Sahil yolu yıllardır ihmal ediliyor.
Yıllar önce sosyal medyada paylaşmıştım. Aylar önce de köşe yazımda bahsetmiştim.
Yaz mevsimine girmeden önce sahil yolumuzun bordürlerinin boyanması gerektiğini, trafik akışını düzenleyen çizgilerinin çizilmesi gerektiğini, yaya geçitlerinin çizgilerinin boyanması gerektiğini...
Ancak hala tık yok!
Yetkililer bu sahil yolunu kullanmıyorlar mı? Tabi ki kullanıyorlar. Peki bu yola hangi gözle bakıyorlar?..
Öyle anlaşılıyor ki, sadece ulaşımı sağlayan yol gözü ile bakıyorlar. Trafiği engelleyen bir husus yoksa tamam sanırım onların gözünde...
Oysa yol bir kentin en önemli unsurudur!
Bir kentin yüzüdür...
Yüz bakım ister, temizlik ister...
Hangi gözle bakmanız gerektiğini ben söyleyeyim.
Öncelikle yol bir kent için turistin bilinç altında yer etmesini sağlayan çok önemli bir fonksiyondur!..
Ulaşılabilir olmanın yanında hatırlatıcı bir görselliği olmalıdır.
Hatırlatıcı bir konforu olmalıdır.
Davetkar bir makyajı olmalıdır.
Modern bir kent havasını ilk yolda teneffüs ettirmelidir.
Zira turist, ilk yolda seyir zevki yaşarken kent ile ilgili yargılara varır.
“Bu kentte bir hafta geçirebilirim” dedirten şey önce yoldur.
Güvenlikten eğlenceye, kültürden sanata, denizden doğaya, her şeyi yansıtmalıdır yol...
Gelelim sahil yolumuza...
Hele kent içi yol olmaktan uzak bir görüntü vermesi ne kadar üzücü değil mi?
Pasaklı, bakımsız, silik bir görüntü...
Bordürler acilen boyanmalı,
Trafik akış çizgileri acilen çizilmeli,
Yaya geçitleri boyanmalı,
Bu kadarcık!
Ve isterseniz yapmadan önce bir de bütün bunlar yapılmış olduğunu hayal ederek bakalım. Arada dünyalar kadar fark var değil mi?
İşte, sahil yolumuza şu anki bakışınız ile, benim “bir de böyle bakın” dediğim arasındaki farkı yansıtıyor vizyonunuz, ilginiz...
Yaz gelmeden yapmalıydınız ama, en azından yine de hemen yapın...
Hadi yalvarayım, “ne olur yapın”...
