mRNA AŞILARI KANSERE KARŞI KORUYUCULUK SAĞLAYABİLİR

Prof. Dr. İsmail Tayfun Uzbay Ünye Lisesi mezuniyetinden sonra İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden Eczacı Teğmen olarak mezun olup,

Röportaj 15.06.2021 08:30:01 3320 0
mRNA AŞILARI KANSERE KARŞI KORUYUCULUK SAĞLAYABİLİR

GATA Tibbi Farmakoloji Anabilim Dali'nda doktorasini yapmis, Amerika’da ve Türkiye’de yaptigi çok degerli bilimsel çalismalar sonucunda profesör unvanini almis bir akademisyen. Uzbay, 2013 yilinda Türk Silahli Kuvvetlerinden Albay rütbesinde emekli olmus. Halen T.C. Üsküdar Üniversitesinde Rektör Danismani, Tip Fakültesi Dahili Tip Bilimleri Bölümü ve Tibbi Farmakoloji Anabilim Baskani ve Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Arastirma Merkezi müdürü.

 

Çalismalarini deneysel nöropsikofarmakoloji alaninda yapmis, sizofreni hastaliginin olusumu, tanisi ve tedavisine yönelik ilaç adayi üç molekülün incelemeli patentini almis ayrica, alkol ve madde bagimliligina yönelik önemli bilimsel çalismalar yapmis bir bilim adami. Uluslararasi bir çok makalesi ve kitaplari bulunmakta baslicalari; Nöropsikofarmakoloji, Akilci Nöropsikiyatrik Ilaç Kullanimi 2019, Cehalet Bilimi, Küresel Zeka Alginizi Nasil Yönetiyor? 2019, Hazdan Bagimliliga 2018, Görünmeyen Beyin 2020 kitaplarinin yazari.

 

Ünye’nin unutulmaz sahsiyetleri arasinda yer alan rahmetli Sekerci Metin Amca’nin oglu, Tayfun Uzbay. Bir kaç yil önce Ünye’de tanistim kendisiyle. Tevazu sahibi, güler yüzlü Ünye’den çikan degerli bir abimiz kendisi. Onunla son günlerde gündemimizi mesgul eden asi konusunda röportaj yapmak istedim ve sorularimi yönelttim.

 

ÜNYE LISESINDEN MEZUN OLDUGUMU SÖYLEMEKTEN MUTLU OLUYORUM

 

Yaptiginiz çalismalar ve basarilarinizla bir hemsehriniz olarak gurur duyuyorum. Sorularima dogup büyüdügünüz yer olan Ünye ile baslamak istiyorum. Ünye sizin için ne anlam ifade ediyor, oraya dair en çok neyi özlüyorsunuz?

 

Tesekkür ederim. Ben ilk orta ve lise egitimimi Ünye’de tamamladim. Ünye Lisesi mezunuyum. Benim çocukluk ve gençlik dönemimde Ünye gibi nüfusu 15-20 bin civarinda olan bir kasabada harika bir egitim vardi. Ünye’nin Konak Sinemasi, 20 Mayista piknik yapilarak kutlanan Mayis 7’si, Çamlik, Uzunkum Plaji, Pala’nin yeri, Küçük Ev, Aya Nikola adasi (Aynikola derlerdi) özlem deyince ilk aklima gelenler. Yüzmeyi Aynikola’da ögrenmistim.

 

Farkli sehirlerde yasayan Ünyeliler için “Ünyeliyim” demenin çok kiymetli oldugunu kendimden biliyorum. Sizin hemsehrilikle ilgili düsünceleriniz neler, tatillerde memlekete gider misiniz?

 

Tatillerde ailemi ziyaret için bazen de kisa tatiller için memlekete gitmeye devam ediyorum. Büyük sehirlerde bana göre Ünyeliler çok organize degil. Ünyeli oldugumuzu biliyoruz o kadar. Sivas, gibi Trabzon gibi baska sehirlerde daha çok dayanisma ve sosyal faaliyet var. Ben her zaman Ünyeli oldugumu özellikle Ünye Lisesi mezuniyetimi özgeçmisimde de belirterek anmaktan mutlu oluyorum.

 

SALGINI ÖNLEMENIN TEK YOLU ASILAR

 

Bir yili askin süredir Pandemi ile yasiyoruz. Kime nasil bulastigi çogu kez belli dahi olmayan, öldürücü bir virüs Covid-19’un önlenmesi için en etkili ve güvenilir yöntemin asi oldugunu düsünüyorum. Buna ragmen bazi kesimlerin asi karsitligina ve çiplenme iddialarina ne diyorsunuz?

 

Covid-19 ile iliskili çok fazla komplo teorisi üretildi:

 

“Covid-19 laboratuvarda üretilmis bir biyolojik savas unsurudur. Bunu üretenler nasil tedavi edilecegini de biliyorlar. Amaçlari dünya nüfusunu dengelemek ve yasli nüfusu elimine etmek” diyenler oldu. Böyle bir sey söz konusu olsaydi çok daha öldürücü bir virüs kullanilirdi. Covid-19’un tüm yakalananlardaki öldürücülük orani %5-6 civarinda kaldi. SARS ve MERS gibi buna yakin baska virüsler çok daha öldürücüydü. Ancak onlar pandemi yapmadi. Ayrica hastalik sadece yaslilari öldürmüyor. Hatiri sayilir miktarda genç ve orta yasli kesim de hastaliktan etkilendi.

 

“Covid-19 bildiginiz gripten hiçbir farki olmayan fazla abartilan bir hastalik. Ilaç firmalari sirf para kazanmak için asi üretiyor, zaten nüfusun %80’i hastaligi ayakta geçiriyor, asiya ve izolasyona gerek yok” diyenler oldu. Tabii ki bu da çok yanlis bir önerme. Covid-19 bildigimiz grip ailesinden bu dogru ancak küresel bir salgina yani Pandemiye yol açmasi nedeniyle ondan ayriliyor. Öte yandan gripten daha kolay ve hizli bulasiyor ve daha öldürücü. Kesinlikle hafife alinacak bir yani yok. Açilmaya gidilen dönemlerde ne oluyor hepimiz görüyoruz. Son dalgada hem hastalanan sayisi saglik sistemini zorlayacak kadar artti hem de ölümler artti. Bunu önlemenin tek yolunun da asilar oldugu açikça görülüyor. Nüfusun hastaligi ayakta geçiren %80’inde de uzun vadeli baska virüs etkileri ortaya çikip çikmayacagini bilmiyoruz. Ilaç firmalari asidan para kazanacak gibi bos laflar yerine asilanip bu beladan nasil korunabiliriz, nüfusun genis kesimlerine nasil asi temin edebiliriz gibi sorulara kafa yormak daha mantikli.

 

ASILARA GÜVENILMEZ DEMEK GERÇEKLERLE BAGDASMIYOR

 

“Covid-19 asilari bir asi gelistirmek için gerekli olan süreden çok önce piyasaya sunuldu. Ticari kaygi ile asilar aceleye getirildi, bu asilara güvenilmez” diyenler oldu. Onlar da yaniliyor. Tüm asilar seffaf, yasal denetim altinda, bilimsel kurallara uyularak bulundu, gelistirildi ve kontrol edilerek acil kullanim onayi aldi. Bas agrisi veya hipertansiyon ilaci gelistirmiyorsunuz ki uzun uzun Faz III çalismalari yapin. Asi teknolojisi 200 yildan fazla süredir zaten kullaniliyor. Koruyucu tibbin en önemli silahi. Bir sürü hastaligin kökü asilarla kazindi. Bugün Çiçek, Kolera, Kizamik, Verem ve buna benzer bir sürü hastalik ya tamamen ortadan kalkti ya da çok azaldi. Bu asilar sayesinde oldu. Üstelik günümüz teknolojisi çok daha güvenli ve etkili. Ayrica 200’den fazla asi çalismasinin sadece 5-6 tanesi onaylandi. Onlar da faz çalismalari sirasinda sira disi bir sey görülürse aninda incelendi ve asi ile illiyet bagi yoksa çalismalar devam etti. Milyonlarca kisi asilandi. Özellikle Türkiye’de kullanilanlarda ciddi bir yan etki görülmedi. Israil nüfusunun %60’ini asiladi. Asilananlar arasinda hastalik ve ölümler ciddi biçimde azaldi. Bütün bu kanitlara ragmen hala asilara güvenilmez demek gerçeklerle bagdasmiyor.

 

BIZE “ÇIP” ÇOKTAN YERLESTIRILMIS ZATEN

 

“mRNA asilari asi ile genetik kodlarimiza müdahil olunmasi için kullanilan yeni bir teknoloji. Asi genetigimizi degistirecek, vücudumuza asi ile çip yerlestirilecek” diyenler de oldu. Çevre ve gida kirliligi had safhada. Insanlar internetten hiçbir kontrole tabi olmayan içerigi ve güvenilirligi belirsiz bir sürü takviye satin aliyor. Bunlarin vücuttaki kisa, orta ve uzun vadeli etkilerini hiç merak etmiyor. Ayrica çevredeki baz istasyonlari, doga tahrip edilerek açilan yeni alanlarin çevresel zararlarinin insana nasil yansidigini bilim yillardir anlatiyor. Bunu dinlemeyenler kendilerine çip takilip kisirlastirisacaklarini genetiklerinin degistirilecegini falan söylüyor. Bunlar bilim kurgu filmlerine konu olabilecek safsatadan ibaret. mRNA asilarinin gelecekte kansere karsi koruyuculuk saglama ihtimali de var. O zaman kanser olmayi göze alip asi yaptirmayacaklar mi? Ayrica çipi yerlestiren yerlestirmis zaten. Her yer kameralarla dolu, cebinizdeki akilli telefon, girdiginiz internet siteleri sizi izlemek isteyenler için yeterli imkân sunuyor. Bütün bunlarin yaninda asi ile izleme yapilmasi gibi fikirler gülünç kaliyor. Ayrica mRNA asilari ile farkli bir genetik yapiya dönüsmeniz de mümkün degil. Okullarda dogru dürüst evrim ve biyoloji dersi okutmazsaniz iste böyle saçma sapan seylere inanan insanlarla karsilasirsiniz. Sosyal medyada biyoloji bildigini zannedenler asi dersi vermeye kalkiyor. Bunlar bana çok gülünç görünüyor.

 

BIONTECH ASISINA ULASANLARIN HIÇ DÜSÜNMEDEN YAPTIRMASINI ÖNERIRIM

 

Asilama süreci devam ediyor ve herkesin aklinda tek bir soru var; inaktif asi teknigi ile eski usul üretilmis Çin asisi Sinovac mi? mRNA (mesajci RNA) diye adlandirilan  dünyada ilk kez kullanilan bu yeni teknoloji ile üretilmis olan Biontech-Pfizer asi mi daha etkili? Bu konuda düsüncenizi merak ediyorum.

 

Öncelikle sunu çok net ifade edeyim: Her iki asi da bilimsel ölçütlerin gerektirdigi etkinlige sahip. Her iki asi ile iliskili tüm veriler saygin ve güvenilir mecralarda yayinlandi. Bizler de okuyup inceledik. Bu iki asi özelinde dünya çapinda önemli bir yan etki görülmedigini de ifade etmek isterim. Faz III çalismalari kisitli olsa da su anda milyonlarca kisinin bunlarla asilandigini ve kullanimlarinda bizi kuskuya düsürecek herhangi bir sorun olmadigini belirtmek isterim. Sinovac asisi eski ve bilinen bir teknik ile üretiliyor. Her daim yaptirdigimiz tetanoz, kuduz, hepatit veya önceki grip asilarinin çogu bu teknikle üretilmis. Yani bilinen ve uzun yillardir kullanilan asilar. O nedenle baslangiçta ben ve benim gibi düsünen bazi bilimciler bu asiya yan etkiler bakimindan biraz daha güvenle baktik. Biontech asisi ise yeni bir teknoloji. Ancak su anda oldukça fazla sayida kiside kullanildi ve bir sorun olusturmadi. Yani ona da su anda baslangica göre çok daha güvenle bakabiliyorum. Sinovac’in koruyuculugu Biontech’e göre daha düsük. Biontech ilk dozu ile daha güçlü bir koruma sagliyor. Sinovac’in ikinci dozunu yaptirmadan iyi bir koruma elde edemiyorsunuz. Ikinci dozdan yaklasik iki hafta sonra etkili bir koruma basliyor. Su anda Biontech asisina ulasanlarin hiç düsünmeden yaptirmasini öneririm. Bu teknik belki de gelecegin asi teknigi olacak. Eski asilari terk edip bu tarz asilari kullanacagiz.

 

CUMHURIYET DÖNEMINDE HIFSISIHHA’YI KURDUK ASI ÜRETTIK

 

Salgini bitirmek istiyorsak toplumun en az %70’ini etkili bir asi ile bulusturmamiz lazim. Asi ne kadar çok insana ulasirsa salgin o kadar hizli ve etkili bir sekilde kontrol altina alinir ve zaman içinde yok olur.” diyorsunuz. Su anda Ülkemizin gidisati nasil buluyorsunuz, en iyi ihtimal ile ne zaman “yeni normal” hayatimiza geçebilecegiz?

 

Avrupa ve ABD’de asi çalismalari daha organize ancak oralarda asi karsitlari da oldukça etkili. Bu bana normal geliyor, çünkü asi karsitliginin kökü disarida. Çiçek asisi gelistirildigi dönemlerde Paris Ilahiyat Fakültesinin yani sira Fransa ve Ingiltere kiliseleri asiya karsi çikmis dinen uygun olmadigi konusunda fetvalar vermislerdi. Bizde böyle bir sey yok. Yakin tarihimizde Osmanli asi yasasi çikarmis, asi üretimi için laboratuvar kurmus, Fransa’da Pastör’ün yaninda çalisan uzmanlari laboratuvarlara transfer etmis bir Imparatorluktu. Cumhuriyet döneminde Hifsisihha’yi kurduk. Birçok asiyi ürettik ve asilamalar ile birçok hastaligin önünü aldik, kökünü kuruttuk. Bizde yurt disindaki kadar sert bir asi karsitligi görülmese de bu hareketlerden etkilenen bazilari bizde de böyle bir moda baslatti. Maalesef bunlarin içinde bazi akademisyenler ve doktorlar da var. Bunlar halkin kafasini karistiriyor. Biz de aydinlatmaya çalisiyoruz. Asilama istenen seviyeye gelmezse salgin bitmez. Belki o zaman devletin özendirici tedbirler almasi veya mecburiyet getirmesi gerekebilir. Bunu zamanla görecegiz. Su andaki öngörü böyle devam ederse gelismis ve programi iyi uygulayan Avrupa ve Kuzey Amerika bu yilin sonlarina dogru rahatlayacak. Biz biraz yavas ilerliyoruz. Bu tempo ile gidersek bizde salginin hafiflemesi 2022’nin ortalarina kadar uzanabilir. Tabii ki asiya ulasamayan ve yeterince asi yapamayan daha geri kalmis cografyalarda salginin zaman zaman hafifleyip zaman zaman alevlenerek 2024’e kadar devam edebilecegi öngörülüyor. Asilama ne kadar basarili olursa o kadar çabuk normale dönecegiz.

 

VITAMINLER GEREKSIZ YERE ALINIRSA SORUNLAR YASANIR

 

Dünyada halen ciddi olarak niteleyebilecegimiz 200’den fazla asi çalismasi oldugunu, bunlarin yaklasik 10 kadari ruhsat öncesi son degerlendirme asamasi olan Faz III’e kadar geldigini, ifade etmistiniz bir söylesinizde. Ülkemizde asi çalismalarinin durumu hakkinda bilgi verebilir misiniz?

 

Bu süreçte ülkemizde de bildigim kadari ile çesitli üniversite ve enstitülerde 10’dan fazla asi çalismasi yürütüldü. Virüsün genomunu bildikten ve izole ettikten sonra bunun üzerinde asi çalismalari yürütmek çok zor degil. Ülkemizin alt yapisi ve geçmisi de bunu yapabilecek birikime sahip. Nitekim, üç asi önemli asama kaydederek klinik denemelere kadar ulasti. Saglik Bakanliginin bildirdigine göre bunlardan biri de faz III asamasinda. Tabii ki asiyi gelistirmenin yani sira bunu nüfusa yetecek sekilde büyük miktarlarda üretmek de çok önemli. Türkiye’deki Faz III sonuçlarini ancak bu yilin sonuna dogru görebiliriz. Sonuçlar olumlu olursa ve pandemide hala asi temini gerekiyorsa o zaman yerli asi da devreye girebilir.

 

HIÇBIR VITAMIN MINERAL TAKVIYESI VEYA GIDA TAKVIYESI

 SIZI COVID-19’DAN KORUMAZ

 

Bu süreçte Korona olmamamiz için ve bagisiklik sistemimizi saglam tutmamiz için bir takim takviyeler ve vitamin önerileri veriliyor, özellikle de D Vitamini kullanimi. Bu husustaki düsüncelerinizi ögrenebilir miyiz?

 

Öncelikle sunun altini çizerek belirtmeliyim ki hiçbir vitamin mineral takviyesi veya gida takviyesi sizi Covid-19’dan korumaz ve hastalandiginizda sizi tedavi etmez. C vitamini stresli çalisma ortaminda, yogun çalisma temposu içinde ve kis kosullarinda dayanikliliginizi artirir. Bunun için standart dozlarda günde 1 kez almaniz yeterli. Eger sizde vitamin C eksikligi varsa hekiminiz ya da eczaciniz daha farkli ve yüksek dozda bir kullanim tarifi yapabilir. Vitamin D eksikligi sadece Covit-19’da degil baska hastaliklarda da eksikligi durumunda hastaligi daha uzun süreli yasamaniza ve daha agir geçirmenize katki saglayan faktörlerden biri olabilir. Ülkemizde D vitamini eksikligi yaygin görülüyor ve bu basit bir kan analizi ile ölçülebiliyor. Kan analizi ile D vitamini düzeyine baktirmak önemli. Eger kan düzeyiniz normal sinirlar içinde ise takviye alarak bunu daha da artirmaya gerek yok. Ancak düsük ise mutlaka tamamlamak gerekir. Burada da alinacak doz ve kullanim süresi hekimin önerisi çerçevesinde düzenlenmelidir. D vitamini yagda çözünen bir vitamindir, gereksiz yere yüksek dozlarda alinmasi ciddi yan etkiler olusturabilir. Hatta zehirlenmeye bile neden olabilir. Sadece C ve D vitamini degil, çinko ve magnezyum basta olmak üzere mineraller ve B vitamini gibi daha zararsiz görülen vitaminler de gereksiz yere yüksek dozlarda alinirsa bunlarla iliskili de sorunlar yasanacaktir. Folik asit ve B12 gibi önemli B vitaminlerinin de kan analizi ile tespiti mümkündür. Keza çinko ve baska mineraller de tayin edilebiliyor. Tavsiyem eksiklik olup olmadigina bakilarak kullanilmalari.

 

Tesekkür ediyorum bizleri aydinlattiginiz ve sayfami onurlandirdiginiz için...

 

Ben tesekkür ederim. Saglikli günler dilerim…

 


  • Çarşamba 18.9 ° / 11 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 13.9 ° / 10.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Cuma 15.8 ° / 10.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    10045,70%-0,37
  • DOLAR

    32,39% -0,09
  • EURO

    34,58% -0,61
  • GRAM ALTIN

    2388,51% -1,90
  • Ç. ALTIN

    3886,52% -0,62

Ordu

01.05.2024

  • İMSAK 03:41
  • GÜNEŞ 05:19
  • ÖĞLE 12:31
  • İKİNDİ 16:21
  • AKŞAM 19:32
  • YATSI 21:04
https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593