Geçtiğimiz Pazar günü yerel seçimler yapıldı…
Belediye başkanlarımızı seçtik… Meclis üyelerimizi seçtik.
Muhtarlarımızı seçtik.
Sonuçlara sevinenler oldu, üzülenler oldu…
Ama bence, olan en güzel şey demokrasi bayramıydı!
Seçimden bir gün sonra Pazartesi günü televizyonda bir yorumcudan duydum, şöyle dedi;
“Bir dakikalığına bırakında seçim sonuçlarına kulak vermeyi, beni dinleyin. Soruyorum; dünyada kaç ülke 66 milyon seçmeniyle hem de yüzde seksenleri aşan katılımla bu kadar rahat seçim yapabilir? Üstelik 10 ay içinde, birisi 2. Tur olmak üzere üç seçimi güle oynaya geçirir?”
Ben bu sözleri duydum ya… Bir anda seçim sonuçlarını dinlemekten koptum!
Kapattım televizyonu…
Yaşımın yettiği 1963’te yapılan genel seçimlerle birlikte bugüne kadar şahit olduğum tüm seçimleri hatırlamaya çalıştım.
Bırakalım tatsız bir olayın yaşanmasını, her biri sanki bayram havasında geçen onlarca seçimi geçirdim gözlerimin önünden.
Sonra; bu ülkede demokrasi olmadığını söyleyenleri hatırladım.
Dışardan, içerden bu konuda yükselen sesleri duyar gibi oldum…
Önce güldüm… Sonra kızdım, öfkem yükseldi bir an!
Bir ülkedeki demokrasinin temelinde, herkesin hür iradesiyle istediği tercihi yapabilmesi yatıyorsa… İşte seçim, işte hür irade, işte özgür tercih… Bunlar yapılıyor yıllardır bu ülkede.
Bu neden görmezden gelinir?
İşte bu yüzden kızdım, öfkelendim...
Bir de demezler mi ki; “Benim oyum “çobanın” oyu ile nasıl eşit sayılır?”
Sen kimsin, senin “çoban” diye ifade ettiklerin sandık başında öyle tercihlerde bulunuyorlar… Öylesine feraset örneği sergiliyor… Öyle dersler veriyorlar ki…
Sen bile “akıl tutulması” yaşıyorsun be gafil!
Sana tavsiyem, demokrasi ile ilgili ders aldığın adresi değiştir.
Hele o darbeciler…
Bu milletin tercihlerine karşı yapılan darbeler…
Seçtiklerimizi, askeri güçlerine dayanarak alaşağı edenler…
Üstelik bunu “demokrasinin” gereği için yaptıklarını söyleyenler…
Ve çok daha trajik olanı, bunları alkışlayıp “demokrasi kahramanı” görenler…
Bunlar hiç fark etmediler asıl demokrasinin, bu ülkede yapılan seçimler olduğunu…
Bu ülkedeki seçimlerin demokrasi bayramı olduğunu hiç anlamadılar…
Anlamak istemediler maalesef.
Ama ne derseniz deyin… Ne yaparsanız yapın… Ne yapmak isterseniz isteyin… Asıl demokrasi, bu ülkede yapılan seçimlerde yaşanıyor.
Alın sizlere 10 ay içinde koca koca üç seçim, üç muhteşem demokrasi örneği… Ve de üç demokrasi bayramı…
Sonuçlarına gelince…
Anlayabildin mi “sahte demokrat” ne demek istedi senin “çoban” dediğin millet bu son seçimde?
Bak ne diyor?
“Ey Tayyip Erdoğan, sana 22 yıl oy verdim, destek oldum. 10 ay önce yine verdim, iktidarda kal istedim. Ama bazı icraatlarını beğenmiyorum. Düzeltmen için sana bu sefer “sarı kart” gösteriyorum. Düzeltirsen yeniden “yeşil kart” görür, devam edersin… Düzeltmezsen “kırmızı kartımla” düşer, gidersin.”
Görüyorsun değil mi dersi?
Görüyorsun değil mi feraseti…
Bırak artık yanlış adreslere kulak vermeyi…
Bırak bu ülke için “gram” iyilik düşünmeyenlerle oynaşmayı…
Bunu anla… Milletindeki feraseti gör. Yanında yoldaş ol… Birlikte yürü…
Yanılmazsın… Yanlışa düşmez, mahcup olmazsın emin ol.
******** ********* *********
Seçimlerin Ordu için, Ünye için sonuçlarını önümüzdeki haftalardaki yazılarımda ele alacağım.
Yeniden seçilenlere hangi mesajların verildiğini…
İlk kez seçilenler için ise seçim sonuçlarının ne anlama geldiğine vurgular yapacağım.
Son vermeden, önümüzdeki Çarşamba günü Ramazan Bayramı…
İnşallah hayırlısıyla kavuşur, bayramımızı kutlarız.
Herkese gönlünce bayram günleri diliyorum.
Ayrıca bayram için yola çıkanlar; çok dikkatli olun. Acele etmeyin… Yorulduğunuzu bilin, dinlenin öyle devam edin ne olur…
********* ********* *********
Kalın sağlıcakla…
