“Kesf ettim mahallesin sokak sokak,
Aci suyundan içtim bardam bardak,
Görmiyesin cihanda derdü âfat,
Hifz eylesin ol hûdasi Ünye’nin.”
Erzurumlu sair Emrah Ünye’den geçmis ve Ünye hakkinda uzum bir siir yazmistir.
Ünye’den bu kadsar etkilenen ve uzun ve güzel bir siirle tarihe not düsen Sair Emrah’in Niksar’daki anit mezarini ziyaret ettik.
Asagida onun hayat hikayesini ve Ünye hakkinda yazdigi siiri bulacaksiniz.
Sair Emrah kimdir?
Erzurumlu Emrah (Dogumu 1775 Tanbura, Erzurum, Ölümü 1854, Niksar, Türk halk sairi.
Sivas ve Kastamonu'da uzun süre kaldigi, bir ara Sinop ve Istanbul'a gittigi söylenir. Medrese ögrenimi gördügü için klasik siire yönelmis, Fuzûlî, Baki, Nedim gibi usta bildiklerini örnek almis, kosmalarinda Karacaoglan'i izlemistir. Asik gelenegine bagli kaldigi kosmalarinda ustaca bir söyleyise ulastigi, görülür.
Yasami üstüne bilgiler halk arasinda dolasan söylentilere ve siirlerine dayanan Erzurumlu Emrah'in Erzurum'da medrese ögrenimi gördügü bilinmektedir.
18.yüzyilin sonunda Erzurum köylerinden birinde dogdugu, gerek halk inanislari gerek kendi siirlerindeki anislardan belli olan Emrah'in 1855-1860 arasinda, son yillarini geçirdigi Niksar'da öldügü kabul edilir.
Eserlerindeki ögelerden ve Divan siiri yolundaki emeginden anlasildigi gibi, hem yeterince ögrenim görmüs, hem tasavvuf yoluna yönelmistir. Siirlerinde geçen yer adlarinin tekrarindan Trabzon, Sivas, Ünye, Kastamonu, Konya, Niksar, Nigde sehirlerini dolastigi bellidir. Kendisine ilgi duyan ve koruyup esirgeyen edebiyat meraklisi kisilere konuk olarak birkaç sehirde yerlesip yasadigi, ev bark kurdugu da söylenmektedir.
Emrahogullari adiyla anilan ailelerin birbirinden uzak yerlerde yasamakta oluslari, birçok yerde adina bagli mezarlarin bulunusu, siirlerinin dilden dile geçerek yayilis genisligi kazanisi, aruzla yazdiklarinin basilisi, asil mezar tasinin Niksar'da bulunusuna kadar onun ününün yayginligini gösteren isaretlerdir.
Dogu Anadolulu bir saz sairi olarak hece vezniyle söyledigi iki yüze yakin siirin derlenmis hali, kendisini 19. yy'in önemli âsiklarindan biri saymamizi gerektirir.
Hayatinin, degisik geziler, yerlesmeler, evlenmeler ve serüvenlerle dolu olusu, Orta ve Dogu Anadolu'daki ününü arttirmis olmalidir. Ilgi çeken kisiligi ile eserine deger kazandirmis, siirlerinin yayilip bilinmesini saglanmis gibidir. Kaynak: Kaynak; Ünye Rehberi Orhan BORA 1968, Vikipedia
Çok sayida eserlerinden en çok bilinenler:
El Çek Tabib El Çek Yaram Üstünden
Elâ Gözlerini Sevdigim Dilber
Gönül Gitmek Ister Gurbet Illere
Ne Feryat Edersin Divane Bülbül
Sabahtan Ugradim Ben Bir Fidana
Tutam Yar Elinden Tutam
ÜNYE DESTANI
Tariki irfanca bir vast edelim,
Merhiye’ye var sezasi Ünye’in,
Ihraç olunuruk rahi sühendan,
Gerçi vardir suarasi Ünye’nin.
Lûgati farstan ayak bulalim
Bezmimizde ehli temkin olalim,
Babi tefe’ül den zevn alalim
Gûs eylesin sulehasi Ünye’nin.
Ganisi, fakiri ehli kanaat,
Ehvali garibe eyler riayat,
Daim kilar ûlulemre itaat,
Âdl üzere vüzerasi Ünye’nin.
Nazimla bu es’ar söylensin dilde,
Kesf olunup divani nameler elde,
Evkati, ezâni nisfilleyl de,
Ehli tekva ûlemasi Ünye’nin.
Müzeyyen mescitler, hazir amâde,
Hafizlar okurlar Kur’ani azâde,
Temekkün ederler ahari savtide.
Habib olsun rehnumasi Ünye’nin.
Etmezler kuduret hicri vehminde,
Huda’nin rizasi hos fehminde,
Terbiye olmuslar ana rahminde,
Asla yoktur cühelâsi Ünye’nin.
Mekani müreffah bâlâ zemine,
Yapilar uç vermis arsu berine,
Sebi rûz yelken açar hazâr sefine,
Tersaneyi dilkûsasi Ünye’nin.
Kaldirim döseli mahalle pazar,
Ol kadri kuyum eylesin nazar,
Yapilari köskü cenane benzer,
Mayi kevser hos binasi Ünye’nin.
Bir yanin zaptetmis deryayi ûmman,
Bir yani peri gûh, gülü gülüstan,
Ehalesi bahre olur kestiban,
Kaptandir bütün nasi Ünye’nin.
Türabi misk ile olmus bünyad,
Ali Osman Ilinde bulunmaz manend,
Çarsi, Pazar, dükkân bütün ayine bend
Letafetli habi havasi Ünye’nin
Kahveleri camli, ettim istiyak,
Müzeyyen pisigâh al yesil evrak,
Seraser musarrâ, zer fesan otak,
Kösk’ü, sarayi, mallesi Ünye’nin.
Gezdim canik ilin ta bastan basa,
Görüp dilberleri düstüm savasa,
Gelûp mihman oldum, Dervis Çavusa,
Garibi dostur, asinasi Ünye’nin.
Kesf ettim mahallesin sokak sokak,
Aci suyundan içtim bardam bardak,
Görmiyesin cihanda derdü âfat,
Hifz eylesin ol hûdasi Ünye’nin.
Vakti sehergâhta münevverlenir,
Tulû eyler, mahi cevherlenir,
Açilir goncalar, zeybi ferlenir,
Gülsen içre rânâsi Ünye’nin.
Bu belde bendetti bizi vesselâm,
Çikmama remâk yok, hasili kelam,
Sehrinin vasfini eyledik tamam,
Söylemiyelim, mâdasini Ünye’nin.
Binasi mermer, tas otaklari var,
Sûle verir hüznü dudaklari var
Piri Süleyman mahbup çiraklari var,
Tâzim üzre temannasi Ünye’nin.
Güzeli ins degil, emsali melek,
Egnine giyilir, incili yelek,
Altin saat ile som sirma köstek,
Âdap ter edalidir dilrubasi Ünye’nin.
Öldürü asiki, desti beratli,
Bazen de rahmeder hos iltifatli
Bir afet çesimli, gilman sifatli,
Pek güzeldir mahbubesi Ünye’nin.
Güs eyleyin, ustadi beyte hedyem,
Ehli dil bezminde, yâdi sohbetem,
Felek kahretti, kalkti kismetim,
Artti dîl de macerasi Ünye’nin.
Sefil Emrah küsat edüptür dühan
Vasta Ünye’yi kildik mi beyan,
Rûzu mahsere dek olsun abâdan,
Gayet oldum müptelâsi Ünye’nin.
Sair Emrah’in Niksar’daki mezar tasi üzerinde su siiri vardir:
Gitme gönül gurbet ele
Ya gelinir ya gelinmez
Her dilbere meyil verme
Ya sevilir ya sevilmez.
Yabanci kelimeler
Suara: Sairler
Sulehasi: Saglam halki
Gûs: Dinlenme
Gavi: Zengin
Vüzera: Vezirler
Tekvâ: Kendini dine vermis, kötülükten uzaklasmis kimseler
Temekkün: Oturma, iskân etme
Rehnüma: Görünen yol, cadde
Habip: Dost
Sebi-Rûz: Gece, gündüz
Tersaneyi dilkûsa: Gemi tezgâhlari
Kestiban: Kaptan
Dilruba: Sevgili
Mahbube: Sevgili