Geçim derdi seçim derdine dönüşüverdi adeta. Gündemin yerini değiştirmeyen iki sohbetin dahi yerini alacak kadar toplum olarak mühimleştirilen mühim görülen bir yaşam klasiği haline de getirilen o seçim olanakları. Olmazsa olmazlarımız haline de ayrı dönüştürülen siyaset iç güdüsü. Bilinen ile bilinmeyen arasında gel gitlerin en yalın hali bu desem dahi aslında kararsızlıkların çoğunlaştırılmış hali. Tokluk hali. Doymuş hali de diyebiliriz de iç güdüsel olarak biz buna.
Kelimelerin dahi kifayet bulamadığı sözün bittiği denilen son nokta belki de.
Belki de yıllardır çizilip oynanan arkası önü gözetilmeyen bi tür kaos. Başka türlüsünü nitelendiremediğim, nitelendirilse dahi konumlandıralamayacak kadar da karmaşıklığını yaşadığım, gördüğüm, bildiğim binlerce dizi öfkeden ibaret kalan yaşam kıyıları.
Yıkılan duvarlarla yarım kalan yaşamlar arasında boğulduk kimi zaman. Kimi zaman da sadece daha beteri yaşanmasın diye dualarda buluşmayı diledik..
Hissettiğimiz tek şey hayatın durduğuydu o zamanlar. Kıyamet koptu sandığımız 70 saniyeden sonrası gelen yardım çığlıkları, siren sesleri ve yıkılan evlerden de geriye kalan onca harabe.
Tekrarı yaşanmasın diye ümit ettiğimiz zaman dilimleri var şimdi yüreklerde. Yıkılmaya devam eden evleri görmeye de hala alışamıyoruz. Zaten bu acının alışkanlığı nasıl olabilir ki?
Mümkün müdür böylesi büyük bir acıya alışabilmek?
Kaç ayı devirdik bileniniz var mı?
Hatırladınız mı o an ki acıları bilmiyoruz..
Tıpkı en az onlar kadar bizler de unuttuk zaman dilimlerini. Günleri devirirken bile utanır olduk birçoğumuz..
Bilmediğimiz acıları da yaşadık hep beraber.
Kaoslarla beslenen bir toplumun kıyısında kalarak gardını alan milletimizin gözünden bakacağız bu kez seçim sonrası hallere. Kurallarını deviren ile kuralsızlıklarını ortaya koymak için direnenlerin arasında kalmadan adım atmanın yollarını arayacağız belki de. Belki de gelişigüzel basacağız mühürleri. Olur olmadık demeksizin, gündemi de bilmeksizin kullanacağız oylarımızı…
Bir çoğunun bu tür kaoslarla nasıl beslenir oluşuna da şahit oldum. O kaoslardan kendilerine zırh yapıp her türlüsüne karşı dirençli oluşuna da…
Yaşamlarını standartlarının üstüne çıkartmayacak ya da çıkartamayacak olanları da gördüm, o standart yaşamlarından memnun olmayanları da…
Sonrası
Sonrası kayıplar !
Sonrası enkazdan kalan binlerce anı
Gözyaşıyla dolmayacak dolsa da ıslanmayacak kadar büyük enkazlarda kaybolup gitmiş yaşamlardan bir kaçı belki de…
Ve sonra
Sonrası hiç değişmeyen
Değişmesine de öngörülmeyen bir dizi öfke bir dizi kaos….
