SİBEL KURU


Depresyon

Psikolog


Depresyon, kişinin kendisini mutsuz, umutsuz hissettiği, başına hep kötü şeylerin geleceği gibi olumsuz düşüncelere kapıldığı, normal ve mutlu bir hayat yaşamasına engel olan, yıllarca sürebilen psikolojik bir rahatsızlıktır. Depresyon ile gün içerisinde yaşadığımız olumsuz duygular birbirinden farklıdır. Depresyon gün içerisinde yaşanan olumsuz duygulardan farklı olarak çok daha uzun bir zamana yayılmış ve günlük hayatın işlevselliğini bozmuş durumdadır. 

 

Depresyon, kişinin yakın yada uzak geçmişinde maruz kaldığı pek çok farklı olayın etkisi ile ortaya çıkabilir. 

Geçmişte yaşanmış olan kaza, taciz, deprem, yakınının ölümü gibi travmatik yaşam olayları; 

Uzun süreli kronik hastalık öyküsü;

Kişinin genetik olarak depresyona yatkın olması, aile üyelerinde depresyon ya da farklı psikolojik rahatsızlık öyküsü bulunması;

Kişinin sevdiği bir insandan, yaşadığı yerden ya da çalıştığı işten ayrılması gibi durumlar;

İşsizlik nedeniyle kişinin kendini güvende hissetmemesi, sosyal ve maddi olarak da yetersiz hissetmesi;

Madde, alkol, kumar, oyun bağımlılığı yaşanması gibi durumlar bireylerin depresyona girme olasılığını arttırabilmektedir. 

 

Depresyona giren kişiler, daha önceden severek yaptıkları şeyleri yapmak istemezler, genel olarak hiç bir şeyden zevk almazlar. Kendilerini sürekli enerjisiz, mutsuz, karamsar ve huzursuz hissederler.

Kişinin uyku problemleri yaşaması da depresyonu düşündürmektedir. Çok az uyuma, uykuya dalamama ya da aşırı uyuma gibi durumlar gözlenebilir. 

Depresyonda olan kişilerin besinlerle ilişkisi de bozulabilmektedir. Sürekli yemek yiyerek daha iyi hissetme çabasına girebilir ya da gereğinden çok daha az yiyebilirler. 

Depresyonda olan kişide günlük hayatın işlevselliği büyük ölçüde bozulmuş durumdadır. Basit işlere odaklanmakta zorlanabilir, dikkat dağınıklığı ve unutkanlık yaşayabilir. 

Kişi karamsarlık ve huzursuzluk yaşaması ve enerjisinin düşmesi ile birlikte sosyal çevresinden uzaklaşır ve çok sevdiği insanlarla dahi görüşmek istemeyebilir. Bununla birlikte de hiç kimsenin kendisini sevmediği ve değersiz olduğu yönünde düşünceler geliştirerek kendisini daha kötü hissedebilir. 

 

Kişinin depresyon durumunda iyileşme olabilmesi için öncelikle detaylı tıbbi tahliller ve psikiyatrik bir değerlendirme yapılmalı, kişinin içinde bulunduğu süreç doğru şekilde tanımlanmalıdır. 

 

Bazı durumlarda psikoterapi yöntemi ile kişinin durumu çözümlenebilirken, bazı durumlarda mutlaka ilaç tedavisi ya da beyin uyarımı teknikleri ile iyileşme sağlanabilmektedir. 

Uzun süreli ve kalıcı bir iyilik hali için kişinin tedavi planına uyum sağlaması, psikoterapiye uzun süre devam ederek kendi hayatı ile ilgili farkındalığı geliştirmesi ve kontrolü eline alabilmesi, hayata bakış açısı ve yaşama şeklinde değişiklikler yapabilmesi ve sosyal destek çok önemli olmaktadır. 

 

Düzenli egzersiz ya da yürüyüşler yaparak kişinin yaşamında hareketi arttırması, 

Beslenme alışkanlıklarını sağlıklı şekilde düzenlemesi,

Günlük yaşamın stresinden mümkün olduğunca uzak kalmaya çalışması, 

Sosyal destek talep etmeyi öğrenmesi ve sosyal ilişkilerinden uzak kalmaması, 

Yoga, doğada vakit geçirmek, müzik dinlemek gibi kendine iyi gelecek aktiviteleri yaşamına katması kişinin bireysel olarak atması gereken adımlar olabilir. Ancak çoğunlukla bu adımları atabilmek için de öncesinde profesyonel bir destek alınması gerekmektedir.

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593