MUSTAFA ÇAKMAKÇI


İçimizdeki Düşmanlar...

Sözün Tamamı


Türkleri savaşlarda yenemeyen Avrupa kara kara düşünüyordu. Krallar, papazlar toplantılar üstüne toplantılar yapıyordu. Ama çare yoktu Türkler korkusuzdu. Akıllı savaş taktikleri ve alimlerinin fikir siyaseti ile bütün planlarını bozuyordu.

Ancak 1700 lü yılların sonlarında Türklerin fark edemediği bir bela sinsice içlerinde büyüyordu.

Din değiştiren dönmeler... 

Bu dönmeler din değiştirmekle kalmıyor, ayrıca isimlerini, kıyafetlerini ve tiplerini de değiştiriyordu. Tıpkı Türkler gibi yaşamaya başlamışlardı. Öyle ki Osmanlı tebası içinde bütün etnik kökenler kendilerini Osmanlı gibi anıyordu…

İlk başlangıçlarda gayet masumane bir durumdu. Müslümanlık yayılıyor. Müslüman nüfus artıyor. Müslüman ticareti gelişiyor…

Türkler bu durumu saflıkla karşılarken, Avrupalı papazların kafasında ampul yandı. Hatta museviler kendilerine yurt ararken bu papazların cinliklerine cinlik kattılar.

Bu dönme Osmanlılar ile Türklerin devletine sızmak, devletin içinde nüfuz oluşturmak. Önemli bürokratik görevler almak. Kadı olmak... Bey olmak... Paşa olmak... Hatta saraya sızarak, Vezir olmak... Sadrazam olmak... Şeyhülislam olmak... Saraya Gelin olmak... Damat olmak... Kim bilir hatta padişah olmak!..

Bunun için 40-50 yıl yeterli idi…

Birden bire, bu musevi hahamlar ve hıristiyan papazlar içinde müslüman olanlar ortaya çıkmıştı. Mesela bunların en dikkat çekeni, İzmirde yaşayan Sabatay Sevi denilen yahudi... Aslında Türklerin şeyh ve alim dedikleri adamlara denk olacak kadar musevi bir haham idi... 

Müslüman olduğunu ses getirecek bir planla Osmanlı tebasına ilan etti. Devlet yönetimini eleştirme ve musevi inancını yayma suçlarını işlediği için padişahın huzuruna çıkarılmış. Ölüm cezası ile yargılanmıştı. Tek kurtuluşunun müslüman olması gerektiğini bildiği için de padişahın huzurunda müslüman oldu. Daha doğrusu müslüman kılığına girdi.

İşte Türkler için herşey o andan sonra başladı.

Bu sahte müslüman, pek çok sahte müslümanları yanına topladı. İzmir, Selanik ve İstanbul üçgeninde binlerce sahte müslümanların türemesini sağladı. Aynı şekilde Ermeni ve Rum papazlar da müslüman kılığına girdi ve özellikle İstanbul’da sahte müslümanların türemesini sağladılar.

Özellikle beşikten itibaren bazı çocukları bilinçli olarak yetiştirdiler. Onların iyi bir tüccar, iyi bir öğretmen ve iyi bir imam olarak yetişmelerini sağladılar. Önce güçlü tüccarlar yaratarak ticareti ele geçirdiler. İyi öğretmenler yaratarak eğitimi ele geçirdiler. Özellikle askeri okullarda nüfuz oluşturdular.

İTTİHAT VE TERAKKİ ile başlayan devlet yönetimini verme kepazeliği, MASON ÖRGÜTÜ ve FETÖ gibi bu yapılanmaları devlet yönetim kademelerine sokma kepazeliği ile devam etti.

Her on yılda bir başımıza gelen darbelerin yaratıcıları da onlar oldular.

Türk Tabipler Birliği gibi önemli sivil toplum örgütlerinin başına onları koyduk. Pek çok odalar gibi Mühendis odaları da bunların çöreklendiği örgütler oldu.

Siyasi partilerin içlerine sızdılar. Partilerin yönetimlerini ele geçirdiler. Bu konuda Atatürk’ün partisi CHP en dikkat çeken parti oldu. Sonrasında HDP zaten başlıbaşına bunların partisi...

İYİ Parti lideri Meral Akşener ile ilgili verilere bakmak lazım...

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu hakkındaki verilere de bakmak lazım…

Şimdi 6’LI MASA peydah oldu. Her zaman yaptıkları gibi sahte ağızları konuşturup, en ulvi sloganlarla ve bu sloganları yalan ve iftiralarının içine serpiştirerek Türk milletini etkilemeye çalışıyorlar.

Bakalım zaman ne gösterecek.

MİLLİ ADAMLAR, MİLLİ ZEMİNLERDE DOĞAR…

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593