Bugün herhangi bir sey ögrenmek için arama çubuguna yazmamiz yeterli. Insan kendini gelistirmeyi kafasina taktiysa, internet üzerinden ögrenemeyecegi hiçbir sey yok.
Insanlik tarihinde bilgiye erisimin bu denli kolaylastigi hiçbir dönem olmadi ve bundan sonra da bu gerçegin katlanarak büyüyecegine eminim. Bu muazzam bir sey! Çünkü güç esittir bir konuda ne kadar derin bilgiye sahip oldugumuz! Bundan yüzyillar öncesini saraylarin en kiymetli odalarindan biri süphesiz kütüphanelerdi. Kitaplar oldukça nadir ve degerli seylerdi.
Bugünün bilgi dünyasinin bir taraftan da dikkatimizi dagitmamasi gerektigi gerçegini de göz önünde bulundurmamiz gerek. Bir zamanlar az olan bilgi bugün bol. Öyle ki bilgi içinde boguluyoruz. Okunacak kitaplar, takip edilecek bloglar ve izlenesi videolar öyle çok ki; bir insanin tüm bu içerigin hakkini verebilmesi için sinirsiz yasami olmasi gerek.
Bir taraftan zorlayici olan bu gerçek, yeni yeteneklere sahip olmamiz gerektiginin sinyallerini veriyor. Buna “Elimizdeki bilgiyi ayristirma, kendimiz için faydali olanlara önem verme, gereksiz olanlari görmez gelme ve derin odaklanabilme” yetenegi diyebiliriz. 21. yüzyilin en degerli becerilerinden birinin “insanin zaman ve dikkatini kendi yararina kullanabilmesi” oldugunu düsünüyorum.
Bir insanin “dikkatinin dagitilamaz olmasi” muhtesem bir yetkinliktir. Dikkat edin “dagitilamaz” diyorum çünkü sürekli önümüzde beliren ve “tikla” diye bagiran bir reklamin cazibesiyle kendimizi önümüzdeki yaziyi okumaya devam etmek yerine, bir anda bir alisveris sitesinde ayakkabi bakarken bulabiliyoruz.
Çogu insan, oldukça yogun bir is mesaisi olsa da kendini sikilmis, yalniz ya da bunalmis hissettiginde sosyal medyada ekran kaydirmaya baslar. Bu da tabi ki birçok gereksiz bilginin zihnimize sizip yer isgal etmesine sebep oluyor. Ya da 5 dakika için girdigimiz uygulamada fark etmeden 35 dakika geçirmemize!
Hiçbirimiz zaman fakiri degiliz. Konu zaman degil, konu öncelikler meselesi. Konu zamani nasil kullandigimiz meselesi. Ve konu; kendimiz için gelistirici, ilerletici ve ilham verici içeriklere daha fazla odaklanma meselesi.
Yoksa bu sinirsiz içerikler dünyasi tüm dikkatimizi silip sürerek çogumuzu üretkenlikten git gide uzaklastiracak.
