Ahlak çökerse ekonomi de, hukuk da çöker. Dolayisiyla Ahlak çökerse Devlet çöker.
Ekonomik, siyasi ve kültürel manadaki gelismeler ve degismeler toplumu acayip bir hale sokuyor.
Ahlaksizligi, utanmazligi, arsizligi kabul edip, efendiligi, ahlakli ve namuslu olmayi, insan gibi davranmayi küçümseyen anlayislar neticesinde yasanan toplumsal metamorfoz (degisim baskalasim), degerler anlaminda giderek toplumsal yikima dogru kosar adim gidiyoruz.
Akliselim, sagduyulu, izanli, insafli ve mantiki düsünme yerine anlik coskulara, hazlara, öfkelere dayali, kisisel cehaletin kutsandigi ve giderek toplumsal bir cehalete evrildigi bir yozluk her yeri kapliyor.
Ülkemde yasanan ahlaksizlik ve benzer olaylari basindan ya da sosyal medyadan izlenildigi üzere bölgemiz adina da son günlerde sürekli yayinlanan bir TV deki olay ise en hafif tabiriyle ahlakin sükut etmesi olarak adlandirilabilir herhalde.
Lakin günden güne bir yozlasma var en büyük örnegi geçtigimiz günlerde ATV de yayimlanan bir program da tarafimca izlenmese de izleyenler tarafindan duydugum ve bilgilendirildigim hatta arandigim üzere soyadi benzerligi disinda uzak yakin herhangi bir bag olmayan bu olaydan son derece üzgün ve utanç duydugumu belirtmek istiyorum.
Bir toplumun kaliteli bir toplum oldugunun ana dinamigi o toplumun her bir ferdinin dünyaya gelmesine, yetismesine, hayati ögrenmesine birincil derecede etkisi olan kadindir!
2. Dünya savasinda Hitler kendisine yeni aldiklari ülkelerde ilk olarak neyi yapmamizi önerirsiniz diye sual eden komutanlarina söyle cevap verir: “ Fethettiginiz ülkelerde kadinlari bozun. Kadini bozulan bir toplumun ayakta kalmasi, kendi öz kültürünü korumasi asla mümkün degildir,” der.
Bu yüzden denir ya; bir erkegi egitmek bir insan egitmektir. Bir kadini egitmek bir toplumu egitmektir!
Bu tür ahlak bozucu, insani degerlerimizi etkileyen yayinlara müdahale edilmelidir. Basta RÜTÜK olmak üzere Aile bakanligi, Adalet bakanligi ve Iç isleri bakanligini göreve davet ediyorum.
Sikayet ederiz, hayiflaniriz, bas kaldiririz, bozulan ahlaki yapiya ve tarihimizde ilk kez evlilik oranini geçen bosanma rakamlarina fakat altinda yatan spesifik hallerin pesine düsmez, irdelemez, ya da üstünü örteriz.
TV kanalindaki bir programda, evli dört torun sahibi bir kadin, kocasi ve sevgilisi ile ayni anda canli yayinda 83 milyonun önünde utanç verici, ahlaksizligin en üst safhasinda büyük bir mutluluk yasiyorcasina yayinlaniyor reyting rekoru kiriyor. Arsiz gülüsmelerine sükür(!) ifadeleri eslik ediyor! Insanlari hayra tesvik eden ve yönlendiren, hadi onu da geçtik en azindan serden men etmeyi amaçlayan tek bir tane bile yapimin olmadigi bu ve benzeri kanallari izleyen insanlar, belki bile isteye belki de farkinda bile olmadan ahlaki bir yozlasmaya ugruyor. Yasak aski, zinayi, dalavere çevirmeyi, dedikodu yapmayi, fitne çikarmayi, bozgunculuk yapmayi, her türden ahlaksizligi reyting ve reklam kazanci ugruna bu topluma reva görenler kadar, bu rezilliklerden rahatsiz dahi olmayan “alicilar” da sorumludur bu tablodan.
Her gün bu yozlasma devam ediyor ve bu bulasici bir hastalik gibi parti farki, din farki, cinsiyet farki ayirt etmeksizin bireyler kimlik bunalimi ve ahlaki yozlasma içerisinde. Ahlaki çöküntü için en büyük saldiri cinsellik alanindan oluyor malum. Gerek medya vasitasiyla mesaj pompalama, gerekse evlenmeyi zorlastirma meseleleri yüzünden bu yönde bir çöküntü var ve caydirmayan cezalar yüzünden çökme devam ediyor.
Lakin çöküs türü gerek hormonal, gerekse parasal meselelerden olsun, ya da empati, anlayis eksikliginden olsun devam ediyor ve ana damar aslinda ekonomi. Insanlarin aç gözlülügü ahlaki yozlasmayi devam ettiriyor. Modernist düzen insanlari birbirine düsürüyor ve adina çagdaslik diyor, bilim diyor. Halbuki maneviyat ölüyor ahlak ölüyor. Teknoloji ve medya da çanak tutmaya devam ediyor.
Toplum; ekonomideki, siyasetteki, toplumsal iliskilerdeki çöküs seviyesine dogru ilerleyen bozulmalari tolere edebilir belki, ancak ahlaki ve insani bir çöküsten kendimizi ve bu ülkeyi nasil kurtaracagiz? Manzaralara bakinca isimizin çok zor oldugu görülmekte…
Ahlak, namus, erdemli olmak, baskasinin canina, malina, irzina, hayatina kast etmeyenler degil de, kafasina göre hareket edenler, kul hakkini ve ahlaki gözetmeyenler daha cüretkar görünüyor artik. Namuslularin sesi çikmaz oldukça ortalik daha da kaotik bir hal aliyor, yasanmaz oluyor.
Hayatim boyunca duyarli bir vatandas olmaya çalisiyorum.
Dogup büyüdügüm memleketimde ve icra ettigim üniversite teknik egitim aldigim Tekniker ünvanina sahip biri olarak gördügüm aksakliklari, eksiklikleri basin açiklamalarimla haber olarak ya sosyal medyada paylasiyor ya da köseme yaziyorum ki Ilgili ve sorumlulara ulassin diye.. Tespitlerim kisisel olmaktan öte toplumsal olaylardir çünkü.
Ülkemizde hukuki güvenligin, hizli, adil, bagimsiz ve tarafsiz bir yarginin ve güçlü bir savunmanin gerçeklesmesi için, toplumdaki her kesimin emek, çaba, özveri ve inancina ihtiyacimiz bulunmaktadir.
Ahlak ve maneviyat bunun için önemlidir. Bunlari tamamen yitirdigimizde elimizdeki atesli silahlar bir demir yiginindan farksiz olacaktir. Yüksek binalarimiz, güçlü silahlarimiz var olabilir fakat maneviyatimiz antik harabeden hallice olmussa o zaman iste çok geç olacaktir. Sonra baska baska milletler gelip size yeni ahlaklar sunarlar siz de kaynar gidersiniz çünkü kendi ahlakiniz kalmamis olur.
Bir ülke teknolojik basarilarla hangi sahikaya ulasirsa ulassin, ahlaki çökerse, temiz aile yasami biterse varacagi tek nokta uçurumdan asagiya yuvarlanmaktir... Ahlak çökerse ekonomi de, hukuk da çöker. Dolayisiyla Ahlak çökerse Devlet çöker.
Kalitesi bozulan her seyin bir alternatifi, bir çaresi vardir lakin kalitesi bozulan insansa, bunun telafisi çok zordur..
Devletimizi yönetenler, stk’lar, yazarlar, çizerler, akademisyenler bir an evvel siyaseti bas konu malzememiz yapmayi birakip, her geçen gün daha hizli bozulan insana, aile yapimiza, ahlaka egilip, analitik düsünce ve eylemlerle inisiyatif almak zorundayiz.. Kaybimiz büyüktür...
Asil beka sorunu bizi biz yapan degerlerimizden süratle uzaklasmamizdir zira...
Hans ve Tom gibi yasadiktan sonra adin Türk Milleti kalmis hiç bir kiymeti yoktur..
Ahlakini, kendi özünü kaybetmis bir millet baska toplumlarin kültürel istilasina maruz kalmaktan kendisini asla kurtaramaz…