizle, öğretmenlerimizle ve toplumun her kesimiyle el ele vermeyi bir sorumluluk olarak görüyoruz. Sağlıklı, bilinçli ve maneviyatla güçlenmiş bir nesil için herkesi bağımlılığa karşı farkındalığa ve birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz.”

Ünye Kent / Yücel Arslanteke