TURGAY GÜVEN


100.cü Yılında Büyük Zafer

Eczacı Dr.


“26 Ağustos,  gece, sabaha karşı,  /Topların çelik ağzı, çaldı bir hücum marşı. / Bu ölüm bestesinin içinde yandı dağlar,  /Alt üst oldu siperler, eridi demir ağlar …”   Yusuf Ziya Ortaç.                                                                                                                            

“Şu kopan fırtına,  Türk Ordusudur, ya Rabbi,  / Senin uğrunda ölen, ‘Ordu’ budur, ya Rabbi. / Ta ki yükselsin, ezanlarla müeyyed namın, / Galib et, çünkü, bu son ordusudur, İslam’ın...”  Yahya Kemal Beyatlı.   

Büyük Taarruz, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun Yunan kuvvetlerine karşı başlattığı genel saldırının adıdır. 26 Ağustos.  Büyük Taarruz (26 Ağustos 1921-30 Ağustos 1921), 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Muharebesi ve Büyük Zafer. 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu. 

Hikayemizi baştan alalım. Türk Ordusu, büyük kayıplarla Sakarya Meydan Muharebesi’ni kazanmış, cephe gerisinde kendisini toparlamaya çalışmaktadır. Ancak yurt genelinde ve mecliste, Sakarya Meydan Muharebesi Zaferi’nin verdiği coşkuyla sabırsızlıklar başlamıştır. Düşmanı yurttan söküp atacak güçlü bir taarruz beklentisi vardır.

İstanbul’daki Milli Mücadele yanlısı Vatansever gizli kuruluşlar, Osmanlı Askeri Depolarından sürekli olarak gizlice Anadolu’ya silah ve mühimmat kaçırmakta,  Rusya’da yeni kurulan ve Karadeniz’e kadar ulaşan İngiliz-Fransız emperyalist gücünden endişe eden Sovyet Hükümeti’ de Batum Limanı’ndan Anadolu-Karadeniz limanlarına silah ve mühimmat yardımı yapmaktadır.

Bu arada Sakarya Savaşı’ndaki başarısızlıklarının ardından moralleri bozulan Yunanlılarda, Ege Bölgesi’nde kurdukları Küçük Asya Yunan Devleti’nin sınırları olarak kabul ettikleri Eskişehir-Afyon hattına çekilmiş, sağlam bir savunma hattı kurmuşlardır.  Bu arada Fransa, İngiltere’yle yollarını ayırmış, 20 Ekim 1921 de Ankara hükümeti ile yaptığı Ankara Anlaşması sonucunda Antalya ve çevresinden çekilmiş, karşılıklı esirler serbest bırakılmış, Türkiye-Fransa ilişkileri düzelmeye başlamıştır.

 “Türkler hiç bir zaman,  savaşlarda, ilk saldırıya geçen taraf olmak istemezler, mutlaka, ümit ve sabırla son bir olumlu gelişmeyi beklerler. Hiçbir şekilde, savaş istedikleri görüntüsü vermemeye çalışırlar.” T. Güven.

26 Ağustos saldırısının ince noktalarından birisi budur.  Hazırlıklar tamamlanmış, 6 Ağustos’ ta birliklere gelen gizli emirle hazır olunması bildirilmiş, Londra ve Paris’te görüşmeler yapan Fethi Bey’den gelecek mesaj beklenmektedir. Ancak gazetelerin gündemleri hep, Mustafa Kemal Paşa’nın günlük meşguliyetlerinden ve sair sıradan haberlerle doludur. Sonunda, Fethi Bey,   14 Ağustos’ta Ankara’ya yolladığı özel raporda “ Milli gayenin sağlanması, ancak askeri faaliyetlerle kabil olacaktır.” şeklinde görüşünü bildirir.  Aynı gün Bakanlar Kurulu taarruz kararını almış ve 14 Ağustos 1922 tarihinde kolordular, sessiz sedasız meçhul istikametlere doğru dualarla uğurlanmıştır.      

İkinci hassas nokta ise, saldırının ilk hedefi olacak olan Afyon Cephesini yarma bölgesinde 8 Piyade (88 bin) ve 3 Süvari Tümeni  (12 bin) olmak üzere 100 bin asker yığılmıştır. Harekatın esas ağırlık merkezinin burası olacağı bellidir. Buna karşılık Yunan kuvvetleri sadece,  takviyeli 2 Tümen (30.000 kişi) gücündedir. Taarruz Avantajı Türklerdedir.

Türk  Komuta heyetinde, başta Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa ve batı cephesi komutanı İsmet Paşa olmak üzere, diğer komutanlar, Mirliva Asım Gündüz, süvari komutanı Ferik Fahrettin Altay. vb. gibi ünlü komutanlar vardır. Herkes görev başındadır.

Yunan komuta heyeti ise,  Başkumandan Yorgo Hacıanestis. Genelkurmay başkanı Nikolaus Trikopis ve Doğu cephesi komutanı Kimon Digens’ten oluşmaktadır.

Türk tarafının gücü,  186 bin asker ve 12 bin süvari ile 2 bin kadar makineli tüfek, bine yakın ağır makineli, 300 top, 10 uçak ve 200 civarı motorlu araçtan oluşmakta olup,  bunlardan 5 bin süvari ve 100 bin piyade ilk elde savaşa katılmış, gerisi yedek bekletilmiştir.

Yunan tarafının gücü ise, 195 bin asker.  3 bin civarı makineli, binden fazla ağır makineli, 350 top ve 50 uçak ile 4 bine yakın motorlu araçtan oluşmakta olup, bunlardan 1300 süvari ve 130 bin piyade bi fiil savaşa katılmış, gerisi yedek beklemiştir.

 “Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki.
Şayak kalpaklı adam,
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu...” N.Hikmet.

26 Ağustos sabahı, şafak sökerken, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa Afyonkarahisar - Kocatepe' dedirler.

26 Ağustos 1922 Cumartesi sabahı, saat 4.30 da şiddetli bir topçu taciz ateşiyle Büyük Taarruz başlar. İlk yarmayı 1, 2, ve 4. Kolordular ile F. Altay’ın 5. Süvari tümeni yapar.

30 Ağustos 1922 Çarşamba günü taarruz harekâtı, Türk Ordusu’nun kesin zaferi ile sonuçlanır. Büyük Taarruz'un son safhası olan bu savaş, Türk askerî tarihine Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak geçer.

Kilit nokta Kütahya kurtarılmış, diğer şehirlerde birer birer kurtarılmaktadır. Üst düzey Yunan komuta kademesi geri çekilmiştir. Baskın Büyük Zafer.

Mustafa Kemal Paşa, 1 Eylül günü Dumlupınar’da yayınladığı bildiride, bu büyük zaferi kazanan TBMM. Ordularına takdir ve Türk Milleti’ne güvenini belirten övücü sözlerinden sonra, Batı Cephesindeki tüm birliklere bildirilmek üzere, ünlü emrini verir. "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!".

26 Ağustos’tan 9 Eylül’e kadar, planlandığı şekilde 15 günde 450 km kat eden Türk Ordusu 9 Eylül sabahı İzmir’e girer. Kadifekale’ye ve Kordonboyu’ndaki Hükümet Konağına-Başkumandanlık Karargâhı-  Türk bayrağı çekilir. İzmir’in ve Vatanın Kurtuluşu gerçekleşmiştir.

Benden de bir şiir.  “Gün bugün, 9 Eylül / İzmir’de Süvariyiz / Dumlupınar’dan beri / En önde,  ileriyiz. / Yürüdük,  kanatlandık , / Coştuk,  dağları aştık, / Dağlardan denizlere / Rüzgâr gibi ulaştık. / Bir talihsiz oyunun / Sonu olurken deniz, / İzmir’den yankılandı , / Dünyaya nal sesimiz. / Kılıcımızla doğdu, / Atatürk’ün eseri, / İleri, hep ileri, / Biz Türk Süvarileri.” T. Güven.

Çarpışmalar sonunda, Türk tarafının kayıpları. 2-2,5 bin arası ölü ve yaklaşık  10  bin yaralı, 1 500 civarı kayıp ve 100 civarı esir ile yaklaşık15 bin iken.. Yunan tarafı, yaklaşık 20 bine yakın ölü, 16 bin yaralı, 35 bin esir ve kayıp ile 3,5- 4 bin kadarda savaş dışı kaçak, hastalık vs. olmak üzere 75 bine yakın kayıp vermiştir.

 “ Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa  / İsmin yazılacak mücevher taşa.”

30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Muharebesi ve Zaferi, Yüce Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve değerli silah arkadaşları başta olmak üzere, Kahraman Ordumuzun bizlere şerefli bir hatırasıdır.

1926 yılından itibaren, ebedi ve ezeli başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi şahsında, Yüce Atamızın ve Ordumuzun ülkemiz topraklarını bizlere yeniden kazandırmasının bir minnet borcu olarak ve kutlamaların ağırlığıyla birlikte ordumuza devredilerek,  Şanlı Türk Ordusu’nun Zafer Bayramı olarak, kara, deniz ve hava kuvvetlerimizin yaptıkları gösteriler eşliğinde, 21 pare top atışı ile kutlanır. Saygılarımla.

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593