YAHYA CUMHUR TAPÇI


SİYASETÇİLERİN MÜNAZARALARINDA MEDYANIN KATKISI


Münazara, ögrencilerin arastirma, bilgi ve becerilerini sözel ve görsel olarak aktarabilmeleri, kendilerini ifade edebilmeleri, farkli düsüncelere karsi yeni fikirler ve yorumlar getirebilme kabiliyetlerini gelistirebilmesi için uygulanan bir türdür. Bu konuda önemli olan, savunulan konunun hakli ve dogru olmasi degil, kisinin veya grubun bu düsünceyi dogru ve etkili savunabilmesi, karsi düsünceyi çürütmesi ve jüriyi etkileyebilmesidir. 

Siyasetçilerimiz her an bu türün örnegini toplumun önünde sergiliyor. Bu nedenle okullarda, Türkçe/Edebiyat derslerinde münazara konusu müfredattan kaldirilmali… Bosuna zaman ve emek kaybi var. Çocuklar özellikle ortaokullarda bu türün amacinin farkina varamiyor. Liselerde ise bu türün uygulamasinin son zamanlarda yapildigina pek inanmiyorum. Hal böyle olunca müfredat geregi zaman ve emek kaybindan baska bir ise yaramiyor. Ancak bizim çocuklar münazaranin bütün özelliklerini televizyonlardan, sosyal medya üzerinden çok kolay ögrenebiliyor ve bir de taraftar olmus ise en etkili uygulayicisi haline dönüsüyor. Yani demem odur ki, siyasetçilerimiz bu türü herkese çok kolay ögretiyor. O zaman egitim müfredatinda yer almasinin bir geregi de kalmiyor.

Bu konuyu biraz açalim. Münazarada amaç dogruyu bulmak degildir. Savunulan düsünceyi kabullendirmek, bunun için de her türlü; gerçek, sahte, olumlu, olumsuz bilgi ve belgeyi kullanmaktir. Amaç hedefe ulasmak oldugu için bilginin dogrulugunun bir önemi yoktur. Ayrica karsi tarafi ajite ve provoke ederek yanlisa sevk etme, algi olusturarak kafalari karistirma çabalari da görülür. Kim jüriyi etkileyebilmisse ve inandirabilmisse bu münazaranin kazanani da o oluyor.

Günümüzde siyasi faaliyetleri yürüten siyasetçilerimiz; iktidar ve muhalefet olarak iki gruba ayrilmis durumda bu da münazaranin iki tarafi konumundadir. Iktidar, yaptiklarinin ne kadar çok, dogru ve güzel hizmetler oldugunu ve bu yüzden hizmetlerin devami için iktidarda kalmalari gerektigini, muhalefetin bos konustugunu; muhalefet ise, hiçbir seyin yapilmadigi, yapilanlarin da yanlis, kötü ve kayirmaci bir anlayisla devlet malinin talan edildigini bu yüzden iktidardan gitmeleri gerektigini halk jürisine inandirma mücadelesi içindeler.

Siyasetçilerin savunma ve kendilerini ifade etme alanlari; yandaslari olan televizyonlar, taraftarlarin olusturdugu gruplar ve bireysel paylasim servisleridir. Bilisim teknolojisinin evrensel hale dönüstügü günümüzde bu alan, en etkili silah olarak kullanilabilmektedir. Bu silah o kadar güçlü bir silah ki, insanlar düsüncelerini rahatça ifade edebilmekte, bazen de öfkelerinin akisina kapilip yanlisa, küfür ve hakaretlere varan ifadelerle kendilerini de sikintiya sokmaktalar. Hal böyle olunca münazara, karsilikli atismalarin, hakaretlerin, yalanlarin, iftiralarin küfür ve saldirilarin cirit attigi bir alan haline dönüsebilmektedir.

Toplumsal gerginligin sebeplerinden biri de siyasetçilerin ve taraftarlarin yüksek perdeli ifadelerinden kaynaklanmaktadir. Sesi çok çikan baskin hale dönüsüyor. Gücü eline geçiren istedigi gibi kullanma yetkisini kendinde buluyor. Basin yayin organlari bu gücün en büyük ve güçlü silahlarindan birincisidir. Medya organlari bir ayligina ekranlarini kapatsa, gazete ve dergiler bir ay yayinlanmasa acaba ülkemizde nasil bir siyasi tavir ortaya çikar? Kabahati sadece siyasetçilere havale etmek ne kadar dogrudur… Basin yayin organlari tarafsizligini yitirmisse ne kadar inandirici olur… Hal böyle olunca yandas medya yaftasini tasimak zorunda kalir ki buda basin camiasi için hiç de hos olmasa gerektir. 

Biz tekrar münazaraya dönecek olursak ülkemizdeki münazara her gün, her saat, dakika ve saniye artik hayatimizda. Bu münazaranin galibi bizim hangi tarafin yaninda yer aldigimizla alakali olacaktir. Durum öyle bir hal almistir ki artik herkes tarafini seçmis, diger insanlarin, özellikle olaylara tarafsiz bakmaya çalisan, siyasi tavirlardan pek hoslanmayan insanlarin kafalarini nasil karistirip da kendi tarafimiza çekip oylarini gasp edebiliriz, haline gelmistir.

Günümüzde olaylari tarafsiz bir göz ve mantikla degerlendirmek ne mümkün… Dogruya dogru, yanlisa yanlis demek ne kadar kolay? Siyasetçilerin münazaralarinin sonu nasil bitecek bakalim. Çocuklarimiz da okullarda ögrenemedikleri münazara türünün canli örnegini böylece yasayarak görmüs oluyorlar. Ama bu münazara türü hiç de güzel bir örnek olarak durmuyor karsimizda. Onlar acaba ilerde hangi taktikleri gelistirecekler merak da etmiyor degilim hani…

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593