ARİF TAKICI


Acelecilik

Güncel


Acelecilik sonucu çeşitli sorunlara uzanan klinik bir haldir. Acelecilikte de bizim üstümüze yoktur. 

Aceleciliğin sonucu gelişen sorunlar saymakla bitmez. Bu durum bazen ekonomik kayba ve işini kaybetmeye, bazen kalp kırmaya, münakaşa etmeye, kavgaya, cinayet işlemeye ya da hayatını kaybetmeye varan sonuçlara sebebiyet verebilir. 

Duygu düşünce ve davranışlarında sabırsızlık gösteren insanlara günlük hayatımızda her yerde rastlıyoruz. Bu kimseler hep acele ederler. Düşünmeden kanaatlerini belirtirler ve bu yüzden çoğu kez hata yaparlar. Bu tip insanlar sizi dinler gibi görünürler ama aslında verecekleri cevabı düşünürler. 

Aceleciler giyimlerinde, yeme içmelerinde, yürüyüşlerinde konuşmalarında, düşüncelerinde hep sabırsız davranırlar… Bu yüzdende sürekli göze batarlar ve bu davranışları sosyal hayatın içerisinde daima sırıtır. 

Sabırsızlık ve acelecilik, içinde yaşanılan zamandan ve kendinden kaçıştır aslında. Çünkü sabırsız insanın içerisinde huzur ve sükûnet diptedir… Bu durum ise acelecilik davranışsalına tavan yaptırır. 

Acelecilik içindeki huzursuz sıkıntılı durumdan ve zamandan bir kaçıştır aslında. 

Aceleci kendi içindeki sıkıntılı durumdan bir an evvel kurtulmak ister, dolayısıyla rahata erme eğiliminin bir belirtisidir acelecilik 

Sağduyuyla değil, dürtülerin etkisiyle hareket etmek aceleciliğin ortaya çıkışında etkili olur. 

Acelecilik stres kaynağı olur. Kişi kendinden hep daha çok şeyler bekler. 

Artan beklentiler her zaman mantıklı olmaz ve hayal kırıklıklarına çöküntülere yol açar. 

Aceleciliğin olduğu birey ve toplumlarda cehalet öne çıkar. Aceleci insanlar bir konfora ulaşmak ve kendilerini göstermek için bilgisizce hareket ederler. 

Aslında acelecilik psikolojik davranış bozuklukları arasında gösterilir. Günümüzde dörtnala ve acele gidişatına koşan acelecilerin gerilimi, zaman sıkışıklığı duygusudur. 

Tek düşünceleri daha atik davranmak, sınırlı zamana en çok işi sığdırmaktır. 

Hipokrat’a göre aceleci insanın yaradılıştaki özelliklerinden birisi çabuk kızmak, atak ve heyecanlı olmalarıdır. Sıklıkla yersiz kararlar verirler. 

Bununla birlikte her insanda az ya da çok aceleciliğin bulunduğunu, insanın doğasında  böyle bir eğilimin var olduğunu da söylemeliyiz. Ancak her insanda olabilecek doğal acelecilik makul sınırlarda olduğunda normaldir. 

Aslında acelecilik gibi çeşitli eğilimler yaradılıştan verilmiştir, ancak insan bunları kontrol edebilme kabiliyetiyle de donatılmıştır. 

 Genellikle kontrolsüz ve sonuçlarını düşünmeden hareket eden aceleciler finalde hep hüsran yaşarlar. Şayet ülkemizde aceleci insanların sayısı şimdi olduğundan daha az olaydı, inanın hapishanelerdeki mahkûmların sayısı da bu nispette daha az olacaktı… Boşanma davalarının sayısı, anne babaya asi gelenlerin,  kavgaların, arazi anlaşmazlıkların,  trafik kazalarının sayısı,  velhasıl cinayetlerin sayısı da daha az olacaktı. 

Aceleciliğin azalması için kuşkusuz her insana bir psikiyatrist, psikolog görevlendirilemez, ama eğitimle azaltılabilir. Şimdi siz benim yazımı acele etmeden lütfen bir daha okuyunuz. 

Geçmiş bayramınızı en kalbi duygularımla tebrik eder, nice güzel bayramlara kavuşmanız temennisiyle huzur ve saadetler dilerim. 

Abdurrahman Kasapoğlu ve Cem Sancar’ın bilgilerinden yararlandım 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593