HAYIRLI BAYRAMLAR VE GÜZEL İRFAN ABİMİZE VEDA…

HAYIRLI BAYRAMLAR VE GÜZEL İRFAN ABİMİZE VEDA…

İKSAN ABİ'NİN YERİ/ Mizahçı Karikatürist: İhsan KOCAGÖZ /Mizah Editörü: İsmâil CANBULAT

 

**********************

 

GURBAN ÇÖMLEE…

Kurban etini, sizi bilmem ama ben çocukluğumdan beri severim. Kasaptan aldığın et gibi değildir. Üzerinde daha değişik bir hava var gibi. Ya da ben öyle hissediyorum.

Teknolojinin ilerlediği bu zamanda, kurban etini muhafaza etmek kolaylaşmıştır. Buzdolaplarının derin dondurucusun da aylarca saklayabilirsin. Sadece derin dondurucu olarak kullanılan dolaplarda daha uzun süre muhafaza etmek de mümkün tabi.

70'li yıllar. Ünye Hamidiye Mahallesindeki bir gecekonduda kiracı olarak oturuyoruz. Baba günlük yevmiyeci. İnşaat işi, bağ bahçe işi yaparak rızkını temin ediyor. Eve giren para günlük olarak değişiyor.

 

RAMAZAN BAYRAMINI SEVERDİM. KURBAN BAYRAMI’NI DAHA BİR SEVERDİM.                                                       Bütçe malum olduğundan yani…

Bizim fakirhaneye Kurban Bayramından, Kurban Bayramına et girerdi. Eti kasaptan alma lüksümüz yoktu.

Kurban kesen komşulardan bol miktarda et gelirdi bize. Bizim evde elektronik aletlerin hiç birisi mevcut değil. Buzdolabı yok yani.

 

ETLERİ NASIL MUHAFAZA EDECEĞİZ PEKİ? EVDEKİLER ONA BİR ÇÖZÜM BULMUŞLAR HALİYLE.                                                        Etler guşbaşı doğradıktan sonra, büyük bir tencerede kavrulurdu. Bolca tuz ilave edilirdi içine. Kavrulan et, TOPRAK ÇÖMLEKLERE iyice basılırdı. Evin serin odalarının bir köşesinde muhafaza edilirdi…

Bu çömleklerin ağzına bir bez parçası bağlanıp, kapağı öyle kapatılırdı. Yemeklere et konacağı zaman bu çömleklerden az bir miktar et alınıp kullanılırdı.

Eee kardeşim ben bu etin kavurmasını seviyorum. Et değerli, öyle kavurma yapıp yemenin mümkünatı yok. Ama kardeşim benim canım çekiyor...

 

ONUN DA ÇÖZÜMÜNÜ BULDUM.                                                                      Evde kimsenin bulunmadığı zamanlar, ben bu çömleklere dadandım.

Kapağını açtığım çömleğin, iple bağlanmış üstündeki bezi de itinayla çözerdim. Sonra da ufak bir yumurta tavasına belli bir miktar da et koyardım.

Çömlekteki eti güzelce düzler, bezini bağlar, kapağını kapatıp çömleği aldığım yere koyardım.

Tavadaki bu eti ocakta ısıtır, üstüne de iki yumurta kırar yerdim. Yalnız bir sorun vardı; Et olabildiğince tuzluydu.

Akşama kadar üç, dört litre su içiriyordu bana. Eti sudan geçirip yapmayı denedim. Hiç bir faydası olmadı…

Eti sevdiğimden, bu fazla tuz olayını sineye çektim. Et kavurmasını yedikten sonra, tavayı felan yıkayıp yerine koyardım.

Bu şekilde evdekilerden habersiz çook çömlek patlatıp, kavrulmuş etleri mideye indirdim. Evdekilerden kimse uyanamadı bu duruma!

 

Günümüzde Et yine bahallu ve lezzetsiz kardeşim.

Biz yine kurban bayramını, dört gözle beklemeye devam...

……

BU VESİLEYLE; “İKSAN ABİNİN YERİ” EKİBİ OLARAK MÜBAREK KURBAN BAYRAMINIZI TEBRİK EDİYOR, RABBİMİZDEN; DÜNYAMIZA VE SİZE HAYIRLAR, MUTLULUKLAR, HUZUR VE “ÖMÜR UZATAN BİR MİZAH DUYGUSU” DİLİYORUZ.

**********************

**********************

 

ÜNYE’NİN GÜLEN YÜZÜYDÜ İRFAN KAPURTU ABİMİZ…

Ünye'nin şans dağıtan gülen yüzüydü İrfan abimiz… Uzun yıllardır Ünye'nin cadde ve sokaklarını üşenmeden arşınlayarak Milli Piyango bileti satardı.

 

Güzel kalbi yüzüne yansımıştı, İnsanı gülümseten bir konuşma tarzına sahipti. Son zamanlarda olmayan dişleri yüzünden, konuşması daha bir çocuklaşmıştı.

Her Ünye izninde mutlaka rastlardım kendisine. Ünye'de yaşayanların çoğunu tanırdı ve tanınırdı. Bizi senede bir gördüğü için yabancı sayılırdık onun için. Bir şaka-şamata muhabbetimiz olmadı bu yüzden. Uzaktan bakıp geçmekle yetindik kendisinden.

 

Bir defa fotoğraf çekilmek istedim kendisiyle, ama sanki çekilmek istemedi gibiydi, ısrar etmedim. Uzaktan da olsa bir fotoğrafını çekememiştim.

 

UZUN YILLARDI BAŞKALARINA HEP ŞANS DAĞITMIŞTIR, KENDİ ŞANSINI BİR KENARA BIRAKARAK.

Ünye'nin en bilindik simalarından birisiydi kendisi. Sevilen de bir insandı Ünyeliler tarafından…

 

Salı günü ikindi sonrası sonsuz âleme yolcu edilmiş. Artık o gevrek sesi ile "Milli Piyango bileti" diye bağıran İrfan abimiz yok. O seste onunla birlikte sonsuzluğun sessizliğinde eriyip kayboldu.

 

ÜNYE'LİLER ARTIK İRFAN ABİYLE GÖRÜŞME, KONUŞMA “ŞANSINDAN” YOKSUN VE GARİPLER.

 

Caddenin karşısından üzerinize doğru hafifçe yalpalayarak gelen bir İrfan abiniz daha asla olmayacak. Belki gözleriniz onu arayacak, ama her zaman o gözleriniz boşluğa düşecek.

 

Ünye'nin saf dilli, temiz kalpli İrfan Kapurtu abisi, Mekânın Cennetin en güzel yerinden olsun İnşaallah.

 

 

Bizi kendi “şanssızlığımız” ile baş başa bırakarak gittin ya, Aşkolsun güzel abimiz!

 

**********************

**********************

 

**********************