RECEP ÖZCAN


Ötekileştirme

İşkur Eski Müdürü


İnsanlar tek başına yaşamak yerine, toplum içerisinde beraber yaşarlar ve bir isimle adlandırılır. İsimlendirilmeden birbirlerini nasıl tanıyabilirler? “(Allah) Âdem'e bütün isimleri öğretti.” (Bakara, 31)  ayetiyle her şeyin bir isminin var olduğu, bununda gerekli olduğu anlaşılmaktadır. 

İsimlendirilen insanlar "...Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık..." (Hucurat 13)   diyerek bahsettiği tanışma alelade bir tanışma olmayıp, insanın evrenselliğine binaen her toplumun kendi şartları içinde ortaya koyduğu kültür, medeniyet ve bilim açısından tanışma olarak değerlendirilebilir.

Günümüzde insanlar arasında bitirdikleri okullar itibariyle dernekler, mesleklerine göre meslek örgütleri, siyasi görüşlere göre farklı siyasi patiler, görüşlere göre vakıflar ve dernekler birbirinden ayrılır; bu farklara bağlı olarak farklı kimlik sahibi olur, bu kimlikle tanınır ve tanışır. 

 Bu tür oluşumlar kötü değildir. Amaç iyilik ve iyi şeyleri yapmaları, birbirleriyle rekabet halinde daha iyiyi yakalamak olmak kaydıyla. Güzel olan da budur.

Allah; Kuranda ben, biz, sen, siz, onlar gibi hitapları kullanmaktadır. Bu özelliklerimizi, neyi yaptığımızda ne ismi aldığımızı, sonucunda ne halde olacağımızı ortaya koymaktadır. Ben, biz, onlar aslında iyi vasıflardır. Ben ve biz, onlar demekle tanışma ve bir araya gelmek demektir.    

Şüphesiz insanlık tarihi boyunca öteki ya da diğeri tasavvuru sürekli olarak varlığını sürdürmüştür. Ötekileştirme ben ve biz’in dışındakilerin olumsuz algılanmasını ve değersizleştirilmesi süreçlerini içerir. Diğer bir ifade ile bireyin sahip olduğu her türlü farklılıklara olumsuz anlamlar yüklenerek, her türlü farklılığı bir tehdit unsuru olarak algılanması da ötekileştirmedir.

Birey, sahip olduğu bireysel ve kolektif kimliğine olumlu atıflar yaparak, farklılıklara ve ötekilere ise olumsuz atıflar yaparak kendi kimliğini daha değerli kılar. Böylece kendi dışındakileri ötekileştirmiş olur.

 Ötekileştirme sadece hakim grup tarafından diğerlerine yapılmaz, aynı zamanda hakim olmayan gruplar tarafından da baskın gruba karşı da yapılabilir. Böylece ötekileştirme iki zıt kutupta kendini inşa eder. Normallik ise iki zıt kutbun merkeze yaklaşmasıyla mümkün olabilmektedir

İnsanlar, ötekileri kötüler, kötü kalpliler, ya da barbarlar olarak görüp kendilerine de insanlar ya da iyiler, mükemmeller olarak tanımlarlar.

Ben ve öteki şeklinde ifade edilen iki kavramın inşası aynı zamanda biri diğerinin varlığına bağlıdır. Ben olmadan öteki olmaz. Bir arada yaşama kültürünün odak noktası da ben ve öteki arasındaki algı ve ilişkilerin niteliğinde saklıdır ve bizim ve ötekinin beni ve ötekini nasıl gördüğü ve anlamlandırdığıdır.

İnsanda zaman içersin belli bir görüş oluşur. Bunu hareketleri ve söylemlerinden anlaşılır. İnsanı fikrinden öyle kolay şekilde vazgeçirmek mümkün değildir. Tartışma sonucu hiçbir zaman fikrini değiştirmez. Aksine kendi fikrine daha fazla sarılır.

Nefret dili, ayrışma söylemleri siyasilerden veya fanatik taraftarlarınca yapılmaktadır. Bu nedenle eleştirilerini sıkça dile getirirler. Bizi ötekileştiriyorlar diye sitem ederler. Doğrudur. Fakat aynısını kendileri yaparlar bunun farkında değiller.

Siyasiler kendilerini ön plana çıkarmak için rakibine her türlü çirkin, toplumca kabul görmeyen sözleri söylerler. Rakibinin en ufacık kusurlarını öyle tenkit ederler, öyle kelimeler sarf ederler ki hakaretlerini kusarlar. Fakat kendileri de aynı kusurları işlerler. Kendileri ise aynaya bakmazlar ki kendi yaptıklarını görsünler. Söylediklerini kendi kulakları duymaz bağıra bağıra konuştukları için. Ayette denildiği gibi vaat ettikleri o kadar abartılı ki, kendileri bile inanmazlar.  “Onlar, yapamayacakları şeyleri söylerler."  ( Şuara26) 

Niyetleri topluma iyilikleri sunmak değil, farklı düşüncede olanı susturmak, karalamak, kendi çıkarlarını korumak olduğundan ikna uğruna kendilerini yıpratırlar. Hem suçlu, hem güçlü görünmeyi yeğliyorlar. Bu nedenle yaşam ve söylemleriyle toplumda başarı kaydedemiyorlar. 

Kişiler şikâyet ettiği şeyleri kendi yaptığında, ötekileştirme yapmış olmuyor mu? Elbette yapmış olurlar! Öyleyse ötekileştirenler, dillerini ve hareketlerini kontrol altına almaları gerekir. Ötekileştirmeyi önce kendileri bırakmalıdır.

 

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593