Ünye’deki Türk evlerinin tümü bahçeliydiler.
Evlerin genel plani söyleydi.
Tas temel üzerine yapilandirilan gene tas duvarli zemin katta, cephenin tam ortasinda açilmis bir kapi boslugu bulunur, kapinin lentosu gene tastan olurdu. Kapinin saginda ya da Sol yaninda, kapidan bir metre kadar öteye çok amaçli kullanimi olan bir tas tekne konur; Teknenin hemen önündeki zemine sarniç çukuru açilir; Ünye tasindan yapilmis büyük sahan taslariyla olusturulan sarniç, Horasan harçla birlestirilerek su sizdirmazligi saglanir; sarnicin üstü ve zemin katin yarisi gene sahan tasi bloklarla kaplanir; Sarnicin tas dibegi yerlestirilerek bagdadi evin taslik bölümü tamamlanirdi.
Yapi malzemesi olarak kullanilan ahsap, Kestane agacindan saglanirdi genellikle. Ardiç ormanlarinin yogun oldugu bölgelerde karkas yapi bu agaçtan yapilirdi. Alüvyon ovalarindaki evlerse disbudak ve karaagaç kerestesinden…
Kestane kerestesinin çok dayanikli ve Karadeniz kiyi ormanlarinda yetisen agaç oldugunu ögrenen Orhan Gazi, Bursa’yi fethettikten sonra, Uludag eteklerine kestane agaci dikilmesini emretmis, Bu çok degerli yapi malzemesinin yapay olarak ta çogalmasini saglamis;
Bursa’ bu emirden sonra kestane ili olmus diye söylenir.
Üst kat ahsap karkas çatildiktan sonra evin mutfak ocagi, ahirdan yukari çikan tas ya da tugla yapili ocagin tam üstüne gene ayni malzemeyle kurulur, çatinin üstünde iki borulu ve kocaman bir bacayla tamamlanirdi
Baca, alt ve üst ocaklardaki dumanin evin içini basmamasi için, özenle ve çatidan epeyce yukarda olmasina dikkat edilerek yapilirdi.
Çatilarin, iki egimli, üç egimli, dört egimli olmak üzere üç türü vardir. Egimli çati yüzeyi ara kesitlerinin adi omuzdur.
Bu çatilar, Semerdam çati, üç omuzlu, dört omuzlu çati olarak adlandirilirlar.
Çatilarin saçak genislikleri 80-
Çatilara kiremit altligi olarak aralikli ve araliksiz olarak cablama adi verilen genis çitalar ya da tahtalar çakilir.
Saçakli çatisi kiremitle kapatilan evin çinko saçak oluklari çakilip çatinin suyunu sarnica indirecek olan boru yerine takildiktan sonra sira karkas dis duvarlarinin bagdadi yapisina gelirdi.
Çitalarin üstünden iç ve dis yüzeyleri kireç harçla sivanan ev, kafes aralarinda kalan bosluklar dolayisiyla en yetkin izolasyona kavusmus olurdu. Bazen iç duvarlara bagdadi çita yerine tahta çakilarak karkas kapatilir iç duvar sivanmazdi.
Çitalar ve çitalarin kendi araliklari, siva harcinin duvarlarda tutunmasi için yapilmis olmalarina karsin, harcin da katkili olmasi gerekliydi. Bunun için harca kitik katilirdi.
Kitik: Ip ve halat yapilan kendir liflerinin atiklari ile ip yapmaga elverisli olmayan kisa elyafli olanlarindan hazirlanirdi.
Bu uygulamayla nefes alan evler olarak adlandirilan bagdadi Türk evleri, yaz sicaklarinda serin, kis soguklarinda sicak kalirlardi.
Tas duvar üstünde kurulan ahsap karkasin kafesleri her zaman bagdadi çitalarla dösenmez tugla yahut tasla doldurularak kapatilirdi. Bu tarz yapilan evlere dolma ahsap ev denirdi. Dolma duvarli evler içten ve distan sivanarak kapatilir, bagdadi evden ayirt edilmezdi.
Ancak bati Karadeniz bölgesinde yapilan dolma karkas evlerin disi sivanmaz, Karkasin kafesleri, içine güzel bir isçilikle dösenmis tugla dolgu ve kafes çatkilarinin
geometrisi disaridan görülür, mimarisiyle eve estetik katardi.
Kafes dolgulari, muskali dolma, Göz dolma, Blok ahsap dolma gibi adlar alirlar, kendi tarzlariyla binayi güzellestirirlerdi.
Bagdadi evlerin sarniçlari tasligin altinda oldugu gibi disarida, eve bitisik olarak da yapilirdi. Çatinin dört yönünü saran oluklarla yagmur suyu toplanir, bir çinko boruyla sarnica yönlendirirdi.
Tasliktaki dibekli sarniçtan su, bakraçla çekilerek, Disarida eve bitisik olan sarniçtansa saçagin altinda bir çesme gibi yapilmis yalakli musluktan alinirdi.
Ünye’nin bagdadi evleri tek-tek bahçeler içinde olduklarindan ve evlerde maden kömürü, linyit gibi tozlu, isli dumanlar çikaran kati fosil yakitlar yakilmadigindan; Ayrica marti, karga gibi büyük kuslarin sehirlere üsüsüp, ev çatilarina dadanmadigi o yillarda çatilari örten kiremitler pek kirlenmez, sarniçlara alinan yagmur sulari temiz olur, iç huzuru ile içilebilirdi.
Sarniçlar, her yaz sonu içindeki su bosaltilarak yikanir temizlenirdi.
Evlerin içme suyu genellikle gene pek çok evin bahçesinde açilmis kuyulardan temin edilirdi.
Ünye’ye merkezi su dagitim sebekesi kurulup basinçli su her eve girince, hem sarniç hem de kuyular islevlerini yitirdi. Gereksiz oldu. Zaman içinde de bir-bir yok oldular.
Benim dogdugum ev, tas temel üzerine, bulundugu yerdeki seyrek kestane korulugundan kesilerek kurutulmus kestane kerestesinden, iki yüz yil önce, dedemin dedesi tarafindan yapilmis bir bagdadi evdi. Zemin katta, tasligi ve ocagi davlumbazli olan bir ahir vardi.
Bu ocak atalarimin meslegi olan mumculuk isinde kullanilmisti birinci Balkan Savasina kadar. Savas ailemin erkeklerini bir-bir yok edince meslek sürdürülememis, ocak islevini yitirmisti.
Mutfak çok amaçli kullaniliyordu. Yemek odasi. Yatak odasi. Banyo odasi…Ve ocagin karsisindaki duvarda, boydan-boya yapilmis yüklük adini tasiyan çift kapakli bir dolap vardi. Bu dolap, her aksam serilip sabah kaldirilan yatak- yorganin bulunduruldugu yüklüktü.
Nursitin bitisigindeki bir bölmede kilerimiz vardi. Tuvaletimiz evin denize bakan, adina Kösk dedigimiz bembeyaz patiska örtülerle döseli sediriyle göz alici temizlikteki misafir odamizla mutfagimizin arasindaydi.
Köske bitisik sedirli, kocaman bir salonumuz, iki de yatak odamiz vardi. Oda bölmeleri devasa ende biçilmis kestane tahtalariyla kapatilmisti. Her yatak odasinda yüklükler, çekmeceler. Baska dolaplar, dolaplar…Odalarda gusulhaneler…
Kis aylarinda yalniz mutfaga soba kurulurdu. Öteki odalar sobadan alinan közlerin koyuldugu mangallarla isitilirdi gerektiginde. Kömür zehirlenmesi söz konusu olamazdi. Evler, nefes alan evlerdi çünkü.
Bu evde kardeslerimle oynadigimiz saklambaç oyunlarinda ne çok saklanacak yer vardi. Kosusturmalarimizla evi sallardik düpedüz.
Bu durumlarda babam, çok simardiniz. Sopa istiyorsunuz der azarlardi bizi ama, dinleyen kimdi.
Mutluluk dolu yillar bitti. Biz büyüdük, dagildik. Bir ben kaldim güzel evimizde…
Önce tasliktan yukari çikan merdiveni onarmam gerekti is basa düsünce. O merdiven dogruca salona çikiyordu. Salonu bölüp merdivenden ayirmak istedim. Salon dösemesini de, hatta bagdadi dis duvari da onarmak gerekti. Bu kez bagdadi karkas yerine, tugla dolma sekline döndürmek icap etti duvari.
Çünkü artik bagdadi duvar sivasinin katkisi olan kitigi bulmak olanaksizlasmisti. Yer-yer dökülmüs sivalari kitik katkisiz onarmaga kalkismak, basarisiz oluyordu.
9662,61%1,86
39,22% -0,10
44,86% 0,00
4215,87% 0,43
6774,03% -0,87
Ordu
10.06.2025