UZM. PSK. DAN. M. ZEKİ SAKA


NORMALLEŞME Mİ? NASIL?


Daha ne kadar sürecek bütün bunlar derken… Tedavi yöntemleri, asi konusulurken… Tahminler, olasiliklar pes pese gelirken. Iyiden iyiye bunalmisken…

Nihayet kriz bitiyor!!!

Kamuoyunda yavas yavas normal sartlara dönecegimiz konusuluyor. Tüm dünya daha simdiden usul usul kendi normallik algilarinin geregini yapmaya basladilar bile.

Aslinda basindan beridir bu süreçte herkes kendi usulünce bir çözüm üretmisti. Ya da söyle demek daha uygun olur; hemen her ülke, her devlet meseleyi kendi sosyolojik baglaminda yasiyordu.

Mesela;

Amerika virüsün görüldügü ilk günden itibaren kendi zihnindeki kayip sayisini bastan kabul etti ve bunu söylemekten çekinmedi. Yanlis hatirlamiyorsam baskanlari olacak tip, 200 bin insanin kaybini göze aldiklarini söylüyordu. Su an 50 bini geçmis durumdalar. Günlük ölümlerinde bir sayisal azalma yok ama buna ragmen mayis ayiyla beraber normallesme yönünde adim atacaklarini söylemeye basladilar bile. Fransa insani isyanda. Evde kal uyarisini ciddiye almiyor. Disari çikmayi özgürlükle bir tutuyorlar. “Ihtilal çocugu” olmanin geregi bu olsa gerek! Çin hala kara kutu, tam bir muamma. Rusya ve Iran her seye ragmen ketum davraniyorlar. Utanmasalar “virüs mü, hani nerede” diyecekler? Italya sapir sapir döküldü. Muhtemelen halen daha dökülüyor da artik çok da bir önemi yok gibi. Bir de dünyanin çok da laftan sözden anlamayan, dogru düzgün sirada durmayi bilmeyen Hint alt kitasi ve orta dogu ülkeleri var. Ben öyle olduklarini düsünmüyorum kesinlikle ama koskoca dünya son iki yüzyildir bu insanlara sürü muamelesi yapiyor. Bu süreçte de maalesef ekranlarda bu sürü algisinin geregi neyse onu görüyoruz. Tam olarak ne durumdalar, kimse bilmiyor. Neyse…

“Olanlar oldu, ölenler öldü.”

Ya da;

“Olacak olan oluyor, ölecek olan ölüyor.”

Mevzu birçok ülke için bu noktaya gelmedi mi? Hatta ifade ettigim gibi basindan sonuna kadar tam da böyle yasanmadi mi? Elbette bunu derken, özellikle bizim ülkemizde uygulanan politikalar, yerinde dogru hamleler, saglik çalisanlarimizin üstün gayreti, sosyal duyarliligimiz ve daha birçok müspet hadise yine bizim sosyolojik zeminimizde sekillendi. “Biz buyuz” dedirtecek türden bir refleks gösterdik ve zannimca hakkini da verdik bu sürecin.

 Ama normallesme!

Iste bu konuda tereddütlerim var. Sanki isin bu asamasinda ya da isler bu noktaya geldiginde kaygilarimizin sekillendigi zemininin yer degistirdigini ve meseleye daha ekonomik baktigimizi görüyorum. Sanki daha düne kadar çok daha önemsedigimiz ölüm sayilari, vaka sayilari gibi göstergeler bizim artik kaniksadigimiz seylere dönüstü. Kirici olmak istemem ama sanki günde 100 küsur insanimizin kaybi bize artik çok dogal hatta olmasi gereken bir seymis gibi geliyor. Her geçen gün daha kötüye giden ekonomik göstergeler, daralan piyasalar, degisen tüketim davranisi, yerinden olan arz talep iliskisi, üretim ve istihdamin iyiden iyiye zorlanmasi… Bütün bunlari görünce acaba bu normallesme “ekonomik” mi demekten de kendimi alamiyorum.   

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593