Malumunuz olduğu üzere bu hafta başında 24 Kasım Öğretmenler Günüydü. Tüm ülke genelinde kutlamalar yapıldı, hediyeler, tebrikler, şenlikler ve süslü cümleler. Herkes öğretmenliğin kutsallığından ve insan yetiştirmenin öneminden bahsetti.
Bir öğretmen olarak bu konuda birkaç kelam da ben etmek istiyorum.
Öğretmenlik, toplumların geleceğini şekillendiren en temel mesleklerden biridir.
Çünkü bir öğretmen, yalnızca bilgi aktaran kişi değildir; aynı zamanda insanın karakterini, düşünme biçimini ve dünyaya bakışını etkileyen bir rehberdir.
Bir sınıfın içinde geçirilen saatler, bir ülkenin yıllar sonra nasıl bir toplum olacağını belirler. Bu nedenle öğretmenin emeği, sonuçlarını uzun vadede gösteren sessiz ama güçlü bir yatırımdır.
Her meslek, belli bir uzmanlık gerektirir; fakat öğretmenlik, bunun yanında sabır, anlayış ve sevgi de ister.
Öğretmen, öğrencinin hatalarını düzeltirken moralini kırmamayı, başarısını kutlarken onu rehavete düşürmemeyi bilmelidir.
Çocukların gözündeki merakı canlı tutan, onların potansiyellerini ilk fark eden çoğu zaman öğretmendir.
Kimi zaman bir cümle, bir tebessüm ya da bir yönlendirme, bir öğrencinin tüm hayatını değiştirebilir.
Toplumun bilim insanına, doktoruna, mühendisine, sanatçısına ihtiyaç duyduğu açıktır; fakat bu mesleklerin her birinin temelinde bir öğretmenin dokunuşu vardır. Bu yönüyle öğretmenlik, bütün mesleklerin yetiştiği toprağı oluşturan özel bir konuma sahiptir.
Toprak ne kadar nitelikli olursa, yetişen nesiller de o kadar güçlü olur.
Velhasıl, öğretmenlik, yalnızca bir meslek değil; nesilleri yetiştirme sorumluluğunu taşıyan bir gönül işidir.
Bu nedenle öğretmenlik, toplumun gelişiminde en önemli köprülerden biri olmaya devam etmektedir.
