RECEP ÖZCAN


İhtiyaca Göre Harcama

İşkur Eski Müdürü


İnsanın tabiatı olan, toplumların sosyal marazlarından en belli başlıları ihtiras, tamah ve açgözlülüktür. Gazali de; ihtiyaç sınırını (Hududullah) aşarak mal biriktirmenin, daha çoğunu istemenin, gelecek kaygısı çekmenin, özetle ihtirasın insan şerefini zedeleyen bir tutum olduğunu söyler. Bunların ilacı ise şükür, kanat, iffet ve haramdan kaçmaktır. 

Pek çoğumuz bu ilaçları zamanında tatbik etmediğimiz içindir ki, bu tür hastalıklara tutulur, rızık korkusu çeker, şeytanın fakirlikle korkutmasına kanar. İhtiyaçları öne çıkartıp parasının yetmeyeceğine inandırılır. 

Fakat buna karşılık olarak şükür ve kanaat insanı rahatlatır, endişelerini giderir. Hele birde haramdan sakınıp iffetimizi koruduğumuzda, malımızın bereketlendiğini göreceksiniz. Rızka kefil Allah cc. dır. Eğer ekonomik sıkıntı çekiyorsanız bu ilaçları dozunda ve zamanında kullanmalısınız. Paranızın nasıl yettiğini göreceksiniz.

Kapitalizmi, tüketim toplumunu değiştirebilmek, dönüştürebilmek için, tabiatı koruyabilmek için önce zihniyeti ve insanı değiştirmek gerekiyor.

Bu anlayış üretimin “ihtiyaca göre” yapılmasını öngörür. Makbul olan el emeği-göz nuru ve alın teri ile sağlanan kazançtır. Kanaat temel alınarak kurulacak ekonomik yapı, yatırım-üretim ve tüketimin insan ölçeğinde tutulmasını sağlar. Bu, “Tüketim Ekonomisi ”ne karşı “Kanaat Ekonomisini zihnen-fikren-ilmen oluşturup uygulamaktır 

Tüketim Ekonomisi lüks, israf, gösteriş ve kibre dayanır. Daha çok yatırım, daha çok üretim, daha çok tüketim, daha çok Ar-ge, daha ince teknoloji, daha çok kâr, daha çok büyüme. Eee! Ne olacak yani? Bu bir çılgın koşu, bir çıkmaz sokak, bir serap. Tabiatı ve insanı daha ne kadar sömürebilirsiniz demektir.

İktisadın karşıtı israftır. İsraf aşırı gitmek, gereğinden fazla yemek, içmek ve harcamaktır. Bu ise dinimiz de yasaklanmıştır. Kur'ân-ı Kerim'de; "Saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir" (el-İsrâ, 17/27) buyurulmuştur. Tutumlu olanlar kimseye muhtaç olmazlar, rahat ve huzur içinde yaşarlar. Bir Hadis-i Şerifte: "Tutumlu olan fakir olmaz" (Keşfü'l Hafâ, II, 189)

İsraf, fertlerin, toplumların ve tüm dünyanın kurtulamadığı, karşılığında ağır bedel ödediği onulmaz, yaygın ve salgın bir hastalıktır. İhtiyaçtan fazlasını kullanmak israftır. Lüks yaşamak israftır. Gösteriş için bir şeyler almak israftır. Haram kabul edilen şeyleri almak ve kullanmak da israftır. İsraf tüketim ekonomisinin gereğidir. Bu da insanı zor duruma düşürür.

İsraf (savurganlık) yasağı, temel ilkelerden biridir. Ticarete önem verilmiş ve kâr haddi geniş tutulmuştur. Karaborsacılık ve haksız kazançlar yasaklanmıştır. Tüketicileri aldatacak faaliyetlerden kaçınılması istenmiş; malların üreticilerden tüketicilere en kısa yoldan ulaştırılması amaçlanmıştır

Derede akan suda fazla su kullanmak bile israf kabul edilmiştir. Köylerde “ Yılan bile toprağı kanaat ile yer” denir.

İnsanın kendi eliyle hayatı çekilmez hale getirmemesi, dünyada rahatını kaçırmaması; dünyayı günübirlik değil de sürekli yaşanabilir bir yer olarak koruması; kendisinden sonra gelecek olanların da ondan yararlanacağını düşünerek hareket etmesi; sahip olduğu maddî zenginlikleri ve manevî değerlerini sürekli aynı canlılık ve değerde tutabilmesi için iktisat şarttır

Yukarıda zikredilen sınır ve miktar “Hududullah”tır. Ve meçhul bir şey değildir. Hz. Peygamber ile ashabının yaşantısıdır.

Mal ve dünya tutkusunun kalpten silinmesi ile kazanılan ahlâkî erdeme “kanaat” denir. Bununla birlikte kanaatkârlık mutlak yoksulluk anlamına gelmez; kanaat sahiplerinin zengin olmaları da mümkündür. Bu durumda olanların cömertlik göstererek imkânlarını başkaları ile paylaşmaları gerekir.

Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Yürüyüşünde ölçülü ol; sesini kıs (bağıra bağıra konuşma)" (Lokmân, 31/19); "Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme; büsbütün açıp tutumsuz olma. Yoksa pişman olur, açıkta kalırsın" (el-isrâ, 17/29)

İslâmiyet insanlar arasında eşitliğe, güçsüzü korumaya özel bir önem vermiş, ihtiyacından fazlasından vermeyi istemektedir. (Bakara 219). Bu nedenle zekât ve sadaka övülen davranışlardır ve teşvik edilmiştir.

Emeğe üretim faktörleri içerisinde büyük değer verir. "Gerçekten de insan ancak kendi çalıştığını elde eder" (en-Necm, 53/39) ayeti bunu ifade eder. 

Günümüz ekonomik sıkıntılarında arınmak için orta yolu tutmak, itidal ile hareket etmek, tutumlu olmak, gereğinden az veya çok harcamaktan kaçınmak ve Hududullaha uymak gerekir. 

 

 

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593