ARİF TAKICI


Amerika Türkiye İle Neden Uğraşıyor

Güncel


Mustafa Kemalin döneminde Amerika henüz dünya jandarmalığına soyunmamıştı. Mustafa Kemal o tarihlerde Dünya Liderliğini kabul ettirmiş, Cumhuriyeti kurduktan sonra yaptığı atılımlarla hayatını kaybettiği 1938 yılına kadar başlattığı sanayi hamleleriyle ülkeyi kalkınan ülkeler sınıfına sokmuş,  kendi uçağını bile üreten ülke haline getirmişti.  

Yine Mustafa Kemal Emperyalist ülkelere taviz vermediği gibi, mazlum ülkelerinde rol modeli ve hamisi olmuştu.  

Amerika o devirde Emperyalizmin sömürü düzeninin henüz acemisiydi. O zamanlar dünyayı sömürenler, üzerinde güneş batmayan ülke diye nitelenen İngiltere ile bazı Avrupa ülkelereydi. 

Amerika gücü olmasına rağmen, sömürmekte İngiltere’nin çırağı konumundaydı. 

Birinci dünya savaşının rövanşı olan ikinci dünya savaşından sonra İngiltere’den sömürü dersi almaya başlayan Amerika, İkinci dünya savaşı ve savaş sonrası dünya sahnesinde bende varım dedi, sanayileşme ile birlikte dünyanın jandarmalığına soyundu, doları hâkim kıldı, Amerika derin devletini, Siyonizm ve Yahudi sermayesini arkasına alarak dünya sömürge düzeninin baş aktörü oldu. 

Amerika kurduğu bu sömürge aparatlarıyla dünya silah sanayinin en ileri gelen ülkesi oldu… Bu silahları satmak için ise sürekli savaşacak bölgeler buldu. Tabi bu sanayinin çarkı petrolle döndüğü için, petrol bölgelerine çöktü, o bölgelere sahip olmak için ise bahaneler bulup o bölgelerde sorunlar, savaşlar çıkartarak o bölgelere çöktü. 

Mustafa Kemalden sonra Milli Şef diye anılan İsmet İnönü İkinci Dünya savaşıyla karşılaşınca önce tarafsız kalma politikası sündürmekle birlikte, sonra İttihat ve Terakki ruhu öne çıktığı için Almanlarla gizlice anlaşarak onlara yardım etmeyi tercih etti. 

İnönü’nün gizlice Almanya’ya gönderdiği subaylar Hitlerin Nazi subaylarıyla görüşmeler yaptı. 

Bu görüşme ile varılan işbirliği ile Karsta Alman subaylarının eğittiği iyi Rusça bilen 200 tane Kazan, Azeri. Özbek, Tatar, Kırgız Türkleri Paraşütle Rusya’nın iç bölgelerine atılarak hem istihbarat çalışmaları yaptılar, hem de Rus garnizonlarına sabotajlar düzenlediler.  

Fakat bu durumu öğrenen Stalin İnönü’ye racon kesmeye kalktı, boğazlarda ve Kars- Ardahan’da gözü olduğunu açık etti. Bu durumdan büyük kaygı duyan İnönü’de dünyanın en güçlü ülkesi kabul ettiği Amerika ile yakınlaşmaya çalıştı. 

Amerika Truman doktrini diye bilinen sözleşmelerle İnönü’yü, daha doğrusu Türkiye’yi kendine bağladı, ülkemizin tüm organlarında hâkim duruma geldi. Genel Kurmayda, MİT’te, velhasıl devlerin tüm organlarında Amerikalı danışmalar ülkenin tüm hücrelerine hâkim oldular. 

Eski MİT müsteşarı Fuat Doğulu paşa, ben CIA’mın memuruyum itirafıyla Amerika’nın içimize ne kadar nüfuz ettiğini açık etti. 

Bu olay, Ülkemizin sanayide neden kalkınamadığının da hazin hikâyesidir… Bu hikâyenin baş aktörü de İnönü’dür. 

İnönü Amerika’ya güvenmiş olanın pişmanlığını 1964 yılandaki Kıbrıs olaylarında adaya çıkarma yapmaya kalkışmasının karşısında, Amerika’nın Johnson mektubuyla benim verdiğim silahları Kıbrıs’ta kullanamasın tehdidiyle karşılaşınca yaşadı. Ne yazık ki iş işten geçmişti, Amerika da devletin tüm organlarına yerleşmişti… Tıpkı İttihat ve terakki politikalarıyla Alman subaylarının Osmanlının kalbinde, başkentinde yerleşti gibi. 

Şu ana gelince, Avrupa ve Amerika’nın başta PKK’ya verdiği destek olmak üzere ülkemiz aleyhine yaptıkları faaliyetler, ülkemizin silkinip kendine gelmeye çalışmasıyla ilgilidir.  

Allah ülkemizi, Ordumuzu, Mehmetçiğimizi onların ve işbirlikçileri tüm hainlerin şerrinden korusun 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593