MUSA Ö. KIROĞLU


“Siyasetin namusu var!”

Genel Yayın Yönetmeni


Ordu mitinginde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, siyasetin namusu olduğuna işaret etmiş.

Bunu niye ifade etme gereği duymuş? sorusundan önce şu soruları cevaplayalım. “Namus” ne demek?  “Siyasetin namusu” denince ne anlamak lazım?

Namus:  Toplum içinde geçerli olan ahlak kuralları... Doğruluk, dürüstlük, erdemlilik anlamına gelir.

Bu kurallara uyarak hareket eden, doğruluk, dürüstlükten yana olan, erdemli davrananlar için “namuslu”...

Bunların aksi hareket edenler için ise; “namussuz” diyoruz.

Diyoruz da, kişinin namusluluğunu, namussuzluğunu neyle, nasıl ölçeceğiz?

Orta yerde bir namussuzluk yapılmış… Toplumun çoğunluğu tarafından da bu böyle ifade edilmişse sorun yok… O kişi namussuzdur.

Ancak, birilerinin namussuzluk olarak gördüğü bir olaya başkaları katılmaz da “namussuzluk” olarak görmezse ne olacak?

Nitekim bu durumlarla sık sık karşılaşabiliyoruz.

Bu da gösteriyor ki, “namusluluk”, namussuzluk” kavramları yeri geldiğinde kişilere göre değişebilen “göreceli” kavramlar haline gelebiliyor.

Gelelim Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği “siyasetin namusu’ kavramına…

Namusun tanımını yaptıktan sonra, siyasi namussuzluk ne anlama geliyor? Bu sorunun cevabı da kendiliğinden çıkıyor ortaya…

Buna göre; ahlak kurallarına bağlı kalınması, doğruluktan şaşmadan siyaset yapılması ‘siyasetin namusu’nu ifade ediyor.

 

Bu tanımlamalardan sonra gelelim Cumhurbaşkanımız Ordu mitinginde neden “siyasetin namusu” olduğuna vurgu yaptı? sorusuna…

Üstü kapalı bir ifade gibi duruyor. Ancak, burada hedefindeki kişinin İYİ Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Enver Yılmaz olduğunu herkes biliyor.

Enver Yılmaz, Cumhurbaşkanımızın Genel Başkanlığını yaptığı AK Parti’de Ordu Kurucu İl Başkanlığında bulunmuş, 3 dönem milletvekilliği yapmış… Ordu Büyükşehir Belediyesi Kurucu Başkanlığını yaparken istifası istenmiş… İstifa etmiş… Beş yıl beklemiş… Hakkının iade edileceğini, Büyükşehir’e yeniden aday yapılacağını umut etmiş. Ama olmamış. Bunun üzerine partisinden istifa ederek, İYİ Parti’ye geçmiş… Buradan da Ordu Büyükşehir Belediyesine aday gösterilmiş.

Şimdi şöyle bir iddia var; Enver Yılmaz, İYİ Parti’den seçildiği takdirde ayrılıp AK Parti’ye geri dönecek.

İşte bu iddia üzerinden hareketle ifade ediyor Sn. Cumhurbaşkanı “siyasetin namusu var” sözünü…

Ordu’daki, konuşmasında sözünün devamında ise şöyle diyor; “Eli işte gözü oynaşta olanlarla işimiz yok. Trenden inenler bir daha bu trene binemeyecekler.”

İddia edildiği gibi Enver Yılmaz, seçildiğinde AK Parti’ye geri dönecek mi, dönmeyecek mi? Bilmiyorum. 

Kaldı ki işin o bölümü beni ilgilendirmiyor. Siyasetçiler kendi aralarında ne demiş, ne dememiş, bunların üzerinde kafa yormaya kalksam beyin hücrelerim dayanamaz yanar, dumura uğrar…

Ben gazeteciyim, siyasi mevzularda taraf olmamın yanlış olduğunu çok iyi bilirim.

Bu kapsamda Enver Yılmaz’ın siyasi hayatı, hedefi, başarısı, başarısızlığı… Kendisiyle ilgili edilen olumlu, olumsuz söylemler benim dışımdaki konudur.

Ancak bir konu beni çok ilgilendiriyor; haksızlık…

Ordulular oy verdi Enver Yılmaz’ı seçti, Büyükşehir’e başkan yaptı.

AK Parti ise istifasını istedi… İstifa etmek zorunda bırakıldı.

Buradaki haksızlık beni çok rahatsız ediyor. 

Bir kere, seçmen iradesine karşı haksızlık yapıldı, bundan ziyadesiyle rahatsızım. Bu bana, geçmişte siyasetçilere yapılan darbeleri hatırlatıyor.

Diğer taraftan, orta yerde kazanılmış bir hak var. Bir kişi çıkmış meydana çalışmış, seçilmiş, başkanlığı kazanmış.

Ama bunun “kazanılmış hak olduğu” hiçe sayılmış. Elinden alınmış…

Üstelik hiçbir gerekçe gösterilmemiş… Bir iddiada bulunulmamış… Yargıya düşen, cezaya dönüşen hiçbir suç isnat edilmemiş…

“Dilsiz şeytan” olamam; bu haksızlık ta beni çok rahatsız ediyor.

Ayrıca sadece Enver Yılmaz’a karşı değil… O sırada görevden alınan diğer belediye başkanlarının uğradığı haksızlıklar da buna dahil…

Bu konuya daha önce de birkaç köşe yazısında değinmiştim.

Bu yazımda yine değindim, şunun için;

Sn. Cumhurbaşkanımız dedi ya; “siyasetin namusu var.”

Cumhurbaşkanımıza sonuna kadar katılıyorum. Kesinlikle olmalı… Çünkü namus, hayatın her alanının olmazsa olmaz kuraldır. Namus varsa insan vardır, aile vardır, toplum vardır, millet vardır ve başımızın tacı devlet vardır.

Namus, işte bu kadar önemli bir kavramdır.

O halde soruyorum;

Vatandaşın seçtiği AK Partili belediye başkanlarının hiçbir neden gösterilmeden alınması ve vatandaş iradesinin hiçe sayılmasını ‘siyaset namusu’nun neresine koyacağız?

Ayrıca, kazanılmış hakların elden alınmasını ‘siyasetin namusu’ kapsamında nasıl açıklayacağız?

………..

Haftaya yeni yazımda buluşuncaya kadar kalın sağlıcakla…

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593