Tam fenerin önünde falezin basinda durdugunuzda Karadeniz bütün ihtisami ile gözlerinizin önüne serilir. Sag tarafta, Arganot’larin altin postu aramaya giderken ariza yapan deniz araçlarini tamir ettikleri olarak ve üs kullandiklari Yason burnu, sagda Çalti Burnu’nun görünüsü sizi büyüler.
Fener, deniz araçlarina ikaz ve uyari için yapilmis çogu kule biçiminde yapilardir. Yirminci yüzyil basina kadar bu fenerlerde, odun atesi mum ve yag lambalari olmak üzere birçok malzeme kullanilmistir. Bu isik bir ayna vasitasi ile karanlikta çok uzaklara yansitilir, deniz araçlarinin kayalara yaklasarak parçalanmasi önlenmis olurdu.
Ünye feneri Tirebolu feneri ile birlikte Subat 1911 yilinda asetilen gazi ile çalisacak sekilde insa edilmistir. Fenerin insa edilmesinden sonra merakli halk her gün feneri görmek için akin akin buraya gelmis ve fenere dokunarak çogu kez zarar vermislerdir.. Gelenlerin fenere zarar vermelerini önlemek için etrafina üç metrelik bir duvar örülmüstür. Bazen duvari bile asanlar olmustur. Bu duvar su anda yoktur. Ne zaman kaldirildigi bilinmemektedir.(Kaynak: Osman Dogan, Tarih Boyunca Ünye)
1968 yilinda yayinlanan Ünye Rehberi’nde Orhan Bora, fenerin Finlandiya’dan alindigini on metre yükseklikte olup üç saniyede bir çaktigini yazmaktadir. Eren Tokgöz ise fenerle ilgili arastirmalarinda fenerin Norveç mali oldugunu yazar.
Fenerin çaktigini denizden görenler, çok uzakta da olsaniz bile yaninizdaymis gibi etrafin aydinlandigini söylerler.
Irfan Isik Hoca’miz ise anilarinda Fener hakkinda bize su bilgileri verir:
Ünye limani’ni belirleyen Fener, hem Çalti, hem de Yason Burnu’ndan döner dönmez görülen bir yerde, dört duvar seklinde yapilan bir korunagin içindedir. Fener, gece gündüz devamli belli araliklarla çift çakan isigi ile denizdeki trafige yön veriyordu halen de vermekte.
Fenerin gayet basit bir düzenegi vardi. Altta bir gaz tüpü, yukarida onu ayarli bir zaman dilimin de otomatik olarak açip kapatan ve açildigi zaman atesleyen bir düzenek. Gazin çikip ateslendigi yer olan marpucun çevresinde isigi uzaklara yansitmasi için ayarlanmis, kalin camli bir çevresel ayna, hepsi bu… “
Fener alti
Fenerin önü falezlerin en yüksek yeridir. Buradan alinan taslar sonucu asagida bir futbol sahasi büyüklügünde bir düzlük olusmustur. Süleyman pasa sarayinin surlari, temelleri ve yollari için buradan tas alinmistir.
Süleyman pasa sarayi 1808 yilinda bitirilmisti. Görkemli bir saraydi. Elli yil kadar var olduktan sonra firtinali bir gecede yandi. Yandigi gece çevrede tam bir felaket yasanmistir. Yangin yandaki esraf konaklarina da siçramis, yanan tahta parçalari uzak mahallelere kadar giderek, harmanlarin ve evlerin yanmasina neden olmustur.
Bugün Feneralti bir futbol sahasi büyüklügünde düz bir havuz seklindedir. Burada taslar üzerindeki patlatma delikleri ve taslarin deniz yoluyla tasinmasi için olusturulan yükleme rampasi hala durmaktadir.
Ünyelilerin yaz boyunca denize girdikleri en temiz sular buradadir.
Fener açiklarinda kimsenin pek bilmedigi deniz kuyulari vardir.
“Ünye Rehberi’”nde Orhan Bora;
“Ünye fenerinden
Tam fenerin önünde falezin basinda durdugunuzda Karadeniz bütün ihtisami ile gözlerinizin önüne serilir. Sag tarafta, Arganot’larin altin postu aramaya giderken üs olarak kullandiklari Yason burnu, sagda Çalti Burnu’nun görünüsü sizi büyüler.
Fener onbes yil kadar önce emekliye ayrildi, söküp götürdüler yüz yildan fazla görev yapmis yorulmustu ve teknolojisi eskimisti, onun yerine günes enerjisi ile çalisan moder bir fener yaptilar.
Emekli Fenerin pesinde uzun yillar
Ünye’nin bu eski fenerini Eren Tokgöz uzun yillar aradi Istanbul’da, yilar yili sordu sorusturdu. Fener bundan bes yil kadsar önce Samsun’da bir depoda bulundu.
Feneri sahsen Ünyeye ait diyerek istedi.
“Bir resmi kanaldan bizden bir yazi ile istenmesi lazim, kisilere verilemez” diye vermediler.
Ben o zaman Istanbul Ünyeliler Dernek Baskani idim dernek olarak biz bir yazi ile feneri istedik,
“Ünye’den bir resmi kurumun nistemesi lazim dediler.
O zamanlar Ünye Belediyesinden birilerine söyledik ilgilenmediler, sonra Eren Tokgöz Ünye Ticaret Odasi Baskani olan Hasan Simsek’e söyledi.
Ticaret odasi bir yazi ile feneri istedi, fener iki gün sonra Ünye’ye geldi ve uzun zaman Ticaret Odasinda sergilendi.
Bir zaman sonra Fenerin yerinin Ünye Etnografya Müzesi oldugu düsünülerek müzeye kaldirildi.
Simdi Ünye’nin bu emektar feneri Ünye Etnografya Müzesinin giris kapisinda sergilenmektedir.
Fener binasi ve çevresi Ulastirma Bakanligi tarafindan birkaç yil önce ksiraya verilmis olup simdi kafe olarak kullanilmaktadir.
10487,25%-0,52
40,57% 0,05
46,79% -0,42
4335,26% 0,30
6952,68% 0,24
Ordu
29.07.2025