ARİF TAKICI


Azgın İhtiraslar


Hani der ya yunus: Mevla verince azma, geri alınca kızma, tüten ocağı bozma, kulu incitme gönül.

Günümüzde Yunus’un, Peygamberlerin, Allah’ın mesajını duymazdan gelen ihtiras rüzgârına kapılmış nefisler, insani tüm değerleri yok ediyor. Bu yok ediş insandan başka hiçbir canlı tarafından yapılmıyor… Çünkü yeryüzünde en şerefli, ama nefsin girdabına girince ise en korkunç canlı varlık insandır. 

Yok, Dünya’da yaşayan insanların en az bir milyarının yatağa aç girdiğinden,  yaptığımız israfları kısarsak milyonlarca insanın açlık dramının azalabileceğinden bu yazımda bahsetmeyeceğim.

Bahsetmek istediğim… Doyumsuz ruhların tatmin için akla hayale gelmedik işlere tevessül etmeleridir.

Belki kiminiz hatırlayacaktır… Bir zamanlar her haltı karıştırmaktan bıkan ve bu yüzden de manyakça yeni maceralar arayan adrenalin tutkunu bazı Avrupalılar Brezilya’daki balta ve de medeniyet girmemiş amazon ormanlarındaki yerliler üzerinde sürek avı yapıyorlardı… Olur, mu öyle şey demeyin, oluyordu. 

Her şeyi yapıp artık tatmin malzemesi tükenmiş zenginler bir turizm acentesi aracılığı ile bahsettiğim insan avına çıkıp insan öldürüyorlardı.

Daha sonra olay duyulunca büyük skandal çıktı, tabi malum sakat ruhlu avcılar zengin oldukları için de olay kapandı gitti. 

Şimdi adrenalin tutkunu zenginler için artık başka, biraz daha yumuşatılmış özel tatiller organize ediliyor. 

Nasıl mı? Dünyanın dört tarafında yaşayan zenginler için yeni trend hayatta kalma çabasını süsleyen tehlikeli seyahatlerle programlanmış tatiller:    Mesela bunlardan bazıları: Kosta Rika’da milyonlarca dolara mal olan deniz altıyla uzmanlar eşliğinde denizin altında seyahat etmek… Rusya’ya bağlı Kamçatka yarımadasında köpeklerin çektiği kızakla gezinmek, bulunduğu bölgede dayanılmaz soğukta ısıtmalı çadırda vakit geçirip vahşi doğada birkaç gün geçirmek… Nikaragua’da bulunan yanardağ eteklerinde sevdiği içecek elinde yanardağın vahşet ve tehlikesinin korkunçluğunu görerek vakit geçirmek… Ortadoğu’da Avrupalı milyarderler için başka bir heyecan sunulmaktadır: milyarderlerden oluşan gruplar çölün ortasında içeceksiz bırakılıyor ve sonra müşterilerini tarif edilen noktada beklediklerini söylüyorlar. Tüm günü kızgın güneş altında gezinerek geçirip kendine işkence çektirip yürüyerek geçiren milyarderler, daha sonra çadırda sevdikleri içeceklerle turizm görevlileri tarafından karşılanıyorlar, böylece çok mutlu oluyorlar. 

Hâlbuki bu zavallılar biraz olsun birilerine iyilik etmenin beyinde mutluluk hormonunu artırdığını düşünebilselerdi, mutlu olmak için kızgın çöl sıcağının altında saatlerce haşlanmanın salaklığını yaşamamış olurlardı.

Tabi başka milyarderlerde Afrika’da safariye çıkıp yıllarca vahşi doğadaki hayvanları öldürmekten zevk aldılar, başta filler olmak üzere kıtadaki hayvanların sayılarını azalttılar, hatta nesillerinin yok olması tehlikesine sebebiyet verdiler.

Şimdi,  özel hayattır… Bize ne diye düşünenler de olabilir… Öyle de,  özel hayatın bile evrensel olarak kabul görmüş ortak insani değerleri barındırması lazım değil mi?

Bizim zenginlerin bir kısmı da Kıbrıs ya da Gürcistan’a kumar oynamaya gidip servetlerini yitirmiş ligin girdabında aile facialarına yol açmaktalar. 

Japonya’da eşlerin bir süreliğine ayrı yaşayıp sonra bir araya gelme modası başladı.

Diğer taraftan bazı ülkelerde hapis hayatı yaşamak isteyen insanlar için özel hapishaneler hizmet veriyor… Yani veriyorsun parayı, yaptığın anlaşma kadar hapis yatıyorsun.

Ne diyelim… Allah insanlığı hidayete erdirsin.

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593