Ünye’deki Mukaddes Emanetler

Ünye’deki Mukaddes Emanetler

Mukaddes emanetlerden birkaç parça eşyanın Ünye’de bir evde muhafaza edildiğini mensup olduğu tarikat üyelerinden başka bilen yoktu çoğu kimse bu emanetlerin varlığından habersizdi.

Yasar KARADUMAN

Bu çalisma birkaç yil önce yapilmistir, güncelleyerek günün mana ve  önemine uygun oldugu için tekrar yayinliyoruz.

 

   

Mukaddes Emanetler Nedir?

Mukaddes Emanetler Topkapi Sarayi hazine dairesinde saklanan, basta Peygamberimiz olmak üzere çocuklarina, dört halifeye ve kutsal olarak bilinen kisilere ait Müslümanlarin manevi yönden deger verdigi, esyalardir.

Yakininda bulunanlar peygamberimize ait esyalari bir hatira olarak sakladilar. Peygamberimizin giydigi ayakkabidan kullandigi silahlara, dayandigi asadan, dökülen saçlarina kadar ona ait her seyi topladilar. Sahabelerin özenle koruduklari bu emanetlerin büyük bir bölümü nesilden nesile aktarilarak 16. yüzyila kadar ulasti. 1517 yilinda Yavuz Sultan Selim'in Misir'i fethedip, hilafeti devralmasiyla birlikte Mukaddes Emanetleri de Istanbul'a getirdi.

Mukaddes emanetlere saygi, genelde Türkiye Müslümanlari arasinda yaygindir.

Arabistan bunu günah sayar, Osmanlidan sonra Mekke ve Medine'deki sahabe mezar ve türbelerini yikmislardir. 

Bugün Mukaddes Emanetlerin tümü Istanbul’da Topkapi Sarayi’nda saklanmakta olup ziyarete açiktir.

Gelince Ünye’dekilere..

 

Her sey bir yanginla ortaya çikti.

Mukaddes emanetlerden birkaç parça esyanin Ünye’de bir evde muhafaza edildigini mensup oldugu tarikat üyelerinden baska bilen yoktu çogu kimse bu emanetlerin varligindan habersizdi.

Çamurlu mahallesinin  arka sokaklarinin birinde agaçlarin arasinda bir evde muhafaza ediliyordu.. 1972 yilinda vefat eden Kadiri tarikatinin Ünye’deki son temsilcisi Akgül Hocahanim, bir irsad yuvasi olan evinde bu emanetleri koruyordu.

 

Peki, Kadiri’lik neydi?

Kadirilik, peygamberin soyundan geldigine inanilan, Abdülkadir Geylani’nin yolundan gidenlerin tarikatidir. ‘Kadiri’ sözü, tarikatin kurucusundan gelir. Tarikatin inanç temelinde az yemek, az uyumak ve Allah’in adlarini hiç durmadan anmak, yani ‘zikir’ yoluyla Allah’a ulasma düsüncesi yatar.

Akgül Hocahanim, kendisi gibi çevresine din egitimi veren Hacer Ana’nin kizidir.

Hacer Ana’nin vefatindan sonra görevi o devralmistir. Akgül Hoca’nin bir kiz çocugu olmustur.

Akgül Hocahanim ilk dini terbiye ve kurallari annesi Hacer anadan ögrenmis, daha sonra kendisi bu ise gönül vermis ve tarikatin Çarsamba’da bulunan kolunda seyh Kadir efendi adli birinden ders almistir. Akgül Hocahanim ve annesi Hacer Ana’nin mezarlari Tepe ve Türbe mezarliklari arasindadir. Bu mezarlikta üç din büyügü birbirinin ayakuçlarinda yatmaktadirlar. Bunlardan en basta olan Tasli Hoca’nin ayakucunda peygamberin halasinin türbedari, Kibrisli Hoca onun da ayakucunda Akgül Hocahanim yatmaktadir.

 

Torunu Anlatiyor

Buradan sonrasini ozaman hayatta olan ve birkaç yil önce fefat eden torunu ve emanetleri elinde bulunduran torunu Osman Öz’den dinleyelim.  Osman Öz arkadasimizdi ve degerli biriydi zamansiz ölümü bizleri üzmüstü. Bu çalismayi  istedigim zaman yayinlayabilecegimi bana hayattayken iznini vermisti. Mekani cennet olsun.

 

“Anneannem çok dindar ve çok modern bir insandi. Kadiri tarikatinin Ünye’deki temsilcisi idi.. Evi bir irfan yuvasi idi. Belirli günlerde çevredeki bayanlarin ziyareti ile dini toplantilar ve sohbetler yapilirdi. Ankara’dan Samsun’dan çevre il ve ilçelerden misafirlerimiz eksik olmazdi. Gelenler mutlaka mukaddes emanetleri de görmek isterlerdi.”Osman Öz’e neden bu mukaddes emanetlerden bugüne kadar kimsenin haberi olmadigini sordugumuzda:

 

“Bunlari anneannemin zamaninda, bilen vardi, belirli zamanlarda saniyorum ve Ramazanda evde ziyarete açilirmis, bazi komsular ve misafirlerimiz bilirlerdi, bize gelirlerdi annemden rica ederlerdi annem onlara gösterirdi. Anneannem vefat edince tarikatla ailemizden kimse ilgilenip devam etmedi annem bu emanetleri koruduk.”

 

Ev Yandi

Mukaddes emanetlerin bulundugu ev bir aksamüstü bilinmeyen bir nedenle yandi.  Itfaiyeciler içerideki mukaddes emanetlerden habersiz yangini söndürdüler.

 

Osman Öz bu konuda söyle demistir. “Haberi duyunca ilk aklima gelen bu emanetlerin içinde saklandigi bohça ile anneannemim el yazmasi kitaplari oldu. Bunlar yandi veya sular altinda kaldi diye çok üzüldüm  ilk defa oraya baktim, etrafindaki  esyalar yanmis ve sular altinda kalmisti, fakat  mukaddes emanetlerin, içinde bulundugu  bohça kuru ve temiz bir halde yerinde duruyordu.

 

Osman Öz: “Ünye’de arastirma yapan baska bir yazar anneannemi Yusuf Tasli Hocanin talebesi diye yazmissa da anneannem egitimini Çarsamba’da bir tarikat üyesinden almis, Tasli Hoca’nin medresesinde kadinlara din egitimi vermistir” demistir

 

Bu emanetlerin nereden ve nasil Ünye’ye ve ailenize intikal ettigini sorumuza Osman Öz:

“Bu emanetler ailemize anneannem Akgül Hocahanim’in Kadiri Tarikati Ünye kolu olmasi nedeniyle tarikatin genel merkezinden gönderilmistir. Tarikatin baska kollarina da gönderdigi bu tür esyalar mevcuttur” seklinde cevap vermistir.

Bunlar nelerdir sorumuza ise Öz: “Anneanneme intikal eden bohça içinde, Kabe’nin örtüsünden bir parça, peygamberimize hirkalarindan bir parça, peygamberimizin sakali, halifelerden birini ait oldugunu tahmin edilen el yazmasi bir kuran, tarikat büyüklerine ait birkaç parça giysi ve el yazmasi eserler.

Bunun disinda yangindan anneannemin kütüphanesinden birçok el yazmasi eser de kurtarilmistir.

Emanetler ailemizde koruma altindadirlar.



Canik Dergisi

Canik Dergisi Haberleri