RECEP ÖZCAN


Depremin Günahı

İşkur eski müdürü


“Deprem, yer sarsıntısı, seizma veya zelzele (titreme), yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır.” diye tarif edilmektedir.

            Allah cc. Kuranda depremi zelzele isimlendirmektedir. “1-Yer, kendisine ait, şiddetli bir sarsıntı ile zelzeleye uğratıldığı; 2-Yer, bütün ağırlıklarını (hazinelerini) dışarıya fırlatıp attığı;

3-İnsan “Buna ne oluyor?” dediği zaman.” 

Ayette belirtilen yerin ağırlıklarını dışarı atması” ile ne kastedildiği hususunda öne çıkan açıklamalar şunlardır: “Enkaz altından canlıların-ölülerin dışarı çıkması; Yer altındaki madenler, gazlar ve lâvların dışarı çıkması.”  İşte bunun sonucunu insanların “bu da ne oluyor” şeklinde şaşkınlık içinde olacakları anlatılmaktadır. Kahramanmaraş merkezli depremlerinde insanlarımız fazlasıyla bunu gördü ve yaşadı.

Deprem dünyamızda olmaktadır. Bunu Allah cc. bildirmekte ve bilim ve ilimin yanında tecrübelerimizle de sabittir. Bize düşen görev hazırlıklı olmak ve tedbir almaktır. Kuranda; “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah –dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” Rum41

Yeryüzünde düzenin bozulması, bizim yaptıklarımız sebebiyledir. Binaları zemini bozuk arazilere, bozuk malzemelerle, çalarak dünyada Cennetten bir köşe kurmaya çalışıyoruz. Ne zamana kadar deprem olana kadar, sonrası Cehennemden bir köşe olmaktadır. Burada depremin mi günahı var, yoksa bizlerin günahı mı var, düşündük mü?

Ben, 99 Marmara depremini Yalova’da yaşamış biriyim. Yıkıntıyı, çadırı, açlığı ve susuzluğu, çaresizliği yaşadım. Çadır olmadığı gibi, depremden etkilenenlerin çadır alamadıklarını, evi yıkılmadığı halde kendisi çadırda veya prefabriklerde kaldığını, evini kiraya verdiğini, gelen yardımlardan olmayanların değil olanların yararlandığını, hiç çocuğu olmamışken çocuk bezlerini depo yapıp sattığını, öbür tarafta çocuğuna bez bulamayanlar olduğunu, gelen yardımları depolayanları gördüm.

Deprem olmuş ders almamız gerekirken zinanın devam ettiğini, hatta artçılara yakalandığını yine de pişman olmayanları gördüm. Deprem çadırlarının kenarlarında zinanın devam ettiğini duydum. Yine çalmanın çırpmanın devam ettiğini, yine yasaklanan ve yapılmaması gereken şeylerin yapıldığını gördüm. 

Depremde bir anda yetişmenin zor olduğuna katılıyorum. Hele de bu deprem kadar geniş alanda olması, çok miktarda insanları etkilemişse. Fakat böyle bir depremde insanın psikolojisi bozulduğu için fevri davranışları olacaktır. 

Düşmez kalkmaz yalnızca Allah’tır. Devlet hoşgörü sahibi olmalıdır. «Çadır alamadımsu bulamadım, ekmek yok, zor durumdayız” gibi derdini dile getiren her depremzede iyi niyetli veya kötü niyetli midir bu anlaşılır.  Bu tür sıkıntılar, büyük felaketlerin yaşandığı zamanlarda normaldir. Anormal olan birbirimizi anlamamamızdır. Deprem, kimlik ve din ayrımı yapmaz; sillesi ağırdır, önüne geleni ezer geçer. Şimdi birlik ve beraberlik zamanı. Uzun bir süreç var önümüzde.

Deprem üzerine konuşan Prof. Dr. Özcan Hıdır hocadan Maraş kelimesinin “titreyen yer” (ra’şe’den) manasına geldiğini öğreniyoruz. Meğer tarihte Maraş’ta kırk bin kişinin öldüğü büyük depremler yaşanmış ve bu ismin verilmesinin -muhtemelen- bir sebebi de budur.

İlerde duygularımızı “Maraş gibi sarsıldım”“Kalbim artık bir Hatay’dır”“Yüreğim Adıyaman’a döndü” gibi cümlelerle anlatacaklar ve bu elim hâdiseleri her daim hatırlatarak gönüllerde canlı tutacaklardır. Olur mu? Belki olur! 

Bazı kesime göre her sorunun çözümü için bilim yeter. Eğer tartışmalarda bilim övülüyor, çözüm olarak görülüyor ve bu yüzden de dine saldırılıyor. Depremde bunun çok emarelerini gördük. Kurtarma ekiplerinin enkaz altından bir yaralıyı çıkardığında “Allahu Ekber” demesi tartışma çıkarmıştı. Kurtarma ekiplerini eleştirilerle yerden yere vurdular. Bir can daha kurtarma sevincini Allah’ın büyüklüğü ile ifade etmişlerdir. Depremden kurtulanın “Allahü Ekber” demesi veya “Allahümme Lebbeyk” demesi kadar normal ne olabilir. Bunun altında bir şeyler arayanların niyetinden şüphelenirim. Hayata giriş ve çıkış ölümde Allahüekber’le biter. Doğunca kulağına ezanla hoş geldin, ölünce namazla uğurlanır.

            Depremin maddî-manevi sancıları devam ediyor. Allahtan ölenlere rahmet, kalanlara yardım etmesini diliyorum. 

 

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593