MUSTAFA ÇAKMAKÇI


1915 Çanakkale İhaneti İttihat ve Terakki - FETÖ - 6’lı Masa

Sözün Tamamı


Çanakkale Zaferi deyince; Çanakkale geçilmez” haykırışını ve o dönemde devleti yöneten İTTİHAT VE TERAKKİ’nin, 250.000 vatan evladını katlettirip, sonra da bu savaş hiç olmamış gibi, yüz binlerce şehit verilmemiş gibi, düşmanı Çanakkale’den geçirterek İstanbul’u işgal ettirdiği “ihanetini” hatırlıyorum…

ÇANAKKALE, TÜRK’LERİN HIROŞİMA’SIDIR. NÜKLEER BOMBA İTTİHAT VE TERAKKİ’DİR.

1800’lü yıllar... Fransızlar ve Yahudiler, 6’LI MASALARDA Osmanlı tebaası içindeki Selanik Yahudileri ve Ermenilerle birlikte Selanik’te gizli organizasyonlar ve provokasyonlar tertip etmeye başladılar. Bu tertiplerin hayat bulmasını sağlayan ise, devletten zaafiyetler koparan İngilizler…

Balkanlarda bir dizi isyanlar ve yapılanmalar ile, Rusya saldırılarının zeminini hazırladılar.

Kurucu şahısların yaşam izlerine bakıldığında önce 6’lı masalarda çok gizli kuruldukları ve yer altı faaliyetleri içinde oldukları, 1865’de “İttifak-i Hamiyet” ve 1867’de “Yeni Osmanlılar” olarak faaliyetler yürüttükleri görülmektedir.

Özellikle bu ayrılıkçı faaliyetlerin aracı haline getirilen basın yayın; Yahudi masonlarca ve Ermeni ayrılıkçılarla desteklenen, yönetim karşıtı gazete ve neşriyatlar üretti. Bu neşriyatların yazarları, gizli gizli örgütlendi ve provakatif faaliyetler yürüttü.

Bu çerçevede “Yeni Osmanlılar” ve ya “Jön Türkler”, Balkanlardaki azınlık ve doğudaki Ermeni yapılarla 6’LI MASALARDA ittifak kurarak, İttihat ve Terakki” şeklinde ortaya çıktı.

O dönemde dünyanın en zenginlerinden olan Osmanlı Ermenisi petrol baronu Kalust Sarkis Gülbenkiyan ve Mısır prensi mason Mustafa Fazıl Paşa isimlerini ve bütün faaliyetlerinin fikri oluşumunu sağlamak için, Avrupa’da esrarengiz kişi, grup ve örgütlerle ve özellikle Leon Cahun, Armin Herman Vambery, Jean Pietri, Josef Sakakini gibi yahudi mason Fransız ajanları ile bir araya geldiklerini, fikir ve finans destekleri aldıklarını mutlaka not edin.

Bu arada o dönemde İngiliz David Urquhart’in bir gazete yazısında “aslında Osmanlı düzeni mükemmel olmasına rağmen Avrupalıların sürekli parmaklarını sokması ve Türklükten nasibini almamış paşalar yüzünden bu düzen bozulmuştur” sözünü de not edin.

Bu oluşum, Kuleli vakası ve Çırağan vakası ile başlayan provakasyonlar sarmalının tertip edicisidir.

Bu kaotik dönem içinde, yoğun şekilde gazete ve edebiyatı kullanıp, Osmanlı’yı kurtarma ve Türklük söylemleri ile asıl amaçlarını örterek, yönetimde etkin olmaya yöneldi. Bu gaye ile, resmî olarak 1889’da İstanbul’da başka trol şahsiyetlerle İttihat ve Terakki adında siyasi parti hüviyetine dönüştü.

Gizli tutulan asıl kurucularına, trol kurucularının yaşam izleri ve faaliyetleri takibi ile ulaşılan bu örgüt, sonrasında yaptığı faaliyetler üzerinde de derin şüpheler uyandırdı.

Bu günkü FETÖ yapılanması gibi, bir sürü yaldızlı sözlerle, saraya, askeriyeye ve okullara da sızarak iyi niyetli Osmanlı tebaasından taraftar bulmuş ve yayılmış esrarlı bir yapı olarak karşımızdadır.

Özellikle, yaptıkları suikastlerin yanında iftira ve yalanlarını sahte deliller ve yalancı şahitlerle destekleyerek, bir sürü vatan evladının idam ve sürgün fermanlarını onaylattırarak devlet kademelerinin boşalmasına ve yerlerine kendi adamlarını geçirerek paralel bir yapıya dönüştü.

Masonik bir yapı içinde en üstte musevi yahudiler, dönme yahudiler, dönme ermeniler varken, altta vatanın kurtulması ve daha fazla toprak kaybedilmemesi arzusundaki Türkler oldu. Ne yazık ki, bütün hikaye bu saf Türkler üzerinden yazıldı…

Bütün çalışmalarını ve provakasyonlarını Vatanın kurtulması ve Türkçülük idealinin arkasında gizleyerek yapageldi.

Bu arada özellikle o dönemde Türkçülüğü en iyi savunan fikir adamları Yahudi Mason isimlerdi.

Sonunda padişahı tahttan indirecek nüfuza ve güce kavuştu ve 1908’de mason vekillerle meclisi, 1912’de iktidarı ele geçirdi.

1908’de önce padişahı tahttan indirmeye sebep yaratacak bir isyan organize edip, sonra da devletin yanındaymış gibi gözüküp, isyanı bastıran bir güç olarak, iktidarı ele geçirmeyi hedefleyen büyük bir plan tertip etti.

31 Mart vakası ve isyanlarını “gizli bir el” olarak provakasyonlarla organize etti. 1909 da 31 Mart vakası isyanları başlar başlamaz şu işe bakın ki; Selanik’te gönüllülerden oluşturularak hazır bekletilen paralel “hareket ordusu” hemen İstanbul’a yürütüldü, isyanlar bastırıldı. Padişah tahttan indirildi. Yerine getirdikleri padişahı da pasivize ettiler.

Baktığınızda tam bir FETÖ planını görüyorsunuz değil mi?.. Anlatmaya devam edelim…

İttihat ve Terakki, Fransa ve İngiltere’nin, Osmanlı topraklarının parçalanması ve petrol olan topraklarının paylaşılması amacının bir parçası olarak, onların çıkarları doğrultusunda kararlar aldı. Bu arada da Israil’in kurulmasına giden yolu açtı.

Bu yönetim, Fransa ve İngiltere planları doğrultusunda önce devletin kasasını boşalttı, sonra borçlandırdı. Ordu, Balkan savaşları, Trablus ve Filistin savaşları gibi gereksiz savaşlara sokuldu ve teçhizat desteği vermeyerek savaşları kaybetmesine ve yüzbinlerce askerin yitirilmesine sebep oldu.

En son devleti tamamen düşürmek için, Almanya’nın yanında 1. Dünya Savaşına girerek Osmanlı topraklarını hem doğudan hem de batıdan saldırılara açtı.

Ayrıca, Rumlar’la iş birliği yaptı. Ermeni Taşnak ve Hınçaklar ile anlaşarak, seçimlere beraber girip, onların Milletvekili olmasını sağladı.

Bir kıyım projesinin parçası olarak, Türklerin Hiroşima’sı olan, Çanakkale Savaşı’nı organize eden İttihat ve Terakki, 250.000 vatan evladının şehit olmasına neden oldu. Fransa ve İngiltere’nin başlatacağı işgale zemin hazırladı. 

Özellikle, savaşacak yetişkin kalmayınca da 15 yaşını dolduran çocukları savaştırma kararı alıp, o çocukları katlettirdi. Bu konuda İngiliz donanmasının komutanı Winston Churchill’in: “Biz onların çiçeklerini kopardık, bellerini doğrultamazlar” sözü, önceden yapılan bir plan olduğunu göstermektedir.

En son 1918 de Osmanlı Devletinin paylaşım ve işgal belgesi olan Sevr’e giden adım olarak Mondros Mütarekesi ve direnişi organize edebilecek bütün şahsiyetlere bir dizi tutuklama, idam, süikast ve sürgünler yaptı.

20 yıllık “meclis”, 9 yıllık bir “hükümet” süreci içinde 1 milyon civarı vatan evladının kıyımına sebep oldu, sürekli yalan ve iftiralarla padişahı suçladı, kendi yanlışlarının da suçlusu olarak padişahı gösterdi.

Sonra da kendini lav ederek, tekrar yer altına çekildi. Üyelerinin çoğu yurt dışına kaçtı. Yahudi Mason Örgütü, yurt dışındakilerin bir kaçına delil karartma suikasti yaptı.

Yerine gelen hükümet ve sonrasında Atatürk de İttihat ve Terakki’cileri görevden alarak, sürerek ve idam ederek yok etmeye çalışsalar da, bu paralel yapı Mason Örgütü üzerinden mevcut partilere sızarak, hükümetlerde söz sahibi oldular.

Batı Trakya’nın, oniki adaların, Girit’in, Musul ve Kerkük’ün kendi haline bırakılarak kaybedilmesi süreci takip edildiğinde bu izleri görüyoruz.

1935’te Atatürk tarafından kapatılan Yahudi Mason Örgütü, bütün mal varlığını CHP ye hibe ederek, yeraltına çekildi ve daha sonra İsmet İnönü tarafından tekrar açıldı.

Ayrıca İttihat ve Terakki Partisinin vatana ihanetlerini gizleyerek ve bütün tarihi delilleri karartarak, mensuplarının son derece iyi niyetli, vatanperver ve Türkçü olduklarını ders kitaplarında Türklere aşılamaya ve aklamaya çalışan bir CHP’ye dikkatinizi çekerim.

Bu dönemde de yine İttihat Terakki üyesi olup da Atatürk’ün ölümünden sonra CHP’den iki dönem Niğde milletvekili olan yahudi mason Avram Galanti’d, CHP’nin ittihat ve terakki çizgisinde kalması, masonların ve ayrılıkçı Ermenilerin parti içinde sayılarının artması ve kuşaktan kuşağa yönetimi ellerinde tutmak için faaliyetler yaptı.

Hatta bir dönem Mason Örgütü üyeliğinin bakan olmak için önemli bir kriter olduğunu not edelim. Nitekim bu gün de CHP yi gizli eller yönetmektedir.

FETÖ de ayni zihniyetin devamı olmuştur. Bu gün de, diğer partilerde ve ekonomik sistemde örgütlenme ve nüfuz çalışmaları devam etmektedir.

“Oy onbeşli onbeşli” ağıtı yazdırıp bu milleti ağlatan CHP güruhu, sonra da o ağıtı oynak bir türküye çevirip bu milleti çifte telli oynattı.

HDP’nin de, Kürt hakları üzerinden söylemler geliştirirken, aslında bir Ermeni Taşnak komite yapılanması olduğu açıktır. Ancak dikkatinizi çekerim ki, Avrupa’da olsa hemen kapatılıp, cezalandırılacak olan, TBMM’de milletvekili olmaları, maddi destek ve maaş almaları ve devletin bir şey yapamama “zaafiyetinde” olması nedeni ile, siyaset sahnesine dikkatli bakmamızı ve bir ITTIHAT VE TERAKKİ aramamızı gerektiriyor.

DİKKAT! “6’LI MASA”…

Mustafa ÇAKMAKCI

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593