Annelerin çocuklarina ahenkle,
ezgiyle, duygu yüklü olarak
sade bir dil ile söyledigi ninniler
çocuk ile gönül bagini kurmaktir.
“Insanlar ninnilerle siiri ve musikiyi tanirlar.
Ölüm agitlariyla dünyayi terk ederler.”
Hayat mücadelesi içinde yorgun düsen;
zor sartlar altinda çalisan, yorgunlukla
eve dönüp yavrusunu bagrina basan
Anadolu kadini bebegine ninni söylemeye
basladiginda dudaklarindan dökülen her
sözün bir degeri vardr.
Bebekleri yatistirmak ve uyumalarini saglamak için yumusak bir sesle söylenen agir ve tekdüze sarkilara ninni denir.
Bir annenin bebegini uyutmak için sarki söyleyerek kucaginda ya da besiginde sallamasi çok eski zamanlardan beri süregelen bir aliskanliktir.
Ninnilerin dünyadaki kültürlerin hemen hepsinde yeri vardir. Yaraticisi belli olmayan ve kusaktan kusaga geçen ninnilerin müzigini ve sözlerini belirleyen kurallar yoktur.
Anneler kimi türküleri ve konusma parçalarini da ninni makamina uydurarak söylerler. Bunlar bebek için gelecege yönelik iyi dilekler olabildigi gibi, yakinmalar hatta beddualar, yani kötülük dilekleri de olabilir.
Ninnilerin en ilginç yani dogaçlamaya açik bu özelligidir. Ninni çogu zaman annenin, çocugu uyutmaya çalistigi uzun süre boyunca kendi kendine, çocuguyla ya da bir baskasiyla konusmasi ve içini dökmesi biçiminde sürer gider.
Genellikle dörtlüklerden olusan ninnilerin son dizelerinde 'e, e, e' gibi sözler yinelenir. Kimi zaman da 'dandini dandini dastana' gibi anlamsiz sözcükler yer alir.
Bebeklerin uyumasi için söylenen ninnilerin, tüm annelerin ortak sarkisidir. Kocaeli Üniversitesi'nin arastirmasinda; Ispanyolca ''nana'', Fransizca ''nani'', Italyanca ''ninna'', Slavca'da ''nina-nana''nin Türkçe'de ''nenni- ninni'' sözleriyle benzerlik gösterdigi açiklandi. Ninnilerin bebegin kötülüklerden uzak kalmasi dilegiyle söylendigine isaret edildi. (Takvim Gazetesi)
Yeryüzünde en çok ninni söylenen yerler arasinda tipki masallari da olusturmakta mahir olan Hindistan Orta Asya ve ön Asya topraklari önde gelir.
Ninni, bebek için okundugu ve annenin gönlünün derinliklerinden kopup dogdugu için hep bir dua, iyilik temennisi, yücelik istegi seklindedir. Içinde acinma ve sizlanmalar bulunmasina ragmen sonuçta hep iyi seyler olmasi niyaz edilir. Bebegin uyumasi, hastaliginin, geçmesi, büyümesi, yürümesi, ilerde büyük adam olmasi gibi temenniler ninnilerin ana temasini olustururlar.
“Çocugun yetismesinde ninnilerin de önemli katkisi vardir. Çocuklar dinledikleri ninnilerin rüyasini görürlermis. Ninni, zamanla yerini masala, masal da hikayeye birakir. Bu üçüyle çocugun hem hayal dünyasi gelisir, hem ufku açilir. Mesaj verici hikayeler onun kisiligini sekillendirir, modelleme noktasinda yardimci olur. (Doç. Dr. Sadi Eren)
Ninniler okul öncesi verilen en büyük egitimdir.
Cumhuriyet Üniversitesi Egitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyati Egitimi Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Necati Demir, Türk kültüründe yer alan, bugün ise pek ragbet edilmeyen -ninni geleneginin- aslinda içinde bebegi hayata hazirlayan bir egitim sistemini barindirdigini söyler.
Ninnilerin bebekleri uyutmanin yaninda, bebekleri eglendirmek, onlari sevmek, iletisim kurmak için söylendigini, Türk milletinin bebek ve küçük çocuklariyla ninniler vasitasiyla iletisim kurdugunu kaydeden Prof. Dr. Necati Demir, ninnilerin bebek ve çocugun hayata atilmadan önce ilk egitim asamasi olduguna da dikkat çeker.
Türk annelerinin çocuklarina ahenkle, ezgiyle, çogunlukla da duygu yüklü olarak sade bir dil ile söyledigi ninnilerin anne ile çocuk arasindaki gönül bagini kurdugunu belirten Demir, “Ninni metinlerine bakildiginda Türk milletinde egitime daha besikte baslandigi görülmektedir.
Sade bir dille ve seçme kelimelerle söylenmesi, son derece ari ve duru olmasi, anadili egitimi ile ilgili olmalidir.
“BEBEK HAYATA BESIKTE ATILIYOR”
Ninnilerle 0-6 yaslarindaki çocuklara günlük hayatta kullanilan temel araç gere isimleri, renkler, organ isimleri, yemek ve tatli isimlerinin ögretildigini vurgulayan Demir, söyle der:
“Ninnilere bakarsaniz oyuncak, yatak, dösek, elbise, süt, yogurt, peynir, tabak vs, organ isimleri olan göz, kulak, burun, kirpik, bas, yüz, kas, agiz, dis, dudak, alin, yanak, çene, saç, sakal, boyun, omuz, gerdan, bögür, el, kol, bud, parmak, tirnak, bel, bacak, diz, ayak, ciger, kalp, yürek vs, akraba isimleri olan anne, baba, agabey, abla, ogul, kiz, gelin, yenge, amca, dayi, hala, teyze, dede, nine vs, Türk sayi sistemi olan bir, iki, üç, dört, bes, alti, yedi, sekiz, dokuz, on ve onun katlari olan sayilar son derece düzenli bir biçimde ninnilerin arasina serpistirilmistir.
Hatta al, kirmizi, kizil, ak, beyaz, siyah, kara, yesil, mavi, sari gibi temel renkler de ögretilmektedir. Daha da ileri gidilerek boz, mor, pembe, kir, benekli gibi ikinci derecedeki renkler de ninni misralari arasinda, konuya uygun olarak yer almaktadir.
Insanlar için beslenme maddeleri olan ekmek, su, un, seker, helva, tuz, yag, inek yagi (tereyagi), bal, peynir, bulgur, pirinç, nohut, kuru fasulye, hamur gibi isimlerin hemen hepsi ninnilerle bebek ve çocuklara tanitilmistir.
Ninni Nasil Söylenir ?
Çocuk emzirilip kundaklandiktan sonra salincakta veya besikte uyutulmaya çalisilirken söylenen ninniler çocuklarin uyumasi ile son bulur.
Çesitli ilahi, mani, türkü veya destanlarin yardimiyla da meydana gelen ölçülü, ölçüsüz, söz ve tekerlemelerle çocugu oyalayan ninniler, hece vezniyle ve anlasilir bir dille söylenir.
Annenin çocugunu uyutmak için kendine özgü bir ezgiyle söyledigi nini belli bir kafiye ölçüsü olmadigi gibi, çogu zaman dizeler arasinda tam bir ölçü birligi de görülmez. Hatta ninnilerin dörtlükler halinde olmayanlari da vardir
Çocugun uyumasinin saglanmasi için, sade bir dille ve hece ölçüsüne göre ezgili olarak söylenen ezgili siirdir ninni.
Bu sözler annenin o andaki ruh durumunu yansitir. Ninniler genellikle mani türünde bir dörtlükten meydana gelen bir çesit türküdür. Ninni, Divanü Lügati’t Türk'de 'balubalu' diye adlandirilir. Öteki Türk boylarinda degisik isimler verilmistir.
Insanlar ninnilerle siiri ve musikiyi tanirlar. Ölüm agitlariyla da dünyayi terk ederler. Ninniler, siirin baslangici, agitlar sonudur. Ninni sözleri ve ezgisiyle dünyaya dogulur, agitlarla ölünür.
Ninniler, bilgi anlaminda olmasa da bebege bir duygusal aktarima neden oluyor. Ilerleyen yaslarinda da bu dini motifli ninnilerle büyüyen çocuklarda bir 'öze dönüs' gerçeklesiyor. Yaklasik 20 yil öncesine kadar özellikle kirsal kesimde büyüklerimizin yaygin olarak çocuklarina, torunlarina ninniler söyledigini biliyoruz. Ne yazik ki; modern hayatla içli disli olan yeni neslin, ninni kültüründen çok da haberli oldugunu söyleyemeyiz. Kirsalda halen torunlarina ninniler söyleyen dede ve nineler var ancak sehir hayatinda ninni kültürünün gittikçe zayifladigini söylemek durumundayiz.''
10870,57%0,43
40,79% 0,09
47,75% 0,44
4383,34% 0,13
7056,83% 0,08
Niğde
17.08.2025