İhsan Akbulut


Dalgaların Hatırlattığı Gelenek: Mayıs Yedisi (20 Mayıs)


Karadeniz’in coşkun dalgaları ve yemyeşil doğasıyla özdeşleşen geleneklerden biri olan “Mayıs Yedisi”, Ordu, Giresun ve Trabzon başta olmak üzere Doğu Karadeniz’in pek çok köşesinde yaşayan köklü bir kültürel mirastır. Halk arasında “Su Bayramı” veya “Deniz Bayramı” olarak da bilinen bu kutlama, denizle kurulan güçlü bağın, doğaya duyulan sevginin ve toplumsal dayanışmanın sembolüdür.

Bu bayramın kökeni, Osmanlı döneminde yaygın olarak kullanılan Rumi takvime dayanır. Rumi takvimde 7 Mayıs’a denk gelen bu tarih, Miladi takvimde 20 Mayıs’a karşılık gelir. Bu nedenle, bölgenin farklı yerlerinde tarihsel farklılıklar olsa da, Mayıs Yedisi’nin ruhu, denizle buluşmanın ve baharın gelişini kutlamanın evrensel coşkusunu taşır. Özellikle Ünye ve çevresinde, bu günlerde deniz kenarına inilip dualar edilmesi, denizin arındırıcı gücünden şifa bulunması, 7 dalga geçerek dilekler dilenmesi gibi ritüeller sıkça görülür.

Hızır ve İlyas’ın, mitolojik anlatılara göre bir su kenarında buluştuğu ve dünyaya bereket getirdiğine inanılan bu tarih, insanla doğa arasındaki kadim bağın en renkli sembollerinden biridir. Ancak bu eski ritüel, modern dünyanın hızlı temposunda giderek unutulmaya yüz tutmuş, hatta bazen yanlış anlaşılmış bir gelenek haline gelmiştir.

Bu gelenek, sadece denize girmekten ibaret değildir; aynı zamanda toplumsal hafızanın ve kuşaklararası bağların canlı tutulduğu, geçmişin bilgeliğinin gençlere aktarıldığı bir kültürel köprüdür. Eskiden büyüklerimiz, Mayıs Yedisi sabahı denize girerken fısıldanan dileklerin, suyun berraklığı kadar saf ve net olması gerektiğini anlatırdı. Her dalga, hayatın zorluklarına karşı direnç ve umut taşıyan bir mesajdı. Bugün ise bu mesaj, büyük şehirlerin yoğunluğu arasında kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu nedenle, sadece yerel yönetimlerin değil, aynı zamanda kültürel miras koruma derneklerinin, üniversitelerin, gençlik topluluklarının ve yerel halkın da Mayıs Yedisi gibi kültürel değerleri yaşatmak için ortak çalışmalar yapması büyük önem taşır. Bu grupların desteği olmadan, böylesi köklü geleneklerin gelecek kuşaklara aktarılması zor olacaktır.

Belki de bu Mayıs Yedisi’nde, sahile inerken sadece denize değil, geçmişe, doğaya ve toplumsal bağlara da dokunmanın, suyun berraklığında geçmişin izlerini aramanın tam zamanıdır. Çünkü gelenekler, yalnızca bir şenlik değil, aynı zamanda kim olduğumuzu hatırlatan sessiz rehberlerdir.

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593