MUSA Ö. KIROĞLU


Hilmi Güler son virajda; Enver Yılmaz son düzlükte!

Genel Yayın Yönetmeni


Seçime kaldı 10 gün…

Bu süreye bazıları “son viraj” der… 

Bazıları ise “son düzlük”…

Aslında “viraj” ve “düzlük” birbirinin zıddı gibi anlam ifade eden iki kavramdır.

Niye seçim öncesinin son günleri için böyle iki zıt kavram, aynı şeyi anlatıyor gibi kullanılır ki?

Düşündüm bunu… Sanırım cevabını da buldum.

Niye son viraj deniyor bakın…

Seçimi kaybetme ihtimali olanlar için son günler, zor günlerdir.

Onlar için seçime 10 gün kala yürünecek yol virajlı, zor bir yoldur.

“Son viraj” sözünün, işte bu durumda olanlar için söylenmiş olacağını düşünüyorum.

Seçimi kazanma ihtimali yüksek olanlar için ise, kalan 10 günlük süre kolay günlerdir.

Düz yolda rahat rahat seçime doğru yürürler.

“Son düzlük” sözü, işte bu rahat adaylar için kullanılıyor olmalı.

Gelelim bizim seçimlere…

Kim son viraja girdi?

Kim son düzlükte?

Önce Büyükşehir’i anlatalım.

Haftaya da Ünye’yi anlatırız.

Bir kere baştan şuna vurgu yapayım.

Enver Yılmaz’ın siyasete dönüşü Ordu siyasetindeki ezberleri alt üst etti

Bilindik, alışıldık bütün taşlar yıkılıp tarumar oldu. 

Ne demiştik işin başında?

AK Parti’nin, Ordu’da nerden baksan yüzde 60’lara dayanan ortalama 300 bin oyu var.

Bunun geriye çekilmesi, başka bir adayın kazanması çok zor… Hatta imkansız, demiştik.

Bozulan ezber işte bu ezber…

Enver Yılmaz öyle bir giriş yaptı ki siyasete… Kazanacağından kesin emin duruşu… Sahada gösterdiği kararlılık… Azim ve gayreti çok kısa sürede karşılık buldu…

Çok geçmedi bu durum, seçmenler arasında “Enver Yılmaz seçimi kazanıyor” konuşmalarına dönüştü.

Yılmaz, kısa sürede birinci sıraya çıktı… Üstelik oyunu artırmayı hala sürdürüyor.

Bunu Hilmi Güler de gördü. Gördü ki; tedirgin görünüyor.

Tedirginliğini yüzünden okumak çok mümkün… 

Ayrıca bu tedirginliği etrafına da yansıyor… Çevresindekiler de mutsuz…

Diğer taraftan bir çırpınış gözleniyor Güler de…

Olmaz dediklerine bile “olur” demeye… Kendi kendini yalanlamaya başladı.

Tek başına, suya yaptığı indirim bile bunu çok net gösteriyor.

Üç gün önce suyun maliyetinin 51 TL olduğunu… Bunu şu anda 25 TL'ye satarak zaten yüzde 50 destekleme yaptıklarını… Ayrıca bir indirimin mümkün olmadığını açıklayan Büyükşehir, ne yaptı?

Bu sözünü yedi, suya yüzde 25 indirim yaptı.

Niye? Çünkü pahalı su faturaları, Hilmi Güler’e çok daha pahalıya mal oldu. Şikayet üstüne şikayet… Tepki üstüne tepki… Oy kaybettirdi. Bu görüldü, işte indirim bu yüzden yapıldı. 

Ancak çok geç… İnandırıcı olmadı indirim. 

Diğer taraftan son dönemde yağmur gibi proje açıklamaya başladı Sn. Güler…

Bunların ezber projeler olduğunu bir bilim insanı olarak en çok kendisi biliyor olmalı.

Hani çaresiz kalanlar için denir ya; “Denize düşen yılana sarılır.”

Aynen öyle, Sn. Güler kayıp giden oylarını kurtarmak için yılana olmasa yalana, yanlışa sarılır oldu.

Hele son bir ayda belediyede hesabı kitabı terk edip 530 milyon TL kredi çekmesi… Zaten borç yükü altında kıvranan Belediyeyi çok tehlikeli bir borç yükü altına daha sokması, “Kaybediyorum nasılsa, benden sonrası tufan!” olarak yorumlanıyor.

Kısacası Sayın Güler, kalan 10 günde “son virajdaki” yolculuğunda… Ancak, kendisi için zor bir yolculuk sürecinde...

Enver Yılmaz’a gelince… 

“Son düzlüğün” rahatlığı içinde yoluna devam ediyor.

Neşesi, keyfi yerinde… Coşuyor, coşturuyor… 

Üstelik önde olduğunu bile bile hala çalışıyor… Bir oyu bile görmezden gelmiyor… İşi asla boşlamıyor.

Enver Yılmaz, pankartlarında yazdırmış ya, “Kaldığımız yerden devam” diye…

Evet, şimdiden görüldü ki Sn. Yılmaz, 1 Nisan’dan sonra Büyükşehir’de kaldığı yerden devam edecek.

**********           **********           **********

Kalın sağlıcakla değerli okurlar…

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593