Tarih: 26.11.2022 18:19

TABAKLARIN EFENDİSİ-PALAMUTLA HAMSİNİN SAVAŞI-GÜNDEMİK KARİKATÜRLER

Facebook Twitter Linked-in

TABAKLARIN EFENDİSİ…

 

KELİMELERİ ÇİMDÜREN: İHSAN KARAGÖZ

GURULAYIP ASAN: CANBULA

 

15 yaşında mecburen İstanbul’a mülteci olan Ünyelü İksan, İstanbul Tarlabaşı’nda bir esnaf lokantasında bulaşıkçılığa başlamıştır…

Lokanta sahibi biraz aksi bir Hacı Amcadır. Bir gün personel kendi aralarında lak lak ederlerken mutfaktan gelen yanık kokusu, Hacı Emmiyi hışımla mutfağa pike yaptırır!

 

6. BÖLÜM

 

AHÇI YAMAĞI HALİM’İN FIRINDA UNUTTUĞU ÖĞLE YEMEĞİNİN KÖMÜR OLDUĞUNU ANLAYAN HACI AMCA, FIRIN KAPAĞINI BİR EJDERHA GİBİ AÇTI!

 

Fırının içinden hafif bir duman yükseldi…

Halim’e bakarak "fırının içinde ne var" diye sordu.

      Halim "İki tepsi patlıcan musakka vardı... Ama şimdi yok sanırım…" diye cevap verdi.

Hacı amca hiddetle bağırdı "ULAAAYNNN Halim! Bu fırın halen yanıyor. Çıkar ulan şu tepsileri!"

       Halim tepsileri çıkarıp mutfaktaki masanın üzerine koydu.

Ortalığı bir ölüm sessizliği kapladı…

Mutfak cenaze evi gibiydi…erkes ortadaki “mevtaya”, yani kömmür gibi olmuş RAHMETLİ PATLICAN MUSAKKAYA bakıyordu…

İki tepsi musakka yanıp kömür gibi olmuş ya lan! Lokantanın öğle yemeği bu! Birazdan millet kuyruk olacak kapıda…

 

HACI AMCA, “GEYM OF TRONS” EJDERHALARINDAN BİLE DAHA BÜYÜK ATEŞLER PÜSKÜRDÜ ZAVALLI HALİM’E!!

Bu kez de Halim kömür gibi olmuş, oracıkta, boynu bükük kalmıştı!

 

       AKABİNDE İKSAN ABİYİZ, HACI AMCANIN BAĞIRTISINI YEMEMEK İÇİN  DİKKAT ÇOK DİKKAT ETMEYE BAŞLDI U GÜNDEN SONRA TABAKÇILIK ZENAATİNE!

 

Bir öğle servisi sonunda dağ gibi biriken bulaşığı yıkamışım.

Porselen tabaklar tezgâha götürülmeyi bekliyor.

       Bayağı bir yükseklikte, Dişçi Feyzi’nin Apartumanı gibi tabakları üst üste koydum.

En alttan tutup göğsüme yasladım… Mutfaktan çıkıp, salon tarafına geçtim. Tezgâh tarafına doğru yöneldim…

Anam! Kasada Hacı Amca oturiii laan! Benişöyle bir gözucuyla kesti…

        Vayy! Ben bir heyecan yaptım! Birden dengem bozuldu.

Tabaklar, 7 şiddetinde deprem gibi bi sağa bi sola gitti geldi!!

Ama, gendümü duvar tarafındaki dolap tarafına yasladım anında!

“OH LAN GURTULDUM” DEDİM!

 Lakin tabaklarlar temelden sarsılmıştı bi kere!

 Tabaklar bir tarafa doğru rükuya geldiii!!

 Üsteki tabaklar birer birer yere doğru düşmeye başlamadı mı!?

        Kollarım, dizlerim, ellerim ve gövdemle, yere düşen tabakları yarı yolda durdurdum! Ama olduğum yerde öyle, robot gibi galdum ya gaymaaam!

KURTARMIŞTIM TABAKLARI İKİ BÜKLÜM!

Had safhadaki Hacı Amca korkusu beni SÜPERMEN’E  dönüşdümeye mi başlamıştı ne!?

         Garsonlar hemen gelip toparlanmama yardımcı oldular.

Ama kriz hali devam ediiidu… Hacı amca oturduğu yerden höykürdü; "Lan oğlum İhsan! Bu tabakları bir seferde getirmek zorunda mısın?"

        Ben de hafiften pişmiş kelle kibin sırıtarak; "Hacı Amca göriiin bak, hiç tabak gırıldı mı? Yok kırılmadı!  Daha bağırmana gerek yok!" dedim.

(Eee Ünyelüyük oolum biz, galumuyuk lafın altında? -Ama len u an, bana u cesaret nası geldi hale anlamiim-)

Hacı Amca suratını ekşiterek beni yiyecekmiş gibi süzdü.

          Yanından gururla geçip, tabakları tezgâhın üzerine bıraktım. Yüzüne bakmadan da dosdoğru mutfağa yöneldim.

        Ulan laf aramızda, eğer tabaklar kırılsaydım yanmıştım Marmara Çırası gibi…

Verilmiş sadakam varmış demek ki…

******************

PALAMUTLA HAMSİNİN SAVAŞI

******************

******************

******************

GÜNDEMİK KARİKATÜRLER

 

******************

******************

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —