Ünye ve Eski İskele

YAŞAR KARADUMAN

Canik Dergisi 11.06.2020 09:00:29 2766 0
Ünye ve  Eski İskele

Karadeniz kiyisindaki il ve ilçelerde yasayan halk kara yolunun henüz bugünkü gibi gelismedigi yillarda, Istanbul’a gemilerle giderlerdi. Bu gemilerde birinci ve ikinci mevkilerin yani sira güverte ve ambar mevkileri de vardi, gemiler siyah gemiler ve beyaz gemiler diye ikiye ayrilirdi..

 

Iç Anadolu’dan Ünye, Akkus, Niksar yolundan deve kervanlari ile Ünye’ye ulasan her türlü ürün buradan deniz yolu ile baska yerlere sevk edilirdi. Niksar Caddesi çevresinde bu ürünlerin depolandigi, yolcularin ve hayvanlarin konaklandigi hanlar vardi. Buranin adi o zaman “Hanbogagazi”  bugün bile halen “Hanbogazi olarak denir.

Ünyelilerin köprü dedigi yük ve yolcu iskelesi uzun yillar burada hizmet verdikten sonra sökülerek biraz daha ileriye yapildi.  Elimizdeki eski Ünye fotograflarinda Ünye iskelesinin birkaç kez yer degistirdigini görmekteyiz. Son iskelenin kalintilari halen durmaktadir. Fransizlarin yaptiklari demir iskele nedeni ile bu kumsalin adi uzun yillar Demirköprü olarak kaldi.

Burada insanlarin denize girdigi birde deniz hamami vardi. Bu nedenle buraya “Demirköprü Banyo Mahalli” de denirdi. Ünye ile ilgili eski metinlerde geçen bu hamami biz hep normal hamam sandik.

Deniz Hamami nasil bir seydi? Deniz hamami aslinda bildigimiz hamam degildi.

Deniz hamamlari tahtalardan yapilan genellikle 35 metreye 20 metre bir havuz ve bir iskele üzerinde soyunma odalari bulunan bir sekilde olurdu, tahta bir köprüden geçilerek ulasilirdi. Bu etrafi kapali ortasi açik yapinin asil amaci rahatça denize girilmesine olanak saglamakti. 

Hamamin disina çikarak yüzmek yasakti.  Ayni sahilde bulunan kadin ve erkek hamamlari arasinda ses ulasmayacak bir mesafe bulunur, aralarinda sandalla dolanan bekçiler olurdu. Suya dayanikli kerestelerle kusatilan hamamin etrafinda soyunma odalari, içkisiz büfe ve tuvalet bir de cankurtaran olurdu. Ünye’deki deniz hamamlarina ait çok fazla bilgi yoktur.

Atmisli yillarin basinda sahil yolu düzenlenmesi sirasinda eski köprü de iptal edilerek daha uzun ve modern bir köprü yapildi. Bu köprü de uzun yillar Ünye’ye gelen vapurlara yük ve yolcu iskelesi olarak kullanildi. Deniz ulasiminin bitmesi sonunda bu iskele de gezi iskelesi olarak kaldi.

 

Sari Yazma

Hababam Sinifi romanlarinin yazari Rifat Ilgaz’in çocuklugunun bir kismi Ünye’de geçmistir. Dergimizin diger sayilarinda buna ait genis bir yazi bulacaksiniz. Rifat Ilgaz Ünye’deki çocukluk anilarini da yazdigi “Sari Yazma” adli eserinde vapurlarin Ünye’ye gelisini ve iskeleyi anlatir ve söyle der.

 “Ünye iskelesinde Istanbul’dan gelecek vapuru bekliyordum Çinarli kahvenin Tellal önünde Resitpasa vapurunun Samsun’dan hareket ettigini yolcusu ve yükü olanlarin iskelede hazir olmalarini bildiriyordu. Vapur ikindiye dogru fenerin uzandigi burundan görünmüstü. Sandallar iskeleden daha vapur demir atmadan ayrilmislardi. Agabeyim çikacakti vapurdan ondan aldigimiz telgrafa göre, çikmazsa kötüye yormamaliydim belki bilet bulamamis olabilirdi, koyunlar yer bulurdu da bu Karadeniz vapurunda insanlar bulamayabilirdi. Üç dört sandal yanasmis agabeyim çikmamisti, kötü kötü seyler düsünürken elime biri yapismis beni kendine dogru çekmisti.”

Karadeniz kiyisindaki il ve ilçelerde yasayan halk kara yolunun henüz bugünkü gibi gelismedigi yillarda, Istanbul’a gemilerle giderlerdi. Bu gemilerde birinci ve ikinci mevkilerin yani sira güverte ve ambar mevkileri de vardi, gemiler siyah gemiler ve beyaz gemiler diye ikiye ayrilirdi.. Siyah gemiler biraz daha eski ve iptidaî idiler. En zevkli yolculuk güvertede yapilan yolculuktu, ambarlar sicak olur ve kokardi.

            

Bu vapurlar Istanbul’dan Hopa’ya kadar gider, sonra ayni sekilde geri dönerdi. Istanbul - Zonguldak - Inebolu - Sinop - Samsun - Ünye - Ordu - Giresun - Görele - Vakfikebir - Trabzon - Sürmene - Pazar - Hopa’da yolcu ve yük indirir, sonra tekrar ayni limanlara ugrayarak yük ve yolcu alirdi. Istanbul’a gidis - dönüs bes gün sürerdi.

Ünye’de bu yolcu ve yükleme isi 2 - 3 saat sürerdi. Esnaflarimiz Istanbul’a satilmak üzere findik, kendir, fasulye, misir, elma, armut, canli tavuk, yumurta, koyun ve benzeri ürünleri gönderirdi.  

Siyah vapurlar genelde yük ve posta tasirdi..  Bu vapurlara “Baltabas” denirdi burunlari sivri olmadigi için halk bu tâbiri uygun görmüstü.  Bunlarin isimlerine gelince, Aksu - Tari - Sus - Cumhuriyet - Tirhan'di

 Içlerinde en görkemlisi Cumhuriyet’ti, önünde yelkenli gemilerdeki gibi öne dogru uzanan bir boynuz vardi. Ünyeliler bu vapura bastonlu vapur derlerdi.  Bazen ayni anda iki veya üç vapur birden gelip Ünye’nin tam orta yerine demirlerlerdi, bu harika tablonun seyrine doyun olmazdi, sonra teker teker hareket ederler, düdük çalarak Ünye’ye veda ederlerdi.

Sonra beyaz gemiler gelirdi, Ege - Izmir - Ankara - Samsun – Iskenderun - Ordu - Giresun - Trabzon. Her hafta birkaç tane ugrardi Ünye’ye. Bunlardan Ordu - Giresun - Trabzon kardes gemilerdi. Ege - Izmir ayri bir kardes, Samsun - Iskenderun ise ayri bir kardestiler. En güzeli  'Ankara' idi. Ankara, Ikinci Dünya Savasi'nda Pasifik Denizi'nde hastane gemisi olarak kullanilmis, 'Pearl Harbor’ Japon saldirisinda yaralanan askerler bu gemide tedavi edilmislerdi. Savastan sonra yolcu gemisi olarak degistirilmis ve Türkiye’ye satilmisti.

 Bu vapurlarda dogum oldugu zaman beyaz bayrak çekilirdi. Dogan bebegin hüviyetine dogum yeri olarak vapurun adi yazilirdi. Ordu Vapuru'nda dogan bir vatandasin hüviyetindeki dogum yeri hanesine “Ordu Vapuru” yazilmisti.

Ordu - Giresun - Trabzon en son alinan  kardes gemilerdi, kugu gibi bembeyazdilar. Yason Burnu'nun ucundan dumanlari görülür, yarim saat sonra nazli nazli  Ünye’nin tam karsisina, sahilden bir buçuk kilometre açikta kocaman bir kugu gibi dururlardi. Samsun tarafindan gelenler ise, açiktan Fener hizasina kadar gelir, sonra Fener'e dogru burnunu dogrultarak dik inerdi, sanki Fener'de karaya çikacakmis gibi çok yakin geçer, birden dönerek limana inerlerdi, buradan bunlari seyretmeye doyum olmazdi.

 Ordu tarafindan gelip Istanbul’a giden vapurlar yükleme ve bosaltma isleri bittikten sonra demir alir, burnunu Fener tarafina dogru çevirir, düdük çalip Ünye’yi selâmladiktan sonra nazli bir kugu gibi yavas yavas gözden kaybolurdu. Yetmisli yillarin ortalarina dogru bu is kolu Ünye’de bitti, yolcu ve yük tasimaciliginin kara yoluna kaymasi nedeniyle artik gemiler de gelmez olmuslardir.

Bu gemilerin çogu da zamanla eskidi yoruldu, teknolojinin gerisinde kaldilar. Kades, Tirhan, Aksu, Tari, Güneysu jilet yapilmak üzere sökülmüs, Trabzon, Ordu, Deniz Kuvvetleri'ne verilmistir. Ege, Izmir kardes gemilerdi, biri yandi biri söküldü, Samsun - Iskenderun kardestiler jilet yapildilar.

Ünye’de motorlar  ve mavnalar, bir müddet daha çalistirildi, sonra  onlar da zamana yenik düstüler, is olmadigi için karada bakimsizliktan çürüdüler, çogu sökülerek,  motorlari hurdacilara satildi, odunlari ise çömlek firinlarinda odun olarak yakildi. Böylece Ünye’de deniz tasimaciligi ve motorlar, vapurlar dönemi kapanmis oldu.

“Ünye ve Son Vapurlar- Yasar Karaduman”

                

 

  • Çarşamba 30.6 ° / 20.8 ° Güneşli
  • Perşembe 28.3 ° / 20.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cuma 26 ° / 20.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    10487,2%-0,52
  • DOLAR

    40,56% -0,01
  • EURO

    46,87% 0,03
  • GRAM ALTIN

    4338,98% -0,02
  • Ç. ALTIN

    6952,68% 0,00

Ordu

30.07.2025

  • İMSAK 04:05
  • GÜNEŞ 05:51
  • ÖĞLE 13:16
  • İKİNDİ 17:10
  • AKŞAM 20:30
  • YATSI 22:08
https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593