İLGİ VE SORUMLULUK
Ünyeli, Sanat Tarihi Bilimi Uzmanı, ÜNTİD Üyesi, sivil çalışmalarda ve kampanyalarda gönüllü Nevra Arslan Bozkurt Hanımefendi faaliyetlerini takip ettiğim değerli, cesur ve girişimci bir sivil toplum insanı. Kendini bir çok konuda sorumlu hissediyor ve faaliyetler yapıyor.
2040 Kitabımızı değerlendirerek okuyan, Müzakere Toplantımıza katılıp katkı sunan, Ünye’de sivil çalışmaların içerisinde bulunan, bazen kampanyalar düzenleyen, cesur değerlendirmelerde bulunan ve Ünye’ye katkı sağlamak üzere koşturan kıymetli bir insan. Makalelerimi de takip ediyor. Bir makalem ile ilgili de değerlendirmede bulunmuş ve bana değerlendirme metnini göndermişti. Çok memnun oldum. Önemli bilgileri ihtiva eden bu değerlendirmelerinin bir kısmını burada sizlere aktarmak isterim.
Ayrıca kendisini tebrik ederim ve ilgilerinden dolayı kendilerine teşekkür ederim.
Bana gönderdiği değerlendirme metninin bir kısmını sizlere aktarıyorum:
DEĞERLENDİRME
“Sayın Öz, merhabalar.
2040 kitabınızı hediye olarak verdiğinizden bu yana ve okuduğum anlardan itibaren çeşitli konularda memleketimizin olumlu yönde gelişim sağlaması için düşünceler içerisindeyim.
Kısmi konularda müdahil olduğum anlar oldu, pek çok konuda derneklere destek sundum ve bazı noktalarda (özellikle kadın, çocuk, engelli ve hayvan yaşamları) ise eleştirilerimi sundum. Özellikle kadının eğitimi, çocuğun korunması ve eğitiminin kaliteli olması, engelli yaşam hakları ve şehrin kullanışsızlığı konusunda sizinle hemfikir olduğumu belirtmeliyim.
STK Plaza Teklifi yazınızda ise başlangıç olarak derneklerin dernek olduklarının farkında olmadıklarını deneyimledim.
Dernekleşme konusunda çok hızlı davranabildiğimiz teknoloji dünyasında Ünye’deki pek çok derneğin güncellikten ve teknolojiden uzak davrandıklarını görüyoruz. Sivil Toplum Kuruluşlarının asıl amacı devlet mekanizmasının yetişemediği ve müdahale edemediği bazı toplumsal sorunlara çözüm üretmek ve çözümleri sürdürülebilir kılmaktır. Sponsor ve kurumların maddi destekleriyle projeler yaparak hem dernek gelişimi sağlanır hem de halkın katılımıyla bir sorun çözüme kavuşur.
Örnek verelim, Ünye’deki dernekler bir sorunu fark ediyor, idare ve yönetime gayriresmi bildiriyor ve müdahale görmediğinde gazetelere haber olarak paylaşıyor. Ünye’deki temel sorunlardan bazılarını 2040 toplantısında tartışmaya açmıştınız. Madde madde her birine değindik. Fakat bunlar yine askıda projelendirilmeden kaldı…
Kitabınızda bahsettiğiniz gibi kronik hastalıklar bağışıklık kazanılmadığı için sürekliliğini devam ettirir. Ünye’nin de hastalığı bu sorunlara karşı göz kapatmak oluyor. Şehir bakir, insanlar gelişime açık, genç nüfusumuz diğer ilçelere göre yüksek oranda ve hala tarımsal üretimimiz devam ediyor. Yani ne ekersek onu biçeriz edasıyla hareket ederek devletin yetişemediği sorunlara karşı tüm STK’lar uzman oldukları konularda proje üretmeliydi. Bunu katıldığım her toplantıda söyledim ve gönüllülük tecrübelerimi aktarmaya çalıştım.”
Nevra Hanım bir de kitap bağış kampanyası serüvenini uzunca anlatmış. Burada kamu kuruluşları ve STK açısından yaşadığı sıkıntı ve çarpıklıkları ortaya koymuş.
“Sonuç haberini sizinle paylaşıyorum.” diyerek linki vermiş:
https://unyenethaber.com/kitap-kampanyamiz-ordunun-en-uzak-okuluna-gitti-216963h.html
Ve devam etmiş: “Bu kampanyayı okurken yaşamış olmalısınız. Bunları yaşamanız için uzun bir metinle size anlatıyorum. Şimdi bu kampanya üzerinden karşılaştığımız sonuçları size anlatmak istiyorum. Kampanya başlarken diğer STK’lara çağrıda bulunduk. Her yerde afişlerimiz vardı. Sosyal medyayı aktif kullandık. Çanakkale, Şanlıurfa, Gaziantep, Mardin, Antalya, İzmir,İstanbul, Bursa, Ankara, Niğde illerinden nitelikli yayınlar gönderildi. Yani doğusundan batısına insanlar bu kampanya için gönüllü olmuşken Ünye STK’ları bu kampanyada bir medya kuruluşu olduğu için muhalif durmayı tercih ettiler. Oysaki burada asıl amaç Akkuş’taki öğrencilerin eğitim materyallerini ve kitap ihtiyaçlarını gidermekti. Kampanyaya başlarken ilk gün gönüllülerimizle heyecanla -uzaktan da olsa- buluştuk ve söylediğim şey “kampanyamız bütünleştirici olmalı, çocuklara örnek olacak iyi davranışlarda bulunacağız”. Tüm gönüllüler de hem fikirdi. Söz konusu çocuk olunca alınan iyi tavırları tahmin edersiniz. Ancak Ünye STK’ları destek olmaktan uzak davranışı tercih ettiler. Kampanya sonunda ise yiğidin hakkını teslim etmeyerek gönülleri kırdılar. Demek istediklerimi anlamış olduğunuzu düşünüyorum.
Kampanyadan kısa süre sonra ÜSTP toplantı yaptı ve Ünye’deki sorunların çözümüne ilişkin direktifleri maddeler halinde sundular. Platform üyesi dernekler bir kampanya oluşturup, kaymakam resmi izniyle harekete geçip bir sorunu çözme yoluna gitmedi. İstanbul’dan Çanakkale’den Gaziantep’ten masa başında oturup Ünye için farkındalık yaratabilen bir kampanya ürettiysek dernekleşmiş, akil insanların üyesi olduğu, nüfuzlu insanların bulunduğu platformun proje yapmasını beklerdik. Kuruluşunun üzerinden sanıyorum 8 ay geçti. Kuruluşlarını resmiyete dökmeyen bu platform aylık toplantılarında Ünye için idare ve yönetime direktif vermekten öteye geçemiyor. Üstelik her toplantı sonrası dernek başkanları birbirlerinden farklı hareket ederek -ağız birliği yapmayarak- olumsuz görüntü yaratıyor. Dahası platformda gençlik, kadın ve hayvan yaşamı üzerine çalışan dernekler yer almıyor. Kurulduğu ilk günden sonra ulaşabildiğim başkanlara aralarına kadın ve gençlik üzerine çalışan dernekleri alması gerektiğini ve birlikte proje üretmeleri gerektiğini söylemiştim. Aldığım cevabı size ileteyim “Ünye’de kadın dernek başkanı mı var?”. Henüz sahasına hâkim olmayan bir platform ilk günden itibaren hatalı davranıyor. Aynur Zeren Tan gibi dernek başkanlarını unutmuş olmamalılar. Çünkü Aynur Hanım STK başkanlarının birinin medya kuruluşunda program yapıyor ve pek çok derneğe de üye. Proje üretmeleri konusunda ise aldığım cevap şu: biz icracı kurum değiliz.”
Sivil Toplum Kuruluşları ne işe yarar noktasında ciddi eksikleri ve hataları var diyerek bu konuda güzel bir çalışmanın da linkini koymuş.
https://sivilalan.com/2022/01/03/sivil-toplum-ne-ise-yarar/
Ve devam etmiş:
“ Dolayısıyla yerleştiğim İstanbul’da pek çok derneğin arşa çıkan projelerini görürken Ünye STK’larının bir masa etrafında çocuklar için bir araya gelemediğini görmek güvende eksiklik yaratıyor. Önerdikleri çözümler, dikkat çektikleri konular ve gayri resmi çözüm başvurularını ciddiyetsiz bir davranışın sonucu olarak görüyorum. Dolayısıyla ön plandaki gazete manşetleri de sadece dernek kapanmaması için gündemde kalma çabası olarak yorumluyorum. Bu düşüncelerimin sert bir eleştiri olduğunun farkındayım ama anlamalılar ki bunlar yapıcı eleştirilerdir.
Değer verdiğim Ünye’yi geliştirmek için yola çıktıklarını düşünen derneklerin güncelleşmesi, akademik destekleri kabul etmeleri ve akademik destek peşinde koşmaları -birbirlerinin peşinde koşmalarından çok faydalı sonuçlar almaları için- yeni mezun ve güncel bireyleri derneklerine üye almaları, teknolojiden uzak kalmamaları, yenilikleri takip etmeleri, değişen tüketim algısını sıkı tutmaları, sürdürülebilir hedefleri kapsayan projeler üretmeleri ve raporlarını sunmaları, toplumdaki algılarını pozitif yöne evirmeleri, bir masa etrafında şehrin koruyucuları gibi dik durmaları gerekir.
Çünkü STK çekişmeleri esnasında belediyeler hatalı uygulamaları hızlıca ve kolayca yapma fırsatını yakalıyor. Daha da önemlisi demokratik devlet anlayışını derneklerinde de sürdürerek en fazla 2 dönem başkanlık yapmaları gerekir. Dolayısıyla genç liderler yetiştirmeleri ve gençliğe daha fazla yatırım yapmaları gerekir.
Tüm bunlar için sizin önerdiğiniz STK Plaza fikri çok mantıklı. STK kampüs gibi çalışmayı kabul edebilirse -egolardan arınmış, kişisel gelişimi tamamlanmış, olumlu birey olan başkanlarla olur- üniversite gençliğinin ürettiği projelerden daha ileri düzeyde projeler üretir ve o zaman tam anlamıyla Ünye Karadeniz’in Cenneti olur.
Ünye ve özellikle gayri resmi olan platform için düşüncelerimin bir kısmı bunlardır. Gönülleri daha fazla kırmadan ve küstürmeden tüm başkanların birey olma yolunda daha fazla benmerkezcilikten uzak durmaları gerektiğini öngörüyorum.
Sağlıklı günler dilerim Saygılarımla,
23.05.2022
Nevra Arslan Bozkurt”
Takdirinize sunuyorum.
DİĞER BİR TEŞEKKÜRÜM
Değerli okuyucularım zaman zaman telefon açarak veya mesaj yazarak değerlendirmelerde bulunuyorlar.
Ayrıca makalelerimi hemşerilerim ve hemşeri derneklerimiz sayfalarında zaman zaman paylaşıyorlar. Hepsine teşekkürler ediyorum.
Bundan sonra da Ünye’mize katkı adına siz okuyucularımdan değerlendirmelerinizi beklediğimi ifade etmek isterim.
0505 315 01 16