EREN TOKGÖZ


Deniz salyası


Günümüzün konularindan en önemlilerinden birisi de Marmara denizini saran deniz salyasi. Bilim insanlarinin  konu ile ilgili açilamalari WhatApp, Instagram dan sonra gazete sayfalari ve Televizyon ekranlarinda yerlerini aldilar.  Prf. Dr. Cemal Saydam’in  ve  Hidrobiyolog   ve ayni zamanda “Marmara çevresel izleme projesi “ yöneticisi  olan Levent Artüz’ün  açiklamalariyla Marmara’daki vahim durumun ciddiyetini ortaya koyuyorlar. Marmara’da ki kirlilikle ilgili vahim durumdan sonra  Ünye sahilleri için; 05/06/2007, 26/09/2007 ve 23/09/2019 tarihlerinde yazdigim yazilarimin belli bölümleri alarak konunun Ünye ile baglantisini gündemde tutmak istiyorum.

Konu ile ilgili, eski yazilarimda Proje yapim yöntemi ana hatlarini vererek özellikle; *iki boyutlu dalga ve hidrodinamik deneyler, *Otrifikasyon tespiti, *sediment tasinmasi ve benzer konular üzerine dikkat çekmistim. Bozusmayi baslatan etkenlerden; *yogunlukla yasanan kiyilarin bilinçsizce doldurulmasi, *düzensiz ve bilinçsiz yapilasmalar, *endüstriyel tesislerin olumsuz etkileri olarak siralamistim. Içerigi yakin olmakla birlikte 23/8/2019 tarihli yazimda; Karadeniz gibi kapali denizlere kolaycilik ilkesi ile verilen atiklar ve atik sular, bilim gerekleri göz ardi edilerek yapilan kiyi yapilari nedeni ile engellenen sediment  (çökel ve tortu) tasinmasi ve olumsuz sonuçlari, deniz yüzeyinin temizligi, fotosentez, sulardaki oksijen azalmasi  ve kötü koku sülfür olusma detaylarini, 100 yil çay bahçesinin hormonal  büyümesi,  kutu menfezlerin daima denize uzatilmasi, eski kayik çekek yerine yapilan bilim ve akildan uzak  ve inatlasan bir ruh haliyle yapilan dolgu sonrasi (zamanin Belediye Baskani Ticaret Odasi Baskanina verdigi sözü de tutmamisti) denizin Ünye’den uzaklasacagi ve büyük kumluklar olusacagini denizin siglasacagini  gibi endiseleri ortaya koyarak açiklanmaya çalistim.                                                                                                                                            O   O devrin  keskin kiliçlarindan bir meslekdasim  dolgu için; “ sahile girinti çikinti konsepti” kazandiriyoruz demisti… Ne girinti kaldi ne çikinti.  Simdilerde ne düsünüyor acaba !

Yukarida belirtilen yazilarimda kaygi ile belirttigim tehlikeler çogunlukla gerçeklesti. Marmara denizinde ki  olumsuzluklarin  Karadeniz de görülmesi de yakin bir gelecek gibi. Ünye kiyilarinda yosun ölüsü ve çürük yumurta kokusunu (sülfür) zaman  zaman yasadik yasayacagiz da.   Yil 2021 su gibi  akip  geçen 14 yil sonunda bütün endiseler gerçek oldu. Deniz kum taramasi yapilmasina ilave olarak  Belediye ihtiyaci kum bu bölgeden alinarak deniz yol doldu kayalarina kadar gelmelidir. Ünye denizin koynuna kavusmalidir.  Kiyilardan yararlanmada öncelikle kamu yarari gözetilmelidir.

Yürürlüge giris tarihi 1994 yili olan  “1982 Birlesmis Milletler  Deniz hukuku” Sözlesmesinde yer alan Denizlerin korunmasi ve muhafazasi  ile alakali hükümler baglayicidir ve uyulmasi zorunludur. 06/06/2021

Dört nala gelip uzak Asya’dan

Akdenize bir kisrak basi gibi uzanan

Bu memleket bizim! ”          N.H.Ran

 

 

Ilgili eski yazilar

·         Ünyede büyük tehlike

·         Deniz’in koynunda

 

 

Ünye’de büyük tehlike!

            Hayatiyetini devam ettirmek isteyen tüm canlilar için gerekli kaynaklar zaman içinde yok olmakta ve azalmaktadir. Hizli nüfus artisinin neden oldugu plansiz ve programsizlik, tahribatin birinci sebebidir.  Zengin bir potansiyele sahip kiyilarimiz da bu tahribattan, bozulmadan nasibini almaktadir.  Kiyi alanlarinda bozulmayi baslatan etkenleri:

·         Karadeniz'de yogun biçimde yasanan kiyilarin doldurulmasi sureti ile 

geçirilen karayollari

·         Düzensiz ve Plansiz  her türdeki yapilasmalar

·         Endüstriyel tesisler olarak sayabiliriz.

 

Yerlesimlerde dogal kapasiteleri zorlamadan sürdürülebilir,  çevreye duyarli planlama yönetimlerinin uygulanmasi gerekir. Kiyilardan yararlanmada öncelikle kamu yararinin gözetilmesi sarttir. Kiyilar günümüze kadar daima cazibe merkezi olmustur. Bu nedenle bütün ülkeler kiyilarin dogal halini bozmadan muhafaza etmek için yaris halindeler.

Doga medeniyet tarafindan her yanindan saldiriya ugramis durumda. Medeniyet tarafindan dogaya yapilan her saldiri, insanoglunu yasamasi gereken uyumlu ortamdan yoksun birakmaktadir. Insanlarin deniz kiyisinda oturmalari en tabi haklaridir. Kiyilarimiz da dogal kaynaklarimizdir. Yapilacak düzenlemeler millet bahçesi özelliginde olmalidir. Insanlar, o hizmetten yararlanmak için herhangi bir sekilde zorlanmamali ve bir bedel ödememelidirler.

Özellikle, denizin bilinçsiz bir sekilde doldurulmasi ekolojik dengeyi alt üst etmektedir. 1994 yilinda yürürlüge giren 1982 Birlesmis Milletler Deniz Hukuku Sözlesmesinde  (BMDHS) yer alan Denizlerin Korunmasi ve Muhafazasi ile ilgili hükümlerle Devletlere yapilmasi zorunlu isler yüklenmistir.

Karadeniz gibi kapali denizlerde bu güne kadar kontrolsüz olarak verilen atik sular günümüzün ciddi problemlerinin ilk siralarindadir. Bazi turizm yörelerimizde de acil önlem planlarinin uygulanmasina neden teskil etmislerdir.

Karadeniz otoyolu nedeniyle Orta ve Dogu Karadeniz kiyilarinda yapilmis olan kiyi yapilarinin sayilari epeyce fazladir ve bazilari rasgele bir sekilde yapilmistir. Yapilan bu geçirimsiz Mahmuzlar, sediman (çökel, tortu) tasinmasini tamamen engelleyerek kiyida kum birikimine neden olurlar. Karadeniz otoyolunun kullanim amaci da kum birikimini saglayarak plaj alanlari olusturmaktir.

            -Denizlerdeki hayatiyetin verimi ve sürekliligi, sudaki oksijen ve isi miktari ile su sicakligina baglidir. Sudaki oksijenin büyük bir çogunlugu atmosferden alinir. Atmosferdeki oksijen deniz suyundaki oksijenden fazla oldugu için atmosferdeki oksijen yavas  yavas deniz suyu içinde çözülür. Akintilar vasitasi ile deniz derinliklerine dagilir. Bu alisverisin oldugu yer deniz yüzeyidir.

            -Denizlerde fotosentez için en önemli öge günes isigidir. Günes isiginin önüne ne kadar az engel çikarsa, günes isigi o kadar daha derine iner. Deniz yüzeyi ne kadar berrak ise günes isigi o kadar derin bölgeye ulasir.

            -Deniz suyu sicakligi da eko-denge açisindan önemli bir unsurdur. Deniz suyu isisini hem günes isigindan, hem de atmosferden alir. Atmosfer ile temasda olan deniz yüzeyi atmosferin isisini emer. Bu isi alisverisi  deniz yüzeyinin ilk milimetrelerindeki temizlik ile orantilidir.

            -Aritilmadan denize dökülen kanalizasyon sulari organik madde içerir, bu maddeler bakteriler tarafindan kusatilarak inorganik bilesikler haline dönüsürler. Bu islem sirasinda sudaki mevcut oksijen kullanilir. Suda ne kadar organik madde varsa,  bakterilerin sayisi da o kadar artar, dolayisiyla sudaki oksijen miktari da  o kadar azalir. Oksijenin olmadigi bölgelerde yasayabilen tek canli Anaerobik bakterilerdir. Bu bakteriler sülfit ürettikleri için çok kötü kokuya neden olurlar.

            -Deniz suyu isinin yüksek oldugu  ortamda yosun türü bitkiler hizla çogalirlar. Suyun  yesile dönük bulanik renge dönüsmesine, kiyilara yosun birikmesine yol açar. Bu yosunlar dibe çöküp ayrisma sonucu,  dip sulardaki oksijeni de tüketirler ve hidrojen sülfür gazi ortaya çikar. Bu da dehsetli kokuya sebebiyet verir.

            Galabuzu'nda (Kale bozugu) kalan son evler de  yetmisli yillarin basinda yikildi. Kale bozugu yikilmadan önce 884 m2 tapulu  alan üzerindeydi. Yikim sirasinda  büyüdü bir miktar. Uzun süre böylece kaldi. Bu hali üzerine sonralari 100. yil tesisleri yapildi. Ben o yillarda Altinkaya Baraji Insaatinda çalisiyordum. Sonralari  beton ilavelerle epeyce sismanlatilarak oturdugu alandan deryaya dogru tasti durdu…

Yali kahvesindeki kumlukta top oynamayanimiz yoktur. Zaman zaman deniz olurdu bu kumluk. Zamanin Belediye Baskani, yali kahvesindeki lagim kokusunu yok edecegim düsüncesi ile kutu menfez ucunu 6m denize dogru uzatti. O günden sonra deniz menfezin ucunu geçip hiç kara tarafina geçemedi,menfez ucuna kadar her yeri kum kapladi. 15 yil sonra ayni yanlis tekrarlandi kutu menfezin ucu yine uzatildi denize dogru. Koku yine bitmeyecek, deniz yine menfezin ucunu geçemeyecek kara tarafina, yeni menfez ucuna kadar her yeri kum dolduracak. Bu hatalar sahildeki tüm kutu menfezlerde yapildi. Buradaki kokuya neden olan; menfezlere baglanmis olan kaçak ev giderleri temizlenip  kanalizasyon sebekesine baglanamadi.

 

            Ilerideki günlerde ekolojik yönden çok daha siddetli olumsuzluklarin yasanacagi kaçinilmaz. Bin yillar boyunca koya akan derelerin tasidigi rüsubat ve kati madde miktari önemsenecek boyuttadir.

100. yil bahçesinin son konumu  ve uzatilan menfezlerin, su akimina yaptigi fevkalade olumsuz etkileri sonucu Ünye denizi oldukça siglasmistir. Sedimantasyon ve  Otrifikasyon nedeni  ile deniz ölüme sürüklenmektedir.

 

Ünye Denizi'ni kurtarmanin en kisa ve gerekli yolu, denize yapilan uzantilarin acilen kaldirilmasidir. Atatürk parki önü dolgusunun kesinlikle kaldirilmasina baslanmalidir.

 

DHL (Demiryollar,Limanlar ve Hava meydanlari) Insaati Genel Müdürlügü marifeti ile  dip taramasi yapilmalidir. Aksi halde huzur ve sakinlikten uzakta ticari isletme gürültüleri ile denizden uzaklastirilarak kesintiye ugratilmis bir kordon boyuna sahip olacagimiz kaçinilmazdir.

 

            Sahip oldugumuz güç ve yetkileri, topluma zarar vermeyecek ve  fayda saglayacak biçimde ve hakkaniyetle kullanmaliyiz. Iste o zaman toplumun önderi  olduk diyebiliriz. Aksi halde toplum kendini mazlum hisseder…

            Bir Atasözümüz ile bitiriyorum "Aba'nin kadri yagmur da bilinir "

Ünyeli hemserilerime saygilar sunuyorum,

Sediman : Organik ve inorganik madde parçaciklarindan olusan, askida kati madde özelligini kaybetmis ve deniz tabanina dogru çökme egilimi göstermeye baslamis çesitli büyüklükteki parçaciklardir.

Otrifikasyon : Bir sekilde sudaki besin maddesi miktarinin asiri artmasi sonucu olusan kirlilik. Bu maddeler suya girdigi anda mikroorganizmalarin hücumuna ugrar, sudaki çözünmüs oksijen tükenene kadar beslenme ve çogalma isi hizla devam eder. Çözünmüs oksijen bittiginde ise anaerobik tepkimeler baslar. Ondan sonra al sana binbir tane zehir; etil alkol mü istersin bütül alkol mü…

Kaynaklar:Kislalioglu Mine - Berkes Fikret; Ekoloji ve çevre bilimleri

               Gross Grand M; Oceanography

               Nur Saygi

               Türkiye kiyilari '97 Konferansi

 

Deniz’in koynunda 

Karadeniz  Devlet sahil yolu  1963 yilina kadar Ünye kazasinin  yerlesim birimleri içinden geçiyordu. Hükümet caddesi  Fatsa ya gidis , Belediye caddesi dönüs yolu olarak kullaniliyordu. 1960 li  yillardaki devlet yolu için yapilan  birinci yikim ile yeni sahil seridi olustu.  Çevre yolunun yapilmasi ile ikinci yikimdan  kurtuldu Ünye. Kiyi kenar çizgisi; Ada daki (Çömlekçi) çay bahçesi dolgusu, sonralari  beton  ilavelerle epeyce sismanlatilarak oturdugu alandan deryaya dogru tasan 100. yil dolgusu (Bu günlerde yikilan Park Restoran yerindeki yapi dogasi geregi deryaya dogru yürüyor) ve tabakhane deresi agzindaki kayik çekegi dolgusu ile degisti. Bu degisimlerin etkileri ile birlikte arastirma yapilmadan, teknik gerekler dikkate alinmadan yapilan dere menfezlerinin denize uzantilari düzensiz kum alanlarinin olusmasina neden  oldu. Eski kayik çekek yeri dolgusu önüne yapilan ve   bütün teknik itiraz ve ricalarimiza ve verilen söze ragmen belirlenen yerde durdurulmayarak yapilan asiri dolgu ile  öldürücü  darbe vuruldu. Üzerine Atatürk parki tesis edildi.

1994 yilinda yürürlüge koydugumuz 1982 Birlesmis Milletler Deniz Hukuku Sözlesmesi  (BMDHS) Denizlerin korunmasi ve muhafazasi ile ilgili hükümler ile Devletlere yapilmasi zorunlu isler yüklenmistir. Özellikle denizin bilinçsiz bir sekilde doldurulmasi ekolojik dengeyi de  alt üst etti. Bin yillar boyunca koya akan derelerin tasidigi  kati maddeler ve gelisi güzel dolgular ve uzatilan menfezlerin deniz su akintilarina yaptigi fevkalade olumsuz etkileri sonucu Ünye denizi oldukça siglasti ve kenar çizgisi arkasinda devasa kumluklar olustu. Sig denizde deniz suyu sicakligi yükleldi. Deniz suyu isinin yükselmesi ortamda yosun türü bitkilerin hizla çogalmasina ve kiyilarda yosun birikmesine yol açti. Bu yosunlar dibe çöküp ayrisma sonucu,  dip sulardaki oksijeni de tüketirler ve hidrojen sülfür  gazi ortaya çikti. Bu da dehsetli pis kokuya sebebiyet verdi zaman zaman. Sedimantasyon ve  Ötrofikasyon  denizimizi ölüme sürüklenmektedir.

Kum birikimine sebep menfez uzantilari ve olusumlar ortadan kaldirilmali, Ilgili kuruluslar tarafindan Ünye  koyunda dip taramasi yapilmali, sahilimize biriken kum alinmalidir. Ünye’mizi denizden uzaklastirmamaliyiz.

Hopa’ya kadar olan sahil kasabalari arasinda  denizin koynunda  telli duvakli  bir gelin gibi uyuyan nadir  sehirlerden birincisiydi Ünye. Kiymet bilmememize  ragmen yine de deniz ile iç içedir Ünye’miz. Gezi kordonu ile deniz arasina her ne sebeple olsun yesil alanlar sokmamaliyiz. Ünye’mize  yapilan  yakistirilmalarindan biri de  “Yesil Ünye” dir ve bu kavrami dogasinda fazlasi ile barindirmaktadir. Bu karakterin; mahallerimizde  mümkün oldugunca çok ve olabildigince yesil alanlar, sehir korulari ve çay bahçeleri  tesis edilmesi ile sürdürmesi yesil  Ünye adini ebedi kilacaktir.

 Denizin koynundaki bu sehrin daha da  bozulmasina izin vermeden  gelecek nesillerimize aktarmak vicdan ve insanlik borcumuzdur.

 Pisman olmamanin tek yolu, akil ve bilimin gerektirdiklerini hirslarin önünde tutarak uygulamaktir. Kötü olanin  düzeltilmesi, essiz güzellikteki sahilimizi  ticari amaç ve beklentilerinden koruyarak ve oldugu gibi, dogal hali ile muhafaza ederek her m² sini; ücretsiz faydalanmak üzere insanlarimizin hizmetine sunulmasi talebimizin gerçeklestirilmesini Belediyelerimizden ve yöneticilerimizden istiyor ve kesintisiz destegimi açikliyorum. Saygilarimla.  23.Agustos.2019                     

Sediment : Organik ve inorganik madde parçaciklarindan olusan, askida kati madde özelligini kaybetmis ve deniz tabanina dogru çökme egilimi göstermeye baslamis çesitli büyüklükteki parçaciklardir.

Otrifikasyon : Bir sekilde sudaki besin maddesi miktarinin asiri artmasi sonucu olusan kirlilik.Bu maddeler suya girdigi anda mikroorganizmalarin hücumuna ugrar,sudaki çözünmüs oksijen tükenene kadar beslenme ve çogalma isi hizla devam eder. Çözünmüs oksijen bittiginde ise anaerobik tepkimeler baslar,ondan sonra  bin bir tane zehir…

  Eren Tokgöz   

 Insaat Mühendisi

 

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593